19
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

Baba-oğul dehşeti anlattı

Bitlis'in Mutki ilçesine bağlı Çayırlı köyünün Dere mezrasında yaşayan ve geçtiğimiz hafta yaşanan şiddetli yağışın ardından, sel sularına kapılan baba ve oğul, ölmekten son anda kurtuldu.

Çayırlı köyünün Dere mezrasında yaşayan Arif Taşkın (60), geçtiğimiz hafta yaşanan şiddetli yağışın ardından, sel suyuna kapıldığını, kendisini kurtarmak üzere suya atlayan oğlu Şahabettin'in de ölmekten son anda kurtulduğunu söyledi.

Yaşadıklarını bir mucize olarak değerlendiren Taşkın, şöyle konuştu:

“O gece mezramıza ömrümde görmediğim bir yağmur yağdı. Ben de evimin yakınında yaz boyu ektiğimiz ve zorlukla toplayıp depoladığımız tütün ambarını ve kışlık erzakımızın durduğu kileri kontrol etmek için el fenerini yanıma alarak evden çıktım. Köyde dere yatağına yakın olan arazilerimizin tümü sel suları altında kalmıştı. Tam kiler ve ambarın olduğu bölgeye yanaştığım sırada, dağdan çok büyük bir su kütlesinin geldiğini gördüm. Su üzerime doğru geliyordu. Oradan kaçamadım ve su beni sürüklemeye başladı. Uzaktan beni gören oğlum Şahabettin'in koşarak gelip suya atladığını gördüm. Ancak su beni o kadar büyük bir hızla sürüklüyordu ki, oğlumun bana ulaşması imkansızdı.”

KAYALARA ÇARPARAK, 600 METRE SÜRÜKLENDİ

Bir süre sonra elindeki el fenerini de düşürdüğünü ve her tarafın karardığını belirten Taşkın, selin sürüklediği taşlara, kayalara çarparak metrelerce sürüklendiğini belirtti.

Artık sadece oğlunun hayatını düşünmeye başladığını kaydeden Taşkın, şunları söyledi:

“Oğluma beni bırakması ve geri dönmesi için seslendim. Çünkü onun çok uzakta kaldığını görüyordum. Aynı zamanda oğlumun hayatından endişe duymaya başladım. Kurtulduktan sonra öğrendim ki oğlum da o sırada boğulma tehlikesi geçiriyormuş. Abisi Arif, Şehabettin'in yarıya kadar kuma ve çamura gömülü gövdesini güçlükle dereden çıkarmış.”
Derenin coşkun sularından 600 metre sürüklendikten sonra, akıntının dere kenarına ittiği Taşkın, köylülerin yardımıyla bulunduğu yerden kurtarıldığını ifade ederek, “Kurtarıldığımda her tarafım ağrıyordu. Sol kolumda ve sağ parmağında kırık vardı. Kaburgam da sürüklenmenin etkisiyle kırılmış. Vücudumda morarmamış tek bir yer yok. Ellerimi hala kullanamıyorum” dedi.

Mutki Kaymakamlığının mezra yakınına gönderdiği ambulansla hastaneye götürüldüğünü belirten Taşkın, bugün yaşıyor olmasını bir mucize olarak değerlendirdi.

MEZRADA YAŞAYAN HERKESİN SESİ KISILDI

Dere mezrasında yaşayan köylüler ise Arif Taşkın'ın sele kapıldığını duyunca ne yapacaklarını şaşırdıklarının belirterek, şunları söylediler:

“Bizler bu köyde 100 yıldır yaşıyoruz. En yaşlı köylüler bile ömürleri boyunca böyle bir afeti yaşamadıklarını söylüyorlar. Çünkü o gece sel suları köprünün 3 metre üzerinden akıyordu. Arif Amca da yıllardır civar köylerde ve mezramızda yardımseverliğiyle tanınan bir kişidir. Tüm sorunların çözümüne ortak olur. Onun suya kapıldığını duyunca, önce havaya ateş etmeye başladık. Bu şekilde yardım istedik. Çünkü aynı gece elektrikler kesilmişti ve telefonlarımız da çalışmıyordu. Tüm köy halkı o gece o kadar bağırdı ki, şu an hepimizin sesi kısıldı. Konuşmakta güçlük çekiyoruz. Aynı gece ıslak elbiselerle dışarı da beklediğimiz için hasta olduk. Çünkü evlerimizin yıkılacağını düşünüyorduk.”

Dere köylüleri ölüm olmadan sel afetini atlattıkları için Allah'a şükrettiklerini ifade ettiler.
aa
Yayın Tarihi : 6 Kasım 2006 Pazartesi 17:44:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
AHMET ÇELİK IP: 88.233.39.xxx Tarih : 12.11.2006 18:13:12
bende o bölgede büyümüş bır insanım bu sadece bu yıla has bır olay değil yıllardır bizler bu doğa koşullarında yaşama mücadelesi veriyoruz özellikle son 10yılda çevre ormanlarının ve dere yatağındaki ağaçların bilinçsizce aşırı bır şekilde tahrıp edılmesi hiçbır şekilde oraların ağaçlandırılmasının düşünülmemesi ormanların çevre insanlarının tek geçim kaynağı olan hayvancılık falıyetlerıyle adeta kıyımdan geçirılmesi O BÖLGENİN GELECEĞİ AÇISINDAN HİÇDE HAYIRLI GÖZÜKMÜYOR...UMARIM BIRINELERI ÇIKARDA O BÖLGENINDE O ORMANLARINDA TIBKI BELGRAT ORMANLARI YADA BERGAMA ÇEVRESİ GİBİ BU ÜLKENIN BIR PARÇASI OLDUĞU GİBİ O İNSANLARINDA BU ÜLKE İNSANLARI OLDUĞUNUN BİLİNCİNE VARIR...Testi kırıldıktan sonra o insanlar sahıplenılmeye çalışılmasın ve unutulmasın ki o insanlar her zaman bu seferki gibi şanslı olmayabilir...O BÖLGEDE AYLARCA SÜRDÜĞÜ HALDE SÖNDÜRÜLEMEYEN YANGINLAR ÇIKMIŞ ESKİDEN BALTA GİRMİMEŞ O GÜZELİM ORMANLAR ŞİMDİ YERİNİ UÇSUZ BUCAKSIZ BOŞ VE KURAK ARAZİLERE BIRAKMIŞTIR...O İNSANLARIN FERYATLARINI DUYURMA SEBEBİYLE ŞÜKRANLARIMI SUNARIM TEŞEKKÜRLER...

muhittin agaya IP: 85.105.12.xxx Tarih : 3.01.2007 19:57:33
çocukluğum bu olayın yaşandığı köyde geçti, açıkçası bu olayı duydugumda şok oldum. yıllardır yurt genelinde erezyona karşı alınan yada alınmak istenen tedbirlerin bu noktada ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha gördük.ben TEMA vakfının bu konuda olan girişimlerini takdir ediyorum. TEMA,nın hizmetlerini yazılı ve görsel medyada sürekli takip ediyorum. ve en son Konya'nın bir köyünde böyle bir durumla karşı karşıya kalan bir köy için TEMA vakfının bu köyün yeniden yapılanması için yurt genelinde hazırladığı bir yardım kampanyasının olumlu bir şekilde geçtiği ve oradaki kardeşlerimizin yaşadığı o köyün yeniden yapılanmasına şahit olduk ve hepimiz çok sevindik. bunuda takdir ediyorum. fakat TEMA'nın bu olayın yaşandığı ve halen belki defalarca yaşanabilir olma ihtimalinin yüksek olduğu ÇAYIRLI köyü ve civar köylerdeki durumu belki ilk defa araştıtırıp,bitlis valiliğiyle ortak bir çalışma yürütülüp,yeniden yapılanması hem oradaki insanların güven içinde yaşamları hemde oradaki tarım,hayvancılık ve yeşil alanların yeniden büyümesine ve bu büyümenin hem il hem ülke yararına katkı sağlayacağını unutmamak lazım. ve en önemli konulardan bi taneside bu bölgede yaşayan halkın ağaç dikimi ve meraların yeniden yeşilendirilmesi hususunda aralıklı da olsa gerekse TEMA VAKFI gerekse yerel yönetimin bu bölgede yaşayan insanların bilinçlendirilmesi yönünde değişik toplantılar yapılması ve her sene kişi başına bir kaç agaç dikilmesi gibi kampanyalar başlatılması yönünde çalışmalar yapılması gerekiyor.bu kampanyanın başlaması için ben uzaktada olsam üzerime düşeni yapacağım.aynı duyarlılığı herkesin göstermesi gerekiyor. aksi takdirde belli bir zaman sonra bir göç patlamasının yaşanacağını unutmamak lazım. bu yorumumu okuyan herhangi bir yerel yöneticin bana mail yada telefonla irtibat kurmasını önemle arz ediyorum. saygılarımla..