30
Nisan
2024
Salı
ERZİNCAN

"Eksik malzeme can aldı"

Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Erzincan Temsilcisi Bircan Ekinci, 13 Mart 1992 Erzincan Depremi’nin yıldönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada, eksik ve hatalı malzemeyle yapılan binaların depremde can kaybını artırdığını söyledi.

Erzincan’da 13 Mart 1992 tarihinde meydana gelen ve 653 kişinin hayatını kaybettiği depremde, birçok konut, işyeri ve resmi kurum binalarının yıkıldığını, çok sayıda binanın da önemli ölçüde hasar gördüğünü ifade eden Bircan Ekinci, deprem sonrası yapılan tespitlerde bina yıkımlarının ve ağır hasar görmelerinin nedenlerinin; proje kaynaklı hatalar, kalitesiz malzeme kullanımı, kalitesiz işçilik ve zeminin iyi tanımlanmaması olarak sıralanabileceğini belirtti. O dönemde yapılan binalarda kalitesiz inşaat malzemelerinin en başında Karasu Nehri’nden temin edilen, ‘tuvenan’ (Ocaktan çıktığı halde, yıkanmamış) kum ve çakılın geldiğini anlatan Bircan Ekinçi, “Hiçbir yıkama ve eleme işlemi yapılmadan, ‘granülometrisi’ (bir bütünü/yığını oluşturan farklı boyutlara sahip parçaların bütünün içindeki miktarlarını ve bunların kütlesel veya hacimsel olarak bütün içindeki yüzdelik miktarlarını belirlemek için yapılan işlem) sağlanmadan direkt inşaatlarda kullanılması, bu kirli ve vasıfsız malzemenin betonarme betonunda istenilen hiçbir şartı karşılamadığı tespit edilmişti. Ayrıca inşaatların çoğunda, yan sanayinin ürettiği hurda malzemeden imal edilen betonarme çelik çubuklar kullanılması felaketin boyutları bir kat daha artmıştı.” diye konuştu.

“BİNALARIN GÜÇLENDİRMESİNİ KAT MALİKLERİ YAPMALI”

Artık binaların yapımında standartlara uygun hazır beton betonarme demiri kullanıldığını vurgulayan Bircan Ekinci, “Projeler, son şartname ve yönetmeliklere uygun olarak yapılıyor. 1992 Erzincan Depremi sonrası yapılan bilimsel araştırmalar, depremlerle ilgili birçok kabullerin değişmesine neden oldu ve zeminlerin deprem esnasındaki inşaatlar üzerindeki etkilerinin bilinenden çok farklı olduğu anlaşıldı. 1997 yılında hazırlanan ve 1998 yılında yürürlüğe giren, daha sonra 2007 yılında güncelleşen ‘Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılarla İlgili Yönetmelik ve Şartnameler’de bu yeni bulgulardan esinlenen yeni hesap yöntemleri öneriliyor. Ayrıca statik projeler yapılmadan önce zeminle ilgili jeolojik ve jeoteknik raporların mutlaka hazırlanması hesapların buna göre uygulanması ön görülüyor.” Dedi.

Yapılan yeni binalardaki olumsuzlukların asgariye indirilmekle beraber vatandaşların dikkat edeceği ve zaman kaybetmeden yapması gereken işler olduğunu anlatan Bircan Ekinci şunları söyledi; “1992 depreminde yıkılmamış ve hasar görmemiş bütün binaların, bilhassa betonarme binaların mutlaka gözden geçirilmesi ve gerekirse geç kalmadan güçlendirmelerinin yapılması gerekiyor. Nasıl binaların çatısını müştereken aktarılıyorsa, ortak mahallerin masraflarını müştereken karşılanıyorsa binalarımızın test ettirilmesi ve güçlendirilmesi bunlardan daha önemlidir. Bu işleri diğerleri gibi kat maliklerinin müştereken yapması gerekir. Başka bir kurum veya kuruluşun bu işleri yapması için herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Deprem bölgesinde rahat ve huzur içerisinde yaşayabilmemiz için bu hatırlatmayı görev biliyoruz.”
 

iha
Yayın Tarihi : 12 Mart 2009 Perşembe 15:19:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?