Yıldırım, "İlgili Cumhuriyet Savcılıklarına ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimlerine müracaatlarımızı yaptık, bu kazalar üst üste yaşanan şüpheli olaylardır. Edirne-İstanbul güzergahında sinyallerin filtreleri yeşil kırmızıya, kırmızı yeşile takılmak suretiyle değiştirildi. Bu, kaza için çok büyük bir risk oluşturuyordu. Keza yine Edirne’den gelen Bosfor Ekspresi’nin yolu üzerine terk edilmiş bir su tankeri konuldu ve tren çarptı. Aynı şekilde Diyarbakır’da ve Adana’da 300 metre boyunca rayların bağlantıları söküldü. Buna benzer 25’e varan şüpheli olay var. Tabii bunlar olunca bahsedilen opsiyonu da göz ardı etmemiz söz konusu olamaz" diye konuştu.
Erzincan’ın Refahiye İlçesi’ndeki Elmas Dinlenme Tesisleri’nde gazetecilerin sorularını cevaplarından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kemah İlçesi’ndeki köy ve mahalle muhtarlarıyla yaptığı toplantı sırasında trenlerde sahipsiz bagaj taşınmasıyla ilgili bir soru üzerine, "Bazı vatandaşlarımız böyle bir sorundan bahsetti. Ben de bunun üzerine arkadaşlarımdan neden bu bagajların taşınmadığına dair gerekli bilgileri aldım. Bunun iki sebebi var. Birincisi sahipsiz bagajlar güvenlik gerekçesiyle risk oluşturuyor, ikinci gerekçe de demiryollarının bir lojistik organizasyona sahip olmayışıdır. Bu, başlı başına demiryolu taşımacılığının dışında bir organizasyon gerektiriyor. Şu an için demiryollarının elindeki imkanlar buna el vermiyor. Ama vatandaşların bu talebiyle ilgili gerekli çalışmaların yapılması için talimat verdik. Zaten son zamanlarda demiryollarına çok dadananlar var. Biz güvenlik için sahipsiz bagaj almıyoruz" diye konuştu.

Bakan Yıldırım, Pamukova ve Gebze’de meydana gelen tren kazalarında sabotaj ihtimalinin olup olmadığı şeklindeki bir soruya şu karşılığı verdi:
"Kazalarla ilgili halen çeşitli araştırma, soruşturma, teknik bilirkişi incelemeleri devam ediyor. Pamukova Cumhuriyet Savcılığı ve Gebze Cumhuriyet Savcılığı’nın yaptığı soruşturma var. Bilirkişi raporları tamamlanmak üzere. Bunun dışında bizim yurt dışındaki Alman, İspanyol, Kore ve Hollandalı uzmanlara yaptırdığımız çalışmalar var. Ayrıca Bağımsız Bilim Kurulu’nun yaptığı çalışmalar var. Bunlar tamamen kazanın oluş nedenlerini ortaya çıkarmak için teşkil edilmiş kurullardır. Bunların birçoğu çalışmalarını tamamladı, bağımsız bilim kurulu da yakında çalışmalarını tamamlayacak ve kazayla ilgili her türlü konu aydınlanmış olacak. Bahsettiğiniz terör ya da sabotajla ilgili ihtimali de göz ardı etmedik. Bu amaçla ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimlerine müracaatlarımızı yaptık. Onlar da bu yönüyle gerekli araştırmayı yaptılar. Bunu yapmamızın sebebi; bu kazalar akabinde üst üste yaşanan şüpheli olaylardır. Edirne-İstanbul güzergahında sinyallerin filtreleri yeşil kırmızıya, kırmızı yeşile takılmak suretiyle değiştirildi. Bu, kaza için çok büyük bir risk oluşturuyordu. Allah’tan tespit edildi, derhal fark edildi ve durum düzeltildi. Keza yine Edirne’den gelen Bosfor Ekspresi’nin yolu üzerine terk edilmiş bir su tankeri konuldu ve tren çarptı, Allah’tan herhangi bir ölümlü kaza olmadı. Aynı şekilde Diyarbakır’da ve Adana’da 300 metre boyunca rayların bağlantıları söküldü. Eğer bu da fark edilmemiş olsaydı çok ciddi bir kazayla karşılaşabilirdik. Buna benzer 25’e varan şüpheli olay var. Tabii bunlar olunca bahsedilen opsiyonu da göz ardı etmemiz söz konusu olamaz."
Olayların ardından güvenlik önlemlerin artırıldığını ifade eden Bakan Yıldırım, "Tüm bölgeler bu konuda uyarıldı, gereken tedbirleri aldık. Ama yine de risk her zaman mevcut" dedi.

Bakan Yıldırım, "Demiryolu taşımacılığından zarar gören otobüs firmalarının bu tür eylemler yapma ihtimali olabilir mi?" şeklindeki soruya da, "Biz buna ihtimal vermiyoruz. Çünkü Ulaştırma Bakanlığı, karayolları, denizyolları, raylı sistem ve havayollarının sorumlu bakanlığı. Bunlar arasında dengeyi kurmak ve entegrasyonu sağlamak için gerekli politikaları bizim bakanlığımız belirliyor. Onun için biz ’Ulaşım Ana Planı’ çalışması başlattık ve bu da bitti. Biz şunu iyi biliyoruz ki, Türkiye’de ulaşım sisteminde karayollarının lehine çok büyük bir dengesizlik var. Yani yüzde 94’e yakın karayolları kullanılıyor, yüzde 6 demiryolu, denizyolu ve havayoluna kalıyor. Tabii bunun sonuçları da belli. Ciddi anlamda trafik kazaları ve binlerce insanımızı karayollarında trafik kazalarında kaybediyoruz. Hemen hemen etrafımıza baktığımda herkesin bir yakınının trafik kazasında ya yaralandığı ya da hayatını kaybettiğini söylersem bu yanlış olmaz. Bizim amacımız, karayolunun payını küçültmek değil, taşımacılığın hacmini artırarak diğer modların payını artırmak suretiyle denge sağlamaktır" şeklinde cevapladı.
Bakan Yıldırım, tren kazalarında ölenlerin yakınlarına yapılacak tazminat ödemeleriyle ilgili olarak ise, "Demiryollarının kendi sigorta fonu var. Bu sigorta fonundan hayatını kaybedenlerin yakınlarına, yaralananlara, özürlü kalanlara gerekli ödemeler yapılıyor. Ancak mağdur veya vefat edenin yakını yeterli görmezse yargı yolu açık. Yargıda tahakkuk eden miktar bu ödemelerden mahsup ediliyor. Kalanı tekrar hak sahibine veriliyor. Bu konuda bir sıkıntı yok. Fonda birikmiş yaklaşık 50 trilyon var" dedi. Pazar günü Erzincan gezisi sona erecek Bakan Yıldırım, Erzurum’dan havayoluyla Ankara’ya dönecek.