20
Mayıs
2024
Pazertesi
SAMANDAĞI - HATAY

Samandağı'na hayat verenler

Bazı yerlere denizler hayat verirken, bazı yerlere de nehirler hayat verir.

Doğu Akdeniz’in ilk liman kentlerinden biri olan Samandağ’a, hem Akdeniz hem de Asi Nehri hayat veriyor.

Musa Dağı ve Yayladağı arasındaki Asi Nehri deltası üzerinde yükselen Samandağ, Asi’nin verdiği coğrafi zenginliği, kültürü ile birleştiriyor.

Samandağ'nı tanıyalım?

Coğrafi konumu ve tarihi zenginliği ile Samandağ’ında pusulanız hep bir fazla yön gösterir. İki ulu dağın arasına gizlenmiş bir cennet vadisi gibi yemyeşil ve bereketli… Sahili de bir o kadar güneşli ve yaşam dolu. Samandağ bir hikaye gibi okunabilir. Gerçekle düş arasındaki bir çizgi gibi yaşanır Samandağ…


Samandağ’ı anlamak için önce, tarih içinde bir geziye çıkmak gerekir. Bu gezi için günümüzden tam 2300 yıl kadar geriye gidelim. Balkanlar’dan Anadolu’ya, Mezopotamya’dan Hindistan’a kadar her yerin Büyük İskender adıyla anıldığı yıllara... Büyük İskender’in komutanlarından biri olan Seleucus Nicator (Muzaffer Selevkiyeli) bir liman kenti kurar: Seleucia Pieria yani Selefkiye. Efsanelere göre burası adını Nicator’un babası Antiochus’tan alan Antakya’nın da ilk doğduğu yerdir. Kısaca Samandağ kent yaratan kenttir. Zamanla Antakya önemli bir yer haline gelmiş olsa bile, Samandağ her zaman bir liman bölgesi olarak hem askeri hem de ticari açıdan vazgeçilmez bir yer olarak dikkatleri çekti. Samandağ’ın günümüzde sahip olduğu kültürel renkliliği, zenginliği şehrin kuruluşunda bile mevcut olan bir şeydi, yani çok kültürlülük Samandağ’ın tarihinde vardır. Denizi, bitki örtüsü, tarımsal zenginliği ve insanlarıyla bu yöre o kadar ünlenir ki, eski tarihçiler buraya ‘Verimli Hilal’ demiş. Bizim anlatacağımız hikaye de buraya, bugün ki adıyla Samandağ’a dairdir. Musadağı ve Yayladağı arasında kalan bir coğrafyanın izini süreceğiz. Samandağ adının dönüşümü de kültürel çeşitliliğini ele veriyor aslında. Helenistik dönemde Antakya’nın Akdeniz’e açılan bir limanı haline gelen Seleucia Pierria, Haçlı Seferleri döneminde Filistin ve Kudüs’e giden Hristiyan birliklerin aktarıldığı bir liman haline gelmiş. Bölgeye Müslümanların hakim olmasından sonra geleneksel Arapça adını almış; Süveydiye. 1948 yılında adı resmen Samandağ olarak değişse de yörede burası hala geleneksel adıyla bilinir. Samandağ’ın tarihsel hikayesini anlatmak sayfalarca yer alır, biz onu bir kenara bırakıp, günümüzde yaşanan çeşitliliğe ve doğal güzellikleri tanıtalım.

Nasıl Gelinir?


Samandağ bir sahil bölgesi olmasına karşın ulaşım bugün en kolay, Antakya üzerinden yapılıyor. Antakya-Samandağ arası işleyen minibüslerle 20 dakikada ilçe merkezine varıyorsunuz. Samandağ’a gelirken yeşillikler arasından uzanan yolunuzun üzerinde birçok belde tabelası görürsünüz. Özellikle yolun sol tarafında St. Simeon Manastırı’na giden yönü gösteren tabela ilginizi çekebilir. Bir sütun üzerinde 40 yıl yaşadığına inanılan Aziz Simeon’un kurduğu bu manastırda ‘Terk-i Dünya’ tarikatı doğmuş, yayılmış. Bu manastır kalıntısına çıkmak için Değirmenbaşı Beldesi’nden ayrılan yola girebilirsiniz. Samandağ ise dümdüz önünüzde ilerleyen yolun sonunda sizi bekliyor. Yolunuz ilerledikçe yeni yapılmış, satışa hazır tandırları yol kenarında dizi dizi görürsünüz. Samandağ’ın özellikle merkezden biraz uzaktaki yerlerinde her evin bir tandırı var, ekmeklerini kendileri yapıyorlar. Samandağ’ın inanılmaz güzel tandır ekmeği var, hem kokusu hem tadı damağımında kalıyor. Samandağ’a girdiğinizi Fevvar Çayı üzerindeki küçük köprüden anlayabilirsiniz. Artık resmen Samandağ’dasınız. İlçe meydanında küçük bir park bulunuyor. Yemyeşil olan bu parka yöre halkı Küçük Alan diyor. Çevresinde küçük dükkanlar, mağazalar, pastaneler var. Meydanda Antakya-Sahil yönünde çalışan minibüslerin de katıldığı yoğun bir araç trafiği yaşanıyor.

samandağ.info
Yayın Tarihi : 11 Mart 2008 Salı 13:17:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
gizem nehir IP: 81.213.91.xxx Tarih : 7.05.2008 15:14:45

samandağ hakkında çok güzel şeyler yazmışsınız tebrik ederim


ali kazan IP: 194.27.153.xxx Tarih : 1.05.2008 11:23:04

muğladayım ama ne marmaris ne bodrum ne datça bana samandağın tadını vermiyor. bu tür yazıları okuyuncada mutlu oluyorum. teşekkürler...


TRUST27 IP: 81.215.171.xxx Tarih : 19.05.2008 21:50:59

Devlet memuru olarak 6 yıl boyunca SAMANDAĞ a hizmet ettim.Ayrılalı uzun yıllar olmasına rağmen hala görüştüğüm dostlarım var.Meslek hayatımın en güzel yılları orada geçti.Bu memleketin insanlarını,konukseverliğini,sıcakkanlığını yardımseverliğiini ömrüm boyunca unutmayacağım.Gönüllü bir tanıtım elçisiyim.Herkeslere selam...


semih candan IP: 81.213.144.xxx Tarih : 5.11.2008 13:39:47

ben bir hataylı olarak bu yazılanlara katılmıyorum çünkü samandağ hatay ın en geride kalmış bir ilçesi CHP nin sayesinde tabiki artık samandağının gelişmesi lazım dünyanın sayılı sahilleri arasında gösterilen samandağı sahilleri bir çöplük tarlası yollar bir tarladan da beter bunlar hep CHP nin yüzünden inşallah şimdiden sonra daha iyi olur..


GENÇ ASİ IP: 88.249.224.xxx Tarih : 12.05.2008 15:31:07

merhaba bende bir samandağlı olarak şunu söylemek istiyorum ne mutlu böyle bir yerde yaşamak,o kadar güzel yerler var ama kesinlikle samandağ kadar şirin güzel temiz ve yaşanabilir bir yer yoktur.bodrum,antalya veya marmaris samandağın yanından bile geçmez ama yeterki biraz yatırım yapılsa ve halka kazandırılırsa çok daha iyi aydın günler bekliyordur samandağımızı.en önemlisi İNSANLIK EN ÜST DÜZEYDE....kardeşçesine yaşamak ne mutlu....


sait teker IP: 78.93.83.xxx Tarih : 5.04.2008 01:13:51

samandagliyim ve mutluyum turkiyenin bir cok yerini gezdim ama samandag gibi olmuyor beni mutlu eden ne hirsizlik oluyor ne gaspcilik ne sahtekarlik herkes kendi capinda yasiyo kimse kimseyi ustun gormuyor herkes bise konusuyo ama gezmeden gorunmuyo ve yuruzim bir elini koysun antalyayi bodrumu marmarisi bir cok yeri aratmicak buna eminim saygilar....?