Ağrı DTP’den basın açıklaması

DTP üyesi Hanifi Demir “tek bir kürt ve türk gencinin kanı akmamalıdır”

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Ağrı İl Örgütü, partilerine yönelik baskıları ve PKK’nın 1 Haziran’da bitecek olan çatışmasızlık kararına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

DTP Ağrı İl Örgütü'nün partilerine yönelik baskıları ve KCK'nin çatışmasızlık kararına yanıt verilmesi amacıyla yapmak istediği yürüyüşe polis izin vermedi. Bunun üzerine il binası önünde açıklama yapan grup, polisin tavrını 'DTP'yi değil silahları sustur' sloganıyla protesto etti.

Açıklama amacıyla Cumhuriyet Caddesi'ndeki Saat Kulesi önüne yürümek isteyen DTP'liler, Belediye İş Merkezinde bulunan il binasından çıkarken polis barikatıyla karşılaştı. Cadde girişinde yoğun güvenlik önlemleri alan polis, DTP'lilerin Cumhuriyet Caddesi'nde yapmak istediği yürüyüşe izin vermedi. Bunun üzerine grup, alkış ve 'DTP'yi değil silahları sustur' sloganıyla tepki göstererek, il binası önünde açıklama yaptı.

Basın açıklamasını yapan DTP İl Örgütü Üyesi Hanifi Demir, KCK’nin ilan ettiği çatışmasızlık kararına güç ve destek verilmesini istedi.

Tek bir Kürt ve Türk gencinin kanı akmamalıdır diyen Demir şunları söyledi.

Türkiye çok tarihsel bir dönemeçten geçiyor. Türkiye barışını arıyor bu tarihsel dönemeçte ciddi bir kararlaşma sürecini yaşıyor. Ya Türkiye, başta Kürt halkı olmak üzere baskı altındaki bütün kimliklerle barışmaya, insanca, onurlu, adil ve demokratik bir geleceği yaratmaya yada yıllardır süren çatışmayı büyütecek ve nerede duracağı belli olmayan karanlık ortamda yürümeye karar vermek zorundadır.

Türkiye’nin önünde barış ve demokraside karar kılacak tarihsel fırsat ve olanak doğmuştur. KCK 1 hazirana kadar çatışmasızlık kararı vererek silahların susmasını sağlayacak irade beyanında bulunmuştur. Bu durum kalıcı bir barış ortamı yaratmak için büyük umuttur. Haftalardır tüm Türkiye yaratılmış bu umudu tartışmakta, bu umudun heba edilmemesi için bir çok kesimden ciddi çağrılar yapılmaktadır. Başta DTP olmak üzere demokrat, duyarlı ve ülke sever bir çok çevre bu umudun derinleşmesi ve kalıcı bir barış ortamının oluşması için çaba sarf etmektedir.

Bu umut ve fırsat sönmemelidir. Barış ve toplumsal uzlaşma ortamı için şans yaratılmalıdır. Bunun için Türkiye’nin silahlı güçlerine, hükümetine ve devlet büyük bir sorumluluk düşmektedir. KCK’nin ilan ettiği çatışmasızlık kararına güç ve destek verilmelidir. Silahlar karşılıklı olarak susturulmalıdır. Tek bir Kürt ve Türk gencinin kanı akmamalıdır.

Barış değil çatışmayı zorunlu görenler, çağrılara kulaklarını tıkayanlar dökülen her damla kanın sorumlusudurlar.

1 haziran yaklaşıyor. Türk Silahlı güçleri hala operasyon düzenliyor, pusular atıyor, barış ortamını ortadan kaldırmak için her çabayı harcıyor. Her gün ölüm haberleri ile analar göz yaşlarını döküyor. Silahların ölüm kustuğu bu ortamda barış umutları her gün biraz daha zayıflıyor. Umudu zayıflatan her çaba Kürt ve Türk halkının geleceğine sıkılmış kurşundur.

Kürt halkı onurlu bir barış istiyor. Barış haklarımız için lütuf ve sadaka gibi görülmemelidir. Silahların karşılıklı olarak sustuğu bir ortam onurlu bir barışın gelişmesine hizmet edecektir.

O halde Türk ordusu da silahları susturmalı, çatışmasız bir ortamın gelişmesi için katkı sunmalıdır. Ölüm değil yaşam kutsanmalıdır. Savaş rantçılarına dur denilmelidir. Devleti, hükümeti, silahlı kuvvetleri konuya duyarlı ve sorumlu yaklaşmaya davet ediyoruz. Kamuoyuna bu sürecin derinleşmesi için sesini yükseltmeye çağırıyoruz. Yaratılan çatışmasızlık ortamının sürmesi ve kararını 1 hazirana sonrasında da uzatması için KCK’ ye çağrıda bulunuyoruz. Kürt veTürk halkı özgürlük ve barışa layıktır. Ya onurlu bir barış yada hiç”dedi