İdrar kaçırmanın, kadınlarda, erkeklerde ve çocuklarda görülebildiği belirtildi.
Türk Üroloji Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr. Tufan Tarcan, 65 yaş üstü kadınlar'ın 3'te birinin idrar kaçırdığını belirtti.

Birden çok idrar kaçırma tipi olduğunu anlatan Prof.Dr. Tarcan, idrar kaçırmanın en sık sebeplerinden bir tanesinin ''aşırı aktif mesane'' olarak tanımlanan durum olduğunu belirterek bunun görülme sıklığının yüzde 16 olduğunu ifade etti.

Aşırı aktif mesanede ani idrara çıkma hissi ile birlikte sık idrara çıkma, gece idrara kalkma ve bazen de sıkışma tipi idrar kaçırma olduğunu ifade eden Tarcan, şöyle konuştu: "Yani aniden idrar hissi duyuyorsunuz tuvalete yetişene kadar idrar kaçırıyorsunuz. Bazen de idrar kaçırmıyorsunuz ama o sırada yaptığınız iş ne kadar önemli olursa olsun bırakıp tuvalete koşmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da hayat kalitenizi ciddi oranlarda bozuyor.''

İdrar kaçırmanın diğer türünün ise strese bağlı olduğunu anlatan Prof.Dr. Tufan Tarcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kişinin hareketle, eforla birlikte karın içi basıncının artmasına bağlı idrar kaçırılıyor. Daha çok kadınlarda görülmesinin sebebi erkeklere oranla kadının doğuştan anatomik olarak idrarı tutmaya yarayan yapının daha zayıf olması ve bir de yaş ilerledikçe ortaya çıkan bu yapıdaki ek zayıflamalar, çocuk doğurma bunu etkiliyor. Aşağı yukarı 65 yaşın üzerinde kadınların 3'te biri idrar
kaçırıyor doktora başvuru oranının tüm hastaların yüzde ellisi bile değil."

İdrar kaçırmanın tedavisinin tiplerine göre değiştiğini belirten Prof.Dr.Tufan Tarcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda medikal, cerrahi ve egzersiz tedavisi uygulanıyor. 'Tüm idrar kaçırma tiplerinin tedavileri birbirinden farklı. Hepsinin başarılı tedavi yöntemleri var. Medikal tedaviden cerrahi tedaviye kadar pek çok tedavi yöntemi var. Gençlerde daha çok ilaç tedavisi ve pelvik taban kas egzersizleri yani idrarı tutmaya yarayan sfinkter kas yapılarının güçlendirilmesini amaçlıyor bu
egzersizler.''

Son 30 yıl içinde idrar kaçırma ile ilgili doğru sanılan birçok tedavi yönteminin başarısızlığının kanıtlandığını ve artık bu tedavilerin uygulanmaması gerektiğini belirten Prof. Tarcan, başarısızlıkla sonuçlanan her yanlış tedavinin hastaları hekimden uzaklaştırdığını anlattı. İdrar kaçırma tedavisinde son 10 yılda önemli gelişmeler olduğunu ve yepyeni sayfalar açıldığını ifade eden Prof. Tarcan, uzman yerlere başvurulduğu takdirde sorunun doğru tespit edilip başarıyla tedavi edilebileceğini söyledi.

ÇOCUKLAR VE ERKEKLERDE İDRAR KAÇIRMA

Prof. Tufan Tarcan, çocuklardaki idrar kaçırmanın da önemli bir sorun olduğunu, çoğunlukla ailelerin "büyüdükçe geçer" yaklaşımında olduğunu ancak bu sorunun altında bazen tahmin edilmeyen önemli hastalıklar yatabileceğini söyledi.

Tarcan, bu konuda ailelere şu mesajı verdi: "4 yaşını doldurup 5 yaşına girdikten sonra çocuğun hala idrar kaçırmayla ilgili problemi varsa mutlaka bir ürolojik değerlendirme yapılmalı. Çocuklarda idrar kaçırmanın altından kuş da çıkabilir deve de çıkabilir. Ailelerin çocuklarındaki idrar kaçırmayı önemsemesi gerekiyor."

Normalde idrar kontrolünün çocuklarda 3 yaş civarında tamamlandığını anlatan Tarcan, sözlerine şöyle devam etti: "En sık rastladığımız sorun gece idrar kaçırmalar. Beş yaşındaki çocukların yüzde 15'inde görülüyor. Enüreziz noktürna olarak adlandırılan bu duruma "Nasıl olsa geçer" diye bakmamak ve uygun tedavi yöntemleri ile çocuk üzerinde sosyal ve psikolojik etki bırakmadan düzeltmek gerek. Daha seyrek gündüz işeme sorunlarına da rastlıyoruz ki bunların altından idrar yolu enfeksiyonları, disfonksiyonel işeme, kabızlık veya dışkı kaçırma, vezikoüreteral reflü gibi önemli durumlar çıkabiliyor. Tedavide geç kalındığında böbrek yetmezliği riski dahi mevcut.''

Erkeklerin idrar kaçırmada kadınlar gibi çekingen olmadığını belirten Tarcan, erkeklerdeki idrar kaçırmanın genelde prostat kanseri için yapılan radikal ameliyatlar sonrası gerçekleştiğini belirtti.

İHA

Yayın Tarihi : 31 Ekim 2008 Cuma 14:49:40