9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) tarafından düzenlenen 'Yüksek Öğrenimin Geleceği İçin Arayış Kongresi'ne katıldı.

Süleyman Demirel'in 'Küreselleşen dünyada Türkiye için gelecek nedir?' konulu konuşmasından önce konuklara batı ve doğu ezgilerinden oluşan müzik dinletisi sunuldu. Dinletinin ardından SDÜ Senatosu tarafından Bologna Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Pier Ugo Calzoları'ye, Bologna sürecine verdiği katkı nedeniyle 'Fahri Profesörlük' unvanı verildi ve biniş giydirildi. Programda SDÜ Radyo TV Araştırma Merkezi tarafından Demirel'in bugüne kadar SDÜ'de gerçekleştirdiği konferansları özetleyen bir

sinevizyon gösterisi sunuldu, Demirel'e daha önce yaptığı konuşmaları içeren kitabın ilk nüshası hediye edildi. Demirel kitabı alırken 'Yeni bir sayfa koymamı istiyorsunuz galiba' diye espri yaptı.

Süleyman Demirel her SDÜ kürsüsünden bazı mesajlar vermeyi kendine düşen görev olarak bildiğini belirterek, "18 yıl zarfında SDÜ dünya üniversitesi oldu. Dünyanın çeşitli ülkelerinden misafirler buradaki etkinliklere katılıyor. Uygarlığın Bologna Üniversitesi'ne olan borcunu ödemiş bulunuyoruz. 1992'de bu üniversite kurulduğunda Bologna Üniversitesi'nde bir konferans verdim" dedi.

Medeniyete açılan kapının üniversite olduğunu vurgulayan Demirel, şunları söyledi: "İnsanlar ne kadar çok üniversite kapısından geçerse dünya o kadar rahat olacak. 132 milyon çocuk okuyor. Önümüzdeki sene 230 milyona çıkacaktır. Gelişmiş ülkeler en çok üniversite öğrencisi okutan ülkelerdir. Dünyanın yeni aktörleri Hindistan, Çin. Bu 132 milyonun büyük kısmı ABD ve Çin'de. Çin 100 adet dünyaca tanınmış üniversite yapmaya çalışıyor. 19 milyon Amerikalı üniversitelerde okuyor. Ne zaman üniversiteli sayısı

yüzde 80'i buldu o zaman uygarlık düzeyindesinizdir Biz yüzde 30'lardayız. Avrupa yüzde 50'de. Ama biz yüzde 5'lerden başladık."

DÜNYA ZENGİNLEŞTİ

Berlin duvarının yıkılması ile dünyada yeni bir devrin başladığına değinen Demirel, sözlerine şöyle devam etti: "İki Almanya birleşti, Sovyet sistemi çöktü, dünya yeni ufuklara açıldı. Bu ufukların demokrasi, insan hakları ve piyasa ekonomisi üzerine oturtulması gerekiyordu. Bunun neticesinde 122 ülke geçen 21 sene zarfında demokrasi insan hakları ve piyasa ekonomisini benimsedi. Dünya zenginleşti. Buna şaşırmayın, dünyada fakir yok demiyorum. Demokrasi eli idare edilen ülkelerin büyük çoğunluğu GSMH'nın

yüzde 80'ini, diğerleri yüzde 17'sini alıyor."

Bu çağın yeni bir çağ olduğunu anlatan Demirel, "Bu çağın değerini iyi anlamak gerek. Bu çağ rekabet çağıdır. Bakın üniversiteler birbirini geçeceğiz diye uğraşıyor. İlk 500 üniversitenin çoğunluğu Amerika'da. Avrupa hem bilim hem teknoloji bakımından öne çıkmaya çalışıyor. Avrupa öne çıkmalı çünkü biz de Avrupa'nın içindeyiz" ifadelerini kullandı.

ÇİN DÜNYADA 'BİZ DE VARIZ' DİYOR

20 yıl içerisinde ideolojik kavganın bittiğini, imparatorlukların kaybolduğunu, dünyanın geçen 60 yıl içerisinde barışı koruyabildiğini söyleyen Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen 20 senelik dönem bir altın devridir. Bu sürede yüzde 5 büyüme oldu. Dünya geliri 2010 yılında 69 trilyona yükseldi. Bunun 15 trilyonu ABD, satın alma gücü bakımından 9 trilyonu Çin'e ait. 2040'da 307 trilyona çıkacak. Bunun yüzde 15'i ABD'nin olacak Çin'in serveti yüzde 40 olacaktır. Çünkü Çin, yüzde 10 kalkınma hızını

her geçen gün sağlıyor. Bugün Çin, Rusya, Hindistan var."

Hindistan'ın 2040'da GSMH'nın yüzde 14'üne sahip olacağını anlatan Demirel, şunları söyledi: "Bugün Çin eşyası her birinizin günlük hayatında mutlaka vardır. Dünya 2008 krizinden çıkıyor ama dünya ABD'ye az tüket diyor. Çin ürettiğinin yarısını tasarruf etti. Çin'e de biraz daha fazla tüket deniyor. 500 büyük firmanın 450'si Çin'de şirket açmış. Bugün Çin dünyada biz varız diyor. Çin tüm dünyada hammadde topluyor. Kalkınmasını sürdürmek için hammadde lazım."

DÜNYA NÜFUSU ARTTI

Tüm bu gelişmeler yaşanırken dünyanın başına başka olay geldiğini anlatan Süleyman Demirel, "Bu iklim olayıdır. Bunu kimse küçümsemesin" dedi.

2000'lerde dünya nüfusunun 6.5 milyar olduğunu söyleyen Demirel, şöyle konuştu: "Dünya nüfusu dünyanın kaldıramayacağı kadar artmış. Dünyada yaşayanlar bunun farkında. Bu insanlara iş, aş lazım. Halen 2.5 milyar insan günlük 2.5 dolar gelire sahip. 1 milyon aç insan var. Yıllık gelir seviyesi bir yerde bin 500, diğer yerde 37 bin 500 dolar. Bu doğrultuda dünyada barışı tutun bakalım. Dünyadaki bu dagalanmalar 20 senede ortaya çıkmıştır. Eğer iklimi değiştirirseniz üzerinde yaşadığınız dünyada oturamaz

hale gelirsiniz. Şimdilik bunlar sizi alakadar etmeyebilir ama ben size yarın olacaklardan bahsediyorum. 2050'de nüfus 9.5 milyar olacak. Bunu dünyanın taşıması mümkün değil. ABD seviyesinde refah istiyorsan, 3 yerküre lazım"

Artık sınır tanımayan sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu anlatan Demirel, "Bunlar terör, yoksulluk, iklim. Tüm bunlara, tüm insanlık bir araya gelip çare olacak. Koordinasyon önemlidir" şeklinde konuştu.

İnsanların Avrupa sahillerine kaçak geçmeye çalıştığını belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Afrika'nın bu kadar yoksul kalmasına insanlık daha fazla tahammül göstermemeli. 1 triyon dolar silaha yatırılıyor. Bu paranın 100 milyar doları sarfedilse dünyada içecek suyu olmayan insan kalmayacak"

EN ÖNEMLİ SORUN GÜVENLİK

Günümüzde en önemli meselelerden birinin güvenlik olduğuna dikkat çeken Demirel, "Büyük devletler düşmanlık içinde değillerdir birbirlerine karşı. Büyük bir hata yapıp girmezler de. Ama insanlığın sonunu getirecek bir silah var. Bu nükleer silahtır. Bu veya şu şekilde kullanılırsa insanlığın sonu gelir. Bu da dünyayı çok kaygılandırıyor. İnsanların bu yerküreyi daha refah içinde yaşatacağı kapıyı açması gerekir" dedi.

TÜRKİYE OSMANLI KÜLLERİ İÇERİ2 bakımından öne çıkSİNDEN DOĞDU

Demirel konuşmasında, Türkiye'nin 85 yıl önce Osmanlı'nın külleri içerisinden doğduğuna değinerek sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada olup bitenlerden geç kalınmış. Elektrik yok. Türkiye mutlaka uygar olacaktı. Türkiye çağı yakalamak için gayret sarfetti. Türkiye'nin en büyük devrimlerinden biri eğitimdir. Türkiye'nin nüfus artışı ekonomide istenilen mesafe almayı engellemiştir. Bugün 147 üniversitede 2.5 milyon çocuk üniversiteye gidiyor. SDÜ her yıl 10 bin öğrenciyi vatan hizmetine salmaktadır.

Türkiye'nin bir çok sorunu var ama hepsini aşacak gücüde var."

NÜFUS ARTIŞINI TEŞVİK ETMENİN MANASI YOK

'Ben Başbakan olduğumda 100 bin turisti misafir edebilirken, bugün 25 milyon turist ağırlayabiliyoruz" diyen Demirel, bugünkü sıkıntıların işsizlik, yoksulluk olduğunu söyledi. Hala 4 kişiden birinin işsiz olduğunu anlatan Demirel, şöyle konuştu: "Bunların çaresi kalkınmadır. 85 yılda yüzde 5 büyüme hızını yakaladık. Yüzde 1.5 nüfus artışınız varsa, yüzde 7 kalkınma hızıyla herkese iş bulabiliriz. Bu kalkınma hızını yakalamalıyız. Nüfus artışını teşvik etmenin manası yok. Daha az nüfus daha sağlıklı,

daha zengin daha iyi yaşayan, daha çok nüfus aç yoksul bu mu daha iyi?"

İSRAİL SALDIRISINI KINIYORUM

Konuşmasında Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisinde yaşananlara da değinen Demirel, "Esaret içerisinde bulunan insanlara yardım götürenlere İsrail'in saldırısı fevkalade ayıp. Kınıyorum. İnsanlık ayıbı işlenmiştir. Millet üzülmüştür. Gerçekten bu üzüntü herkesin paylaştığı haldedir" dedi.

AB'nin bir iktisadi değil siyasi medeniyet projesi olduğunu ifade eden Demirel, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bir demokrasi projesidir. Öyleyse bunun içinde olmalıyız. Biz bir medeniyete sahibiz. Avrupa bizi arasına almakla tereddüt ederse haksızlık eder. Karamsarlığa kapılmanın anlamı yok.Herşeyin daha iyi olması için gayret edelim ki, daha iyi bir dünya olsun."