Tüketiciler Birliği Antalya Şubesi Ticari Hayat Komisyonu Sorumlusu Nergiz Türkmenoğlu, ticari kredilerdeki uygulamaları değerlendirirken, "Ticari kefil oluyorum derken ticari sefil olmayın" dedi.

Türkmenoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, yeni kurulmuş veya küçük ölçekli işletmelerin mal alımlarını peşin ödemeden temin etmek amacıyla kısa vadeli kredilerinden yararlandıklarını belirterek, "Bankalar krediyi verirken firmanın geri ödeme riskini aldığı için kredi kullanımında kredi borçlusunun bireysel taahhütlerinin yanında kredi türüne göre ek teminat olarak olarak kredibilitesi yüksek olan gerçek veya tüzel kişilerin kefaletleri de teminat olarak istenir" dedi.
Türkmenoğlu, kredi alan tarafın hak ve yükümlülüklerini, sorumluluklarını bilmeden bilinçsiz kredi kullanmasının hem müşteriye hem de kefile zor anlar yaşattığını söyledi.

Bu anlamda kefilin, hayatımızın her noktasında olduğu gibi sorgulayıcı ve bilinçli olmak durumunda olduğunu anlatan Türkmenoğlu, şunları söyledi:

"Bir banka kredi borcunda kefil olan kişinin sorumluluğu bir kredi sözleşmesinin yapılması ve borçluya kefalet edilen miktarın sözleşmede açıkça belirtilmesiyle başlar. Kefil olan taraf yapılan sözleşmede belirtilen meblağın sonuçlarından sorumludur."

Konuyla ilgili bir de örnek veren Türkmenoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Örnek verilecek olursa, kefil olunan 25 bin TL'lik bir miktar var ve asıl borçlu bu borcunu ödememiş. Banka hem borçluya hem kefile borcun ödenmesi için ihtarname çekiyor ve ihtarnamedeki asıl borç miktarı 40 bin TL. Sonradan anlaşılıyor ki asıl borçlu kefil olunan 25 bin TL'lik miktarın dışında daha sonradan da kredi kullanılmış ve toplam borç kefil olan kişiye de yansıtılmıştır. İşin gerçeğinde ise kefil olan taraf sadece 25 bin TL'lik limitten ve bu limite noterden keşide edilen ihtarname tarihinden itibaren işleyecek taraflarca kararlaştırılmış faiz oranından sorumlu olduğunu zannetmektedir."

İHA

Yayın Tarihi : 15 Haziran 2009 Pazartesi 12:35:26