20
Mayıs
2024
Pazertesi
İSKENDERUN - HATAY

Zehirli atıklar korkutuyor

2000 yılında İspanya’dan aldığı zehirli atık yükünü Cezayir’e götürmek üzere yola çıkan gemiyi, Cezayir kabul etmemişti. Bunun üzerine sahibi Türk olan Ulla gemisinin yükü, İskenderun Demir Çelik Fabrikası’na toz kömür olarak verilmek istendi. Ancak yapılan teknik analizde yükün toz kömür değil, “termik santralların baca kurumlarının oluşturduğu tehlikeli toksik atık” olduğu tespit edildi.

Bunun üzerine gemi mühürlenerek İs-Demir Limanı’na bağlandı. 4 yıldır limanda bekletilen zehirli atık yüklü gemi tabanında meydana gelen çürüme nedeniyle, taşıdığı yaklaşık 2 bin ton atıkla öğle saatlerinde battı. Çevreci örgütler, Ulla adlı geminin limandan uzaklaştırılması için çeşitli eylemler yapmış, ancak bir sonuç alınamamıştı.

Türkiye’nin de taraf olduğu “Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımı ve Bertarafının Kontrolü”ne ilişkin Basel Sözleşmesi gereği işlem yapıldığı, gemide yüklü bulunan atığın İspanya’ya iadesi için yasal sürecin başlatıldığı kaydedildi. Konunun, 6-13 Aralık 2002 tarihlerinde Cenevre’de yapılan Basel Sözleşmesi 6. Taraflar toplantısında gündeme geldiği, 20 Mart 2003’te İspanyol delegasyonu ile Türk delegasyonunun yaptığı toplantıda, İspanya’nın, atığın Türkiye’den alınması konusunda kararlılığını dile getirdiği vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı’nda 30 Mart 2003’te yapılan toplantıda, yükün İspanya hükümeti tarafından gönderilecek gemiyle alınmasının gündeme geldiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi: “Gemi yükü üzerinde haciz bulunması nedeniyle bir işlem yapılamaması üzerine, haczin yük üzerinden kaldırılması için 19 Şubat 2004 tarihinde gereği yapılmış ve 17 Haziran 2004 tarihi itibariyle haciz kalkmıştır. Bu durum 1 Temmuz 2004’te Dışişleri Bakanlığı’na bildirilmiş ve gemi yükünün limbo yapılması hususunda İspanya hükümeti ile teknik ve finansal konularda işlemler tamamlanmışken 6 Eylül 2004 tarihi itibariyle saat 15.10 civarında söz konusu geminin battığı haberi gelmiştir.

Gemi ambarındaki yükün deniz ortamına dağılıp dağılmadığı henüz tespit edilememiştir. Ancak batan gemide bulunan 2 bin 200 ton uçucu kül, yaklaşık 3 bin 80 gr krom artı altı değerlikli içermektedir. Krom artı altı değerlikli, suda çok kolay çözünmektedir ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği 1. Sınıf içme suyu kalitesi baz alındığında, söz konusu atığın tamamının deniz ortamına dağılması halinde 308 bin ton suyu kirleteceği tahmini olarak hesaplanmıştır. Atığın deniz ortamına karışması durumunda, kirliliğin eşit dağıldığı varsayılırsa 65 metre yarıçapında bir alanda etkili olabileceği beklenmektedir. Kaynağa yaklaştıkça kirlilik daha yoğun olacaktır.”
Atık gemi batmadan önce nem alması ve taşlaşması, aynı zamanda yükün içerisinde bulunduğu ambarların kapaklarının kapalı konumda olması ihtimali göz önünde bulundurulduğuna krom artı altı değerliklinin birden çözülemeyeceğinin tahmin edildiği, ancak atık içindeki krom artı altı değerliklinin suyla birleştiğinde çözünmeye başlayacağı vurgulandı.

Akıntı yönünde, geminin battığı nokta merkez alınarak çemberin dışına doğru farklı noktalardan ve derinliklerden numune alınarak kirlilik kontrolünün yapıldığı bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Dünya Sağlık Teşkilatı, içme suyu kalitesine göre sudaki toplam krom 0.05 mg/lt’den fazla olamaz. 65 metrelik yarıçapta kromun hemen çözüleceği varsayımıyla bu değerin 0.01 mg/lt olacağı hesaplanmaktadır. Dolayısıyla geminin battığı noktada, 65 metrelik yarıçap içerisinde canlılar için tehlike ihtimali bulunmaktadır.
İhtiyata binaen geminin 200 metre yakınına kimse girmemeli, ölü balıklar yenmemelidir. Ayrıca, ikinci bir değerlendirmeye kadar mezkuralanda avlanma, dalış ve her türlü su sporu yasaklanmıştır. Bu bölgede geminin su altındaki durumu, sızıntı olup olmadığı, gemiden sızması muhtemel kirleticilerin analizi çalışmaları başlamıştır.”

NTV Televizyonu-aa
Yayın Tarihi : 7 Eylül 2004 Salı 10:36:22
Güncelleme :7 Eylül 2004 Salı 12:50:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?