Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yaşar Bayındır, "Domuz gribi salgını konusunda panik yapmaktansa her türlü felakete hazırlıklı olmak sadece salgınlarda değil tüm beklenmedik olaylarda en akılcı yoldur" dedi.
Bazı ülkelerde domuz gribi salgını yaşanması nedeniyle açıklama yapan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr.Bayındır, "Geçen yıllarda kuş gribi salgını ile panik yaşayan dünya ülkeleri bu kez domuz gribi salgınıyla karşı karşıya kaldı. Grip aslında Influenza virüsü tarafından oluşturulan, başlıca yüksek ateş, baş ağrısı, adale ağrısı, burun akıntısı ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren solunum yolunun enfeksiyon
hastalığıdır. Mevsimsel grip ile kuş gribi ve domuz gribi aslında aynı tür virüs tarafından oluşturulmaktadır. Ancak, virolojik bazı özellikleri farklıdır. Bazıları sadece kuşlar veya domuzlarda görülürken, insanda görülenler ise her yıl bazı küçük değişiklikler ile mevsimsel gribe neden olmaktadır. Mevsimsel grip hayvanlardan insanlara bulaşan grip kadar tehlikeli ve ölümcül olmamakta ve her yıl nüfusun yüzde 5-10'unda gribe neden olmaktadır" diye konuştu.
Bayındır, "Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı çalışan ve 2005 yılında uluslararası sağlık mevzuatı çerçevesinde kurulan Acil Durum Komitesi bu tür salgınlara müdahil olmaya başlamıştır. Bu komite Meksika'da başlayan ve diğer ülkelere yayılma potansiyeli gösteren domuz gribi salgını nedeniyle 25 Nisan 2009'da ve 27 Nisan 2009'da iki kez toplandı. Mevcut durum değerlendirmesi yapılarak, seyahatlerin engellenmemesini, ancak hastalık belirtileri olanların seyahatlerini erteleyerek sağlık kurumuna müracaat
etmelerini önerdi. Ayrıca, henüz ülke sınırlarının kapatılmaması da önerildi. Hastalık damlacık yolu ile bulaştığından özellikle hasta insanların izole edilmesi, el hijyenine önem verilmesi, el sıkışma ve öpüşme gibi yakın temastan uzak durulması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

Bayındır konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Domuz gribi salgınına neden olan H1N1 virüsünün insanlarda da hastalık yapması ve yayılıma da neden olması nedeniyle DSÖ pandemi derecesinin 4 olduğunu açıkladı. Derece 5 ve 6'da ise artık tam bir pandemiden bahsedebiliriz. Yani geçmiş pandemiler gibi dünyada salgın başlamış demektir. İşte bu yüzden sağlık otoriteleri bu tehlikenin bir an önce önüne geçmek ve pandemiye hazır olmak istemektedirler. DSÖ'ne bağlı 90 ülkede 120 Ulusal Grip Merkezi'nden hasta örnekleri yıllık olarak toplanmakta ve mevsimsel
grip dışında yeni ortaya çıkan influenza virüsleri bir an önce saptanarak gerekli önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Bu örnekler, Avustralya, Japonya ve İngiltere'de bir, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) iki olmak üzere toplam beş büyük referans laboratuara doğrulanmak için gönderilmektedir. DSÖ, bu kapsamda Global İnfluenza Hazırlık Planı da geliştirilmiştir. Ülkemizde ise 2006 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelge ile Ulusal Pandemi Planı açıklanmıştır. Bütün illerde gerekli
hazırlıklar ve görev dağılımı yapılmıştır. Hastaneler de bu genelge gereği, pandemi planlarını hazırlamış ve önlemlerini almış durumdadır."
"Sonuç olarak, domuz gribi pandemiye teknik olarak neden olabilir, ancak önemli olan pandemiye hazır olmaktır" diyen Bayındır,
"Hastaların erken tanısı, izolasyonu ve izlemi, virüsün bir an önce ileri düzeyde tanımlanarak aşı geliştirilmesi, gribin ilaçlarla tedavisi, hastaların yönetimi ve salgın anında ülke genelinde bilimsel ve düzenli bir organizasyonun sağlanması, bireysel planda el yıkama gibi kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmesi gereklidir. Panik yapmaktansa her türlü felakete hazırlıklı olmak sadece salgınlarda değil tüm beklenmedik olaylarda en akılcı yoldur" dedi.

iha

Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2009 Cuma 12:17:02