Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nde ortaya çıkarılan dünyanın en eski sarayının açık hava müzesine dönüştürülmesine yönelik hazırlanan proje için 11 Ağustos'ta ihale yapılacağı bildirildi.

Malatya Kültür ve Turizm İl Müdürü Derviş Özbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sarayın açık hava müzesine dönüştürülmesi için İtalya'nın Roma La Sapienza Üniversitesi tarafından 2006 yılında hazırlanan projenin Sivas Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda onaylandığını, ihale aşamasına geldiklerini söyledi.

Yaklaşık maliyeti Kayseri Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından belirlenen projenin 11 Ağustos 2008 Pazartesi günü ihale edileceğini vurgulayan Özbay, şu bilgiyi verdi:

"Sarayın açık hava müzesine dönüştürülmesi projesi kazıları yöneten Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane tarafından hazırlandı. 2006 yılının ortalarında Sivas'a gönderilen proje toplantıda olumu sonuç aldı. Proje 11 Ağustos 2008 tarihinde ihale edilecek. Tarihi değeri yüksek olan bu açık hava müzemiz Malatya'nın dünya turizmine açılacak penceresi olacak."

Proje için 500 bin YTL maliyet tahmin edildiğini belirten Özbay, maliyetin yarısının Roma La Sapienza Üniversitesince karşılanacağı olasılığının bulunduğunu, üniversiteden destek gelmemesi halinde maliyetin tamamının Kültür Turizm İl Müdürlüğünün il özel idare bütçesinden kullanılacağını kaydetti.

Arslantepe Höyüğü

Malatya'nın Orduzu beldesinde bulunan Arslantepe Höyüğü'nde ilk kazı çalışmaları 1939'da Fransızlar tarafından başlatıldı, 1961'den itibaren İtalyanlar devam ettiriyor.

Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane'nin başkanlığını yaptığı kazılarda, aralarında saray ve kral mezarının da bulunduğu çok sayıda tarihi eser ortaya çıkarıldı. Kral mezarı Malatya Müzesinde sergileniyor.

Arslantepe Höyüğü'nde gün yüzüne çıkarılan sarayda, yazının olmadığı dönemde mühür kullanıldığı belirtiliyor.

Sagalassos'ta Heroon anıtına yoğun ilgi

Burdur'un Ağlasun ilçesindeki antik kent Sagalassos'ta devam eden kazılarda en yüksek yapı olarak dikkati çeken Heroon (Kahramanlık Anıtı), görenlerin ilgi odağı haline geliyor.

1994-1998 yılları arasında gün ışığına çıkarılan kahramanlık anıtı, günümüze kadar süren restorasyon çalışmalarında şehrin en yüksek yapısı olarak dikkati çekiyor. MS 1'inci yüzyıl Erken Roma İmparatorluğu - Augustus dönemine ait kahramanlık anıtının kime veya kimlere adanarak yapıldığı konusunda henüz tarih bilgisine ulaşılamadığını belirten yetkililer, bilinen tek tarih bilgisinin, şehrin en ileri gelen ve büyük katkısı olmuş birine, yüceltilmek amacıyla adanarak inşa edildiğini kaydettiler.

Yetkililer, yapı üzerindeki beş kadından oluşan "dans eden kadınlar" kabartmalarıyla yapılmış ve el ele tutuşmuş heykellerin de ziyaretçiler tarafından dikkati çeken figürler arasında yer aldığını vurguladılar.

Anıtın, Sagalassos'un kuzey batısında yüksek bir alana inşa edilmesi ve Sagalassos'u tepeden kuş bakışı olarak görmesinin, yapılış maksadına değer verilmesi açısından önemli bir kişiliğe ait olduğunu ortaya çıkardığını ifade eden yetkililer, yapının, Sagalassos'ta meydana gelen büyük depremde çok zarar gördüğünü ve zamanla erozyona maruz kalarak toprak altında kaldığını, bir yabancı, bir yerli arkeolog, 4 usta olmak üzere toplam 6 personelle ayağa kaldırılan kahramanlık anıtının, restorasyon çalışmalarından sonra depreme karşı güçlendirme yapıldıktan sonra açılacağını bildirdiler.

Restorasyon ve Mimarlık Uzmanı Ebru Torun da kahramanlık anıtının çatı kısmındaki kemer çalışmaları sonunda yapının ince ayrıntılar yapılmak üzere revizyona gireceğini belirtti.

Torun, bu çalışmaların gelecek yıl başlamasının beklendiğini kaydederek, "Yapı tam onarılmış haliyle üç yıl içinde hizmete girecek. Fakat kahramanlık anıtında çalışmalar, Sagalassos kazıları boyunca zaman zaman devam edecek" dedi.

Efes Kazıları'nda yeni bulgulara ulaşıldı

İzmir'in Selçuk ilçesinde Efes Kazıları'nı yürüten Avusturyalı ekibin başkan yardımcısı Dr. Sabine Ladstatter, kazı programına bu yıl dahil edilen Çukuriçihöyük'te arkeolojik açıdan çok önemli bulgulara rastlandığını bildirdi.

Ladstatter, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl bronz ve bakır döneminden başlayarak orta çağa kadar uzanan birçok kazı alanında çalışma yürüttüklerini, bunlar içinde en ilgincinin Efes'in güneydoğusunda yeni başlayan Çukuriçihöyük kazıları olduğunu söyledi.

Arazi sahibinin izniyle bu yıl başlatılan kazıda, MÖ 6 bininci yıldan 3 bininci yıla kadar yerleşimin bulgularına ulaştıklarını anlatan Dr. Ladstatter, bir arkeolog olarak bu bölgedeki yürütülen çalışmaları "heyecan verici" bulduğunu kaydetti.

Çukuriçihöyük'ün yanı sıra, Efes'in içinde, liman bölümünde kazılar bulunduğunu, bu yıl ayrıca Efes'te jeofizik araştırmaları ve alan çalışmalarına da geniş zaman ayırdıklarını anlatan Ladstatter, kazılarla paralel yapılan koruma ve restorasyon çalışmalarının, kazıların ekim sonunda tamamlanmasının ardından, yıl sonuna kadar süreceğini söyledi.