Malatya Belediyesi, Ramazan ayı kültürel etkinlikleri kapsamında "Ramazan'ın Ruhu Yardımlaşmak" konulu bir konferans düzenledi.

Belediye Konferans Salonu'nda düzenlenen konferansta konuşan Malatya İl Müftü Yardımcısı Mahmut Karatepe, İslam dininin bireysel bir din olmadığını, sadece bireye bakan, şahsı yücelten, şahsın menfaatlerini ön planda tutan bir din olmadığını belirterek, insanların toplu halde yaşamaya, kolektif hayat içerisinde birbirleriyle ihtiyaçlarını gidermeye, birbirlerinden faydalanmaya, bir kısım zararları beraber paylaşarak aza indirmeye müsait bir yapıda yaratıldığını söyledi.

Orucun sadece insanları aç bırakmak olmadığını, oruç tutmanın gerçek nedenlerinin altında manevi duygular olan sevgiyi, şefkati, yardımlaşmayı insanlar arasında daha da yaygınlaştırmak olduğunu ifade eden Karatepe, "Ramazan ayı zekat ayı değildir, ama insanlarımız genelde mallarının zekatlarını Ramazan ayında verirler. İşte bu ayın insanlara kazandırdığı bir ruh, bir güzelliktir. Bu güzellikleri yaşamayanlar bilemez. Bu güzelliği bilmeyen bu ruhla hareket edemez. Yani varlıklı bir Müslüman açlığın ne demek olduğunu bizzat yaşayarak görüyor ve merhamet duygusu, şefkat duygusu, yardımlaşma duygusu diğer zamanlara göre daha farklı oluyor. Fakiri daha iyi anlıyor. Yokluğun ne demek olduğunu daha iyi kavrayabiliyor. İşte orucun bir kısım hikmetlerinden biri de sosyal hayatın ahengini tanzim etmektir" dedi.

Varlıklıyla yoksul arasında gönül köprüsü kurulmadığı takdirde toplumda ahengi ve huzuru sağlamanın mümkün olmayacağının altını çizen Karatepe, dünyanın yardımlaşma ruhuna muhtaç olduğunu, insanların sevdiği şeylerden fedakarlık etmediği müddetçe iyiliği anlayamayacağını söyledi. Karatepe, gerçek sevgiye, toplum barışına ulaşmak için insanlar arasında gönül köprülerinin sağlam bir şekilde kurulması gerektiğini kaydederek, "İnsanların en hayırlısı insanlığa faydası olandır. Bu maddeyle, parayla olabilecek bir şey değildir.

Bu bir ruhtur. Bu ruhun insanlar arasında yaygın olması için Yüce Rabbimiz başta Ramazan ayı olmak üzere bayramlar bahşetmiştir. Bayramların en büyük özelliği insanları bir araya getirmesi, fakir, zengin, yaşlı, genç sınıf ayrımı yapmadan birbirlerini sevgiyle, şefkatle kucaklamalarıdır. Birbirlerine yardım elini uzatmalarıdır" diye konuştu.

Allah'ın verdiği nimetleri insanların üzerinde görmek istediğine değinen Karatepe, "Günümüzdeki bazı toplumların veya insanların lüks ve israf düşkünlüğü, toplumların dengesini bozuyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da katıldığım bir sohbette bir mahallenin zengin, hemen bir arka mahallenin ise çok fakir olduğunu söylediler ve burada asayişin zor sağlandığını ifade ettiler. Burada Allah'ın bahşetmiş olduğu o duyguları eğer insanlar biliyor olsaydı bugün bu sorunlar yaşanmazdı. Yüce Peygamberimiz bununla ilgili 'Nehir kenarında olsa bile israf etme' demiştir. İsraf eden yardım etmeyi bilmez. Gerçek sevgiye ulaşamaz" dedi.

Allah dostlarının insanlar arasında bu ruhu yaşatmaları için çeşitli vakıflar kurduğunu vurgulayan Karatepe, bu vakıfların amacına uygun olarak günümüzde de kullanıldığını, fakir ve ihtiyaç sahibi insanlara devlet vakıfları ve özel vakıfların, sosyal yardımlaşma vakıfları kanalıyla çeşitli yardımlar yapıldığını söyledi.