Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de Cumhuriyet'in bir takım sıkıntıları olduğunu öne sürerek, bu sıkıntıların kurumlar aracılığıyla değil de sandık başında vatandaşlarca çözülmesini istediklerini belirtti. 

Partisinin çalışmaları için çok sayıda milletvekili ile Malatya'ya gelen Deniz Baykal, Belediye Konferans Salonu'nda partililerin de katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Ekonomik gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Baykal, "'Ekonomi iyi' diyorlardı, 'enflasyon düşüyor' diyorlardı. Enflasyon indi de vatandaşın refahı arttı mı? İşsizlik azaldı mı? Üniversite mezunları 'ne iş olursa olsun yaparım' deme noktasına gelmiştir. İşsizlik sorunu varsa, ekonomide rahatlamadan bahsedemezsiniz. Bugün Türkiye'nin borcu artmıştır. AK Parti iktidarı, 3.5 yılda borç miktarını 137 milyar dolar artırmıştır. Bu ne demektir? Bu, 1970-2000 yılları arasında geçen 30 yıllık dönemdeki tüm iktidarlar döneminde alınan borç miktarıyla aynı orandadır. Bugün gelinen noktada döviz ve faiz artışı yaşanmakta ve enflasyonda kıpırdanma olmakta. Bu durum, önümüze kemer sıkma döneminin geleceğinin işaretidir. Benzinin 3 milyon liraya yükselmesi, bunun göstergesidir. Ekonomik sıkıntı önümüzdeki dönemde daha fazla artacaktır" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'nin bugünkü sıkıntıları daha rahat aşabileceğini belirten Baykal, "Ancak Türkiye, ekonomik dengesini oturtabilir. Biz daha büyük sıkıntıları aşmışız. Ancak ulusal bütünlüğümüz, bizim en büyük dayanak noktamızdır. Duyarlı davranmak zorundayız. Türkiye'yi sahiplenmeliyiz. Biz bir Cumhuriyetiz. Bulunduğumuz coğrafyada İslam ülkeleri var. Onlardan ileri düzeyde Cumhuriyet olarak devam ediyoruz. Türkiye, Müslüman bir toplum olarak bin yıldır yaşamıştır ve bin yıllarca da yaşamaya devam edecektir. Kimsenin İslamiyet adına fetva vermeye hakkı yoktur. Hele siyasette hiç yeri yoktur" diye konuştu.

"DEMOKRASİ ZARAR GÖRÜRSE TÜRKİYE KAYBEDER"
Türkiye'de Cumhuriyet'in bir takım sıkıntılar yaşadığını öne süren Baykal, bu sıkıntıların kurumlar aracılığıyla değil de sandık başında vatandaşlarca atlatılmasını istediklerini belirtti. Baykal, sözlerine şöyle devam etti: 

"Cumhuriyet'i kurumlar aracılığı ile koruyup, sonra demokrasiyi yeniden kazanacağız diye bir 10 yıl uğraşıyoruz. Birkaç kez bunu yaşadık. Tekrar bu tablo yaşanmasın. Tekrar bu ülke, bu senaryolar içine sürüklenmesin. Türkiye'de tekrar Cumhuriyet'e yönelik bir tehdit çıkınca 'bana ne canım, kurumlar var, onlar bu işi halletsin' demeyelim. Öyle dersek demokrasi zarar görür. Demokrasi zarar görürse Türkiye kaybeder. Demokrasi içinde bir çare arayalım. Demokrasi içinde çare var mı? Var. Çare sandıktır. Çare demokrasi. Sandıkla mücadele edeceğiz, demokrasi ile mücadele edeceğiz. Kurumlardan bir şey istemiyoruz. Herkes yerinde dursun, herkes görevini yapsın. Kurumlardan bir şey istemiyorum ama vatandaşlardan bir şey istiyorum. Vatandaşlardan Cumhuriyet'e sahip çıkmalarını istiyorum. Biz demokrasiyi yaşatmak için bunu istiyoruz." 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili açıklamalarda da bulunan Baykal, "Önümüzdeki dönemin ciddi güçlükleri de beraberinde getireceğini açıkça görüyoruz. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Cumhurbaşkanlığı seçimi büyük önem taşıyor. Bütün Türkiye, 'Cumhurbaşkanlığı konusu acaba nelere yol açar?' diye kaygı ile bakıyor. Niye bakıyor? Niye bu kadar önemli Cumhurbaşkanlığı konusu? Çünkü Cumhurbaşkanı'nın olağanüstü yetkileri var. Cumhurbaşkanlığı'nın elinde olağanüstü yetkiler ve imkanlar var. Bu imkanlar ve yetkiler, eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi temellerini değiştirmek için, tahrip etmek için kullanılırsa; bu, Türkiye'de ciddi bir kriz oluşturur" dedi.