Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadelede en etkili unsur olan komando birliklerinin profesyonelleşeceğini açıkladı. Orgeneral Başbuğ, periyodik olarak yedek subay adayları, erbaş ve erlerin buradan çekileceklerini belirterek, "Mayıs 2008'den itibaren yedek subayların erbaş ve erlerin komando tugaylarına gönderilmesi kaldırılacak. 2009 sonunda bu iş artık tamamıyla uzman çavuşlara kalacak" dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın düzenlediği basın toplantısında zaman zaman söz alarak, terörle mücadelede yürütülen çalışmalar ve rakamlar hakkında bilgi veren Orgeneral Başbuğ, iç güvenlik bölgesinde görev yapan komando tugaylarının 'yüzde yüz profesyonelleşeceğini' söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonel bir duruma getirilmesi için bir takım çalışma içinde olduklarını belirten Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelede önemli görevler üstlenen Komando Tugayları'nın yakın zamanda
tamamıyla uzman çavuşlardan oluşacağını, buna ilişkin ilk adımın ise Mayıs 2008 tarihinde atılacağını ifade etti. Orgeneral Başbuğ, TSK tarafından yürütülen terörle mücadele hareketlerinin 'iç güvenlik harekatı' diye tanımlandığını kaydederek, "İç güvenlik harekatlarında bazı zayiatların karşılanması işin doğasıdır. 'Size düşen nedir?' diye soracak olursanız, bize düşen görev bu zayiatın en az seviyede olmasını sağlamak" ifadesini kullandı.

TSK'da terörle mücadelenin 5 ana unsurla sürdüğünü belirten Orgeneral Başbuğ, bu unsurları, "Özel kuvvetler, jandarma özel harekat taburları, komando tugayları, iç güvenlik birlikleri ve destek birlikleri" olarak açıkladı. Orgeneral Başbuğ, TSK'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olarak 5, Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı olarak da bir komando tugayının bulunduğunu ifade etti. Terörle mücadelenin aralıksız devam ettiğini, teröristlerin özellikle bahar dönemiyle birlikte saldırılarını artırma gayreti içinde olduğunu açıklayan Orgeneral Başbuğ, "Örgüt baskı altında kaldı. Bu baskıdan bir çıkış yolu arıyor. PKK'ya göre, yani kendilerince 5. kez sözde ateşkes ilan ettiler, sıkıştıklarında bu yola başvuruyorlar. Türkiye'den beklediklerini alamadılar. Irak'taki belirsizlik ve mevsim şartları da bunda etkili oldu" dedi.

Orgeneral Başbuğ, halen yurt içinde bin 800-bin 900, yurt dışında ise 3 bin 350-3 bin 750 olmak üzere toplam 5 bin 150-5 bin 650 teröristin bulunduğunun değerlendirildiğini söyledi. Yurt içinde teröristlerin en yoğun olduğu bölgelerin Şırnak ve Siirt olduğuna işaret eden Orgeneral Başbuğ, Irak'ın kuzeyinde de toplam 2 bin 800-3 bin 100 teröristin bulunduğunu belirtti. Bölücü terör örgütünün fırsatlardan istifade ederek, artan bir şekilde 'silahlı propaganda' faaliyetlerinde bulunmaya devam ettiğine işaret eden Orgeneral Başbuğ, terör örgütünün bu şekilde hareket etmeye yönelten nedenleri şu şekilde sıraladı:

"Kış ve bahar döneminde güvenlik kuvvetleri tarafından terör örgütü üzerinde kurulan baskıdan çıkış yolları aranması, kendilerine göre 'sözde ateşkes süreci'nden bekledikleri siyasi hedeflere ulaşamamaları; diğer bir deyişle Türkiye Cumhuriyeti'nden beklediklerini alamamaları, mevsim şartlarının terör eylemleri için uygun ortam sağlaması."

Orgeneral Başbuğ, Türkiye'de terör eylemlerinin artışının doğal olarak Türkiye'nin dikkatini Irak'taki gelişmelerden uzaklaştırıldığını, istenilenin de bu husus olduğunu vurguladı. Bu senenin başından bugüne kadar bölgede 442 adet olayın meydana geldiğini bildiren Orgeneral Başbuğ, geçen yıla göre olay sayısında yaklaşık yüzde 65 civarında bir artışın söz konusu olduğunu kaydetti. Orgeneral Başbuğ, zayiatın önemli bir kısmının mayın ve patlayıcı maddelerden kaynaklandığını, buna karşın teröristler tarafından yerleştirilen mayın ve patlayıcı maddelerin yüzde 70'inin tespit edildiğini vurguladı.

Bölgede kullanılan patlayıcı düzeneklerin büyük bölümünün el yapımı patlayıcı maddeler olduğuna dikkat çeken Orgeneral Başbuğ, yılbaşından bugüne kadar verilen şehit sayısının 64, ele geçirilen terörist sayısının ise 220 olduğunu belirtti. El yapımı patlayıcılarla mücadelenin zor ve kapsamlı olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, bu tür patlayıcıların sadece yollara değil, yolların 3-4 metre kenarına veya yol kenarındaki yamaçlara dahi gizlenebildiğini bildirdi. Orgeneral Başbuğ, patlayıcı maddelerin Türkiye'ye hudutlardan ve özellikle gümrük kapılarından girdiğine işaret ederek, bu patlayıcıların hazırlanmasında büyük ölçüde amonyum nitrat gübresinden yararlanıldığını söyledi. Bu gübrelerin ihtiva ettiği azot oranının 1989 yılından sonra yüzde 26'dan yüzde 34'e yükseltilmesi ve dağıtımının kontrol altına alınamamasının önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Orgeneral Başbuğ, AB'deki azot oranının ise yüzde 28 olduğunu söyledi. Hükümete birkaç defa bu konunun ifade edildiğini bildiren Orgeneral Başbuğ, "Başbakan bu konuda önlem alınacağını söyledi. Gübre dağıtımı kontrol altına alınmalı ve azot oranı düşürülmelidir" dedi.

iha

Yayın Tarihi : 27 Haziran 2007 Çarşamba 17:28:32