Bitlis'in Tatvan ilçesinde harabe bir evde tek başına yaşayan 77 yaşındaki Zühra Coşkun'a Tatvan Belediyesi sahip çıktı.
İlçenin Aydınlar Mahallesi Levent Caddesi'nde yıkık dökük bir evde yaşamını sürdürmeye çalışan Zühra Coşkun'un evi onarıma alındı. 7 ay önce eşini kaybettikten sonra tamamen yalnız kalan ve harabe bir evde yaşayan Coşkun'un haberini gazetelerden okuduğunu belirten Tatvan Belediye Başkanı M. Emin Peker, Zühra ninenin durumuna çok üzüldüğünü ve gereken yardımı yapacağını belirtti.
Peker, acilen evi onarması için ekipleri görevlendirdiğini belirterek, "İhlas Haber Ajansı'nın haberini basından takip ettim ve çok üzüldüm. Bu ninemiz için ne gerekiyorsa yapacağız. İlk önce evini onarıma alacağız ve bunun için ekipleri görevlendirdi. Bunun yanı sıra maddi ve manevi her türlü desteği vereceğiz" dedi.
Sabahım erken saatlerinde Zühra ninenin evine giden Tatvan Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, evi yaşanılabilir hale getirmek için onarım çalışmalarına başladı.
Belediye Başkanı M. Emin Peker'e teşekkür eden Zühra nine ise, "Ben tek başıma bu harabe evde yaşıyorum. Yağışlı havalarda ev damlıyordu. Ancak belediye başkanımız sağolsun ekipleri gönderdi ve evi onarıma aldı. Gerek bu durumumu yetkililere aktaran siz gazetecilere ve belediye başkanımıza sonsuz teşekkür ederim" şeklinde konuştu.
Önceki Haber
Bitlis'in Tatvan ilçesinde harabe bir evde tek başına yaşayan 77 yaşındaki Zühra Coşkun'un hayat mücadelesi yürek parçalıyor
İlçenin Aydınlar Mahallesi Levent Caddesi'nde yıkık dökük bir evde yaşamını sürdürmeye çalışan Zühra Coşkun, Ramazan Bayramı'nı da tek başına kutluyor. Coşkun, 7 ay önce eşini kaybettikten sonra tamamen yalnız kaldığını belirterek,
"15 yıl önce bölgede yaşanan PKK olayları nedeniyle ilçeye bağlı Tokaçlı köyünden Tatvan'a yerleşmek zorunda kaldık. Eşimi kaybettikten sonra, komşularımın yardımıyla geçiniyorum. Çocuklarından 2'si İstanbul'da, 3'ü de Tatvan'da yaşıyor. Onların da durumu çok kütü oldukları için bana yardım edemiyorlar" dedi.
Coşkun nine, evinde sadece bir yatağı olduğunu, yemeğimi sobada pişirdiğini anlatarak şunları söyledi:
"Evimin bir odası ve salonunun tavanı delinmiş içerisi toprakla dolmuş durumda. Kaldığım bu odada her yağmur yağışında sular olduğu gibi üstüme damlıyor. Ben odaya leğen bırakıyorum ve suları öyle biriktirip boşaltıyorum. Kış mevsiminde ne yapacağımı bilemiyor, şimdiden kara kara düşünüyorum. Yaşadığım ev her an üstüme yıkılacak korkusuyla yaşıyorum. Yakacak olarak 3 yıl önce köyden getirdiğimiz biraz odunum kaldı. Onlar da biterse ben soğuktan donacağım. Hiçbir yerden gelirim yok. Komşularım olmasa açlıktan öleceğinim. Uzun zamandır geceleri mum ışığında yaşıyordum. Bir hafta önce hayırsever bir vatandaş geldi elektriğimi yaptı. Hem Türkçe bilmediğim hem de utandığım için kimseden yardım talep edemiyorum. Eğer yetkililer bana yardım ederlerse her zaman onlara çok dua ederim. "