Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Metin Lütfi Baydar, "Akademisyenlerine ve aydınlarına güvenmeyen bir devlet ve toplum, rotası belli olmayan gemiye benzer. Türkiye'nin kendi rotasını belirleyebilmesi için, üniversitelere kendi rotasını belirleme özgürlüğünün tanınması gerekir" dedi.
Baydar, SDÜ'de düzenlenen 'Sosyoekonomik Değişim ve Dönüşüm Sürecinde Akademik Özgürlük ve Kurumsal Özerklik' konulu panelde, YÖK'ün, akademik özgürlük ve üniversite özerkliğinin önünde önemli bir engel olduğunu söyledi.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Metin Lütfi Baydar, kişisel düşünceleri olduğunun üzerine basarak yaptığı konuşmasında, akademik özgürlüğün hayata geçirilmesini engelleyen üç unsur olduğunu belirtti. Rektör Baydar, şunları söyledi: "Ülkemizde akademik özgürlüğün hayata geçirilmesinin önündeki en büyük engellerden birinin akademisyenlerimize olan güven sorunudur. Akademisyenlerimize güvenmediğimiz için de, toplumsal enerjimizi onların düşünce ve eylemlerini farklı yol ve yöntemlerle kontrol
altında tutmak için harcamaktayız. Unutmayalım ki, akademisyenlerine ya da aydınlarına güvenmeyen bir devlet ve toplum, rotası belli olmayan gemiye benzer. Bu nedenle Türkiye'nin kendi rotasını belirleyebilmesi için, üniversitelere kendi rotasını belirleme özgürlüğünün tanınması ve bu özgürlüğün toplumsal yarar üreteceğine sonuna kadar güvenilmesi gerekir."
REKTÖRLÜK SEÇİMLERİ ÜNİVERSİTELERİ FARKLI GRUPLARA BÖLÜYOR
İkinci sorunun rektörlük seçimleri olduğunu ifade eden Baydar, sözlerine şöyle devam etti: "Rektörlük seçimleri üniversiteleri farklı gruplara bölmekte ve yara açmaktadır. Seçimde oy kullanan akademisyenler tercihlerini yetkinlik, yeterlilik, liyakat yerine bağlı bulundukları grup ve siyasi düşünceye göre yapmakta ya da yapmaya zorlanmaktadır. Kişisel düşüncem üniversitelerimizde devlet, toplum temsilcileri ve akademisyenlerin buluştuğu bir mütevelli heyeti oluşturulmalıdır. Rektör, bu mütevelli heyetin
saptayacağı liyakat ve yetkinlik parametrelerine göre belirlenmelidir. Rektör, sözleşmeli olarak mütevelli heyet tarafından atanmalı, süre uzatımı akademik performans parametrelerine göre rektörün üniversiteye hesap vermesine bağlı olarak yapılmalıdır."
YÖK ENGEL TEŞKİL EDİYOR
Konuşmasında, üçüncü sorunun YÖK olduğunu ifade eden Rektör Baydar, "Kişisel düşüncem YÖK'ün bu haliyle akademik özgürlük ve üniversite özerkliğinin önünde önemli bir engel olduğudur" dedi.
Tüm akademik karar ve yetkilerin, dekan atamaları, program açma veya öğrenci kontenjanlarını belirleme gibi konuların üniversitelerin yönetim kurulu ve senatolarına devredilmesi gerektiğini anlatan Baydar, sözlerine şöyle devam etti: "YÖK Bologna sürecini koordine eden ve akademik işleyişi denetleyen bir kurul haline dönüşmeli ve üniversitelerde 1980'den bu yana devam eden olağanüstü hal kaldırılmalıdır. YÖK, üniversitelerin akademik özgürlüklerini kısıtlayan değil, aksine üniversitelerin bu
özgürlüklerinin güvencesi olan bir kurum olmalıdır."