1
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Bitlis'in dağlarında çiçekler açar

Bitlis Polisevi’nde aşçılık yapan Ecevit Sulukaya, Millî Takım’a sporcu yetiştiriyor. Dideban Kayak Kulübü'nün 8-12 yaşlarında 40 öğrencisi var. Üç kayak takımından başka malzemesi olmayan öğrenciler, 2007’de Türkiye genelinde 12 madalya kazanmış. Bir sporcu da Kayak Millî Takımı’na seçilmiş. Bitlisli çocuklar kar, kış, yokluk ve terör gibi olumsuzluklara rağmen Dideban dağının eteklerinde geleceğin millî sporcuları olmayı hedefliyor.
Kışın eksi 10’ların altında seyreden soğuğuna rağmen bizi İstanbul’dan Bitlis’e götüren sebep, 33 yaşındaki Ecevit Sulukaya’nın hikâyesi... 15 yıldan bu yana Bitlis Emniyet Müdürlüğü Polisevi’nde aşçılık yapan Sulukaya, kendi imkânlarıyla geçen yıl kurduğu Dideban Kayak Kulübü’nün bünyesindeki 40 öğrenciyi Türkiye Kayak Milli Takımı’na yetiştirmeyi kafasına koymuş. Yaşları 8-12 arasında değişen bu çocuklar geleceğin milli kayakçıları olma hayaliyle her hafta sonu ve okul sonrasında Dideban’da antrenmana çıkıyor. Sulukaya, Bitlis’teki diğer kulüplerden transfer ettiği 20 yaşındaki dört genci de yarışmalara gönderiyor.

Dideban Kayak Kulübü deyince aklınıza öyle popüler kayak merkezleri gibi teşkilatlı bir kulüp gelmesin. Bitlis şehir merkezindeki Dideban dağının eteklerinde kurulan kayak merkezinin, çocukların kullanabildiği basit bir teleferik olan baby-lif’ten ve Türkiye Kayak Federasyonu’nun gönderdiği üç kayak takımından başka donanımı yok. Buna rağmen geçen yıl Türkiye genelinde 12 madalya kazandılar. Bir sporcuyu da Kayak Milli Takımı’na gönderdiler. Önce il birincisi olan, sonra bölge yarışlarında dereceye giren ve Milli Takım’a giden Ömer Türkmen, ortaokul mezunu Ecevit Sulukaya’nın hayallerinin ve emeğinin ilk meyvesi.

Ecevit Sulukaya, Bitlis’in en renkli ve sevilen simalarından biri. Bitlis’e gidene kadar hem aşçı hem de kayak kulübü başkanı olduğunu biliyorduk; ancak hiç susmayan telefonunu, “İşadamı, menajer, organizatör, kayak kulübü başkanı ben Ecevit Sulukaya buyurun.” diye açınca başka maharetleri de olduğunu öğrendik. Düğünlere yemek yapmak için Beşminare Yemek Şirketi’ni de henüz kurmuş. Kulüpler arası transferler, kayak yarışları organizasyonu, onun diğer yönleri. Sulukaya, çocukluğundan bu yana kayak hayranı, ancak kaymayı 8 yaşında değil, 17 yaşında kendi imkânlarıyla öğrenebilmiş. O günlerin acısını şimdi doyasıya çıkarıyor. Her sabah saat 6’da kalkıyor. İlk işi mavi renkli kayak takımını giyip Polisevi’nin karşısındaki Dideban dağına çıkmak. Sonra cebindeki telefonla mesai arkadaşlarını arıyor ve ‘şimdi geliyorum, beni izleyin’ diyerek onları cama topluyor. Pistin zirvesine çıkarak kayak şov yapan başkan, enerjiyi depoladıktan sonra yemek pişiriyor.

PKK yol kesince...

Bir gün PKK partizanları, Ecevit Sulukaya’nın yolunu keser. Aşçılığa başladığı ilk yıllardır. Polisevine gitmemesi, kendilerine hizmet etmesi için onu uyarırlar. Ama yine de kimse Ecevit Sulukaya’yı kayak sevdasından ve görevinden vazgeçiremez. “O zamanlarda biri elimden tutsaydı, bugün mutlaka milli formayı giyiyor olacaktım.” diyor kendisi. Aslında bu talihsizlik sadece Sulukaya’nın değil, 1980 ile 1990’lı yıllar arasında yetişen birçok Bitlisli çocuğun kaderi...

Bitlis’in ilk kayak merkezi olan Çiftkaya Kayak Merkezi, 1969 yılında dönemin İl Gençlik Spor Müdürü Hasan Tahsin Özdemir tarafından açılır. ‘Hocaların hocası’ diye anılan Özdemir, bugün Türkiye’nin diğer kayak merkezlerinde; Uludağ, Kartalkaya, Davraz, Saklıkent, Ilgaz’da antrenörlük yapan insanların yetişmesini sağlar. O dönemde Türkiye Milli Kayak Takımı’nın sporcularının dörtte üçü Bitlisli gençlerden oluşur. Kayak Federasyonu’nun şimdiki asbaşkanı Cem Yıldız ve Milli Takım antrenörü Levent Balaman da Bitlis’in dağlarında yetişir. 1980’li yılların başından itibaren ise tüm ülkenin moralini bozan terör Bitlis’te kayak sporunun gerilemesine sebep olur. Kayakla ilgili bir yatırım yapılamaz şehre, bu arada Bursa, Kartalkaya gibi merkezlerin açılmasıyla Milli Takım’ın kayakçıları buralarda yetişir. Bitlis üzerindeki bu ölü toprağını 3 sene öncesine kadar atamaz. 2005 yılından itibaren Bitlis’te kayakla ilgili gözle görülür bir atılım söz konusu. Artık Bitlis halkının ve gönüllülerin tek bir amacı var; eskiden olduğu gibi hem Milli Takım’a sporcu yetiştirmek hem de çocukları kötü alışkanlıklardan, en önemlisi de terörden uzak tutmak. İlk adım, 2005’te emniyet müdürlüğünün bünyesinde kurulan Aleman Kayak Merkezi ile atılır. İkinci adım, krater gölüyle ünlü Tatvan’daki Nemrut Dağı’nda açılan Nemrut Kayak Merkezi’dir. Üçüncü adım ise Ecevit Sulukaya’nın aşçılık yaparak kazandığı asgari ücretin yarısını yatırdığı Dideban Kayak Kulübü. Temeli 2005’te atılan Nemrut Kayak Merkezi’nin açılması ve Dideban Kulübü’nün aldığı başarılar, başka girişimcileri de yüreklendirir ve yeni kulüpler açılır. Yıldırım Spor Kulübü, Telekom Kayak Kulübü, Tatvan Dağcılık ve Kayak Kulübü bunlardan bazıları. Bitlis’te şimdilik 4 kayak pisti, 6 kayak kulübü ve bu kulüplere bağlı lisanslı toplam 175 kayakçı var.

Burada her çocuk kayakçı doğuyor

Bitlis’in coğrafî ve fizikî yapısı, doğa ve kayak sporlarına elverişli. Şehrin hemen kenarından yükselen dağ eteklerinde bile kaymak mümkün. Esnafından eczacısına, diş teknisyeninden şoförüne kaymayı bilmeyen neredeyse yok gibi. Türklerin atasporu nasıl güreş ise Bitlislilerin atasporu kayak oluvermiş. Bitlis’te her çocuk kayakçı doğuyor. Başka şansı da yok, çünkü gözlerini açar açmaz ilk karı görüyor. Kasım ortasında yağmaya başlayan kar, mayıs sonuna kadar topraktan kalkmıyor. Bu yıl ise Bitlis’in tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir şekilde az kar var. Sporcular antrenmana çıkamadıkları için ülke genelinde yapılan yarışlarda birincilik alamamış. Sorunlar sadece karın yağıp yağmamasıyla da ilgili değil. Kar malzemelerinin pahalı olması, kar ezme makinelerini kullanacak operatörlerin yokluğu, kamp taleplerinin karşılanamaması gibi sorunlar antrenörleri üzüyor. Ama yine de azmin elinden bir şey kurtulmuyor. Gençlik Kayak Kulübü’nün en başarılı öğrencisi 13 yaşındaki Ömer Faruk Balaman 6 yaşından beri kayıyor. Geçen yılki yarışlarda il birincisi, 14 yaşındaki Cihat Cinoğlu ise il üçüncüsü olmuş. Arkadaşlarından heveslenerek kayağa başlayan Cihat’ın, diğer çocuklar gibi kayak deyince gözlerinin içi gülüyor. Dideban Kayak Kulübü’nün en küçük üyeleri 3,5 yaşındaki Veysel Sait ve 6 altı yaşındaki Didem, kaymaya gitmek için öğretmen babası Servet Kürem’in okuldan gelmesini sabırsızlıkla bekliyor. Bitlis’te zaman, kayak deyince duruyor adeta. Ünlü beş minarenin pabucu dama atılmış neredeyse. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan minarelerin hatıra olarak almak isterseniz maketini bulamıyorsunuz.


Hem aşçı hem kayak kulübü başkanı

17 yaşında kaymayı öğrenen Ecevit Sulukaya’nın sabah kalkar kalkmaz ilk işi, mavi renkli kayak elbiselerini giyerek Polisevi’nin karşısındaki Dideban dağına çıkmak. Pistin zirvesine çıkarak kayak şov yapan genç başkan, enerjiyi depoladıktan sonra polislere yemek pişirmeye başlıyor.
Sayı: 113
Bölüm: Aktuel

Zaman
Yayın Tarihi : 26 Ocak 2008 Cumartesi 13:07:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ilhamibayar IP: 88.247.247.xxx Tarih : 7.02.2008 15:52:51

sayın ecevit sulukaya,merhabalar saygılar sunarak sizlere çivrilde şehidimiz yüksel bayar adına kuracağımız botanik çiçek şifalı bitkiler ve ağaçlar bahçesine yörenizde yetişen çiçek türlerinden ihtiyacımız vardır.eğer ilginizi çekerse bizimde gönüllü projemize destek sağlarsanız bizleri memnun edersiniz.amacımız bulunduğumuz yöreye gelecek nesillere aktarılmak üzere güzel örnek bir çalışma ile borcumuzu ödemek istiyoruz.hiç bir menfaat gözetmeden yapacağımız bu çalışmaya sizlerde çiçek soğanları ve tohumları ile katılırsanız bizleri memnun edersiniz.şimdiden ilginize teşekkür eder, çalışmalarınızda başarı dileklerimizle, tekrar saygılar sunarız...


fatma IP: 88.234.171.xxx Tarih : 25.03.2008 23:26:14

Sayın Ecevit Sulukuya: kayak sporuna gönül verdiğiz aşikar, biliyorum ki yetiştireceğiniz gençler birgün ülkemize en iyi dereceleri kazandıracaklar.Azminiz ve çabalarınız hiçbir zaman boşa gitmeyecektir.Size ve öğrencilerinize kolaylıklar diliyorum.Başarılarınız artarak devam etsin.