Belediye Konferans Salonunda gerçekleştirilen ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği panele Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın yanı sıra CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, AK Parti Malatya İl Başkanı Mustafa Şahin, belediye başkan yardımcıları, ilçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, bazı şirket genel müdürleri, daire müdürleri ile vatandaşlar katıldı. Paneli Hitit Üniversitesi Hacı Bektaşi Veli Arşiv ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Eğri yönetirken, konuşmacı

olarak CEM Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, Zeynel Abidin Vakfı Başkanı Erdoğan Ünverdi ile Hacı Bektaşi Veli Vakfı Başkanı Hasan Meşeli katıldılar. Panelin açılış konuşmasını yapan Malatya Müftüsü Hacı Yusuf Gül, Muharrem Ayında bir arada olmanın önemine vurgu yapıp, programın düzenlenmesine vesile olan Belediye Başkanı Ahmet Çakır'a teşekkür etti.

Belediye Başkanı Ahmet Çakır da, "Hicri yılının ilk ayı olan Muharrem Ayı, İslam tarihi içerisinde birçok önemli hadiselere sahne olmuş ise de bu ay, daha çok bizlere Kerbela faciasının ve İmam Hüseyin efendimizin onurlu mücadelesini, İslam aleminin kolektif hafızası, Sünni'siyle, Alevisiyle, Bektaşisiyle, Caferisi ile, Hanefisi ile Hz. Ali'ye dayanan bütün meşreplerin mensupları asırlar geçmesine rağmen bu olayı unutmadı. Bizlerde unutmamak adına bu tür mütevazı programlarla katkıda bulunacağız. Kerbela

haksızlığa karşı onurlu bir duruşun ifadesidir. Aşura, Hüseyin adına davası, hasreti olanların günüdür. Kerbela bütün mazlumların, mağdurların, onurlu mücadelesinin adıdır. Bugün Kerbela; ne adını, niçin, kimlerin güvenliğini tehdit ettiği için öldürüldüğünü dahi bilmeyen, Filistinli çocukların, Ali'lerin, Fatma'ların, Zeynep'lerin adıdır. Bugün Kerbela Gazze de doğduğu günden beri bomba sesinden başka bir ses işitmemiş masum bebelerin feryadıdır. Özetle Kerbela bugün bütün bu anlamları fikir ve idrak etmenin günüdür" dedi.

Hitit Üniversitesi Hacı Bektaşi Veli Arşiv ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Eğri de, Kerbela olayının kısa bir özetini anlatıp, Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olduğu müddetçe asla bölünemeyeceğinin mesajını verdi. Prof. Dr. Eğri, "Kerbela olayından önce o dönemde müthiş bir İslam düşmanlığı bir peygamber düşmanlığı vardı. Yezit, Hz. Hüseyin efendimizi öldürmeye çok önceden karar vermişti. Hz. Hüseyin'i kendisinin önünde bir engel olarak görüyordu. Hz. Hüseyin düşmanlarına su

ikramında bulunurken düşmanları Hz. Hüseyin Efendimize bir bardak suyu bile vermiyorlardı. İşte bu davranış biçimi önemli mesajlar vermektedir. Biz öyle bir peygamberin ümmetiyiz ki acıyı bal eylemişiz. Bugün İslam düşmanlığı yapanlar top, tüfek ve silahlarla gelmiyorlar. Kardeşi kardeşe düşürerek para harcamadan, İslam'ın büyümesini engelliyorlar. Pakistan - Afganistan, Filistin, Irak ve İran bunlara birer örnektir. Bizler kenetlendiğimiz sürece, birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi koruduğumuz müddetçe bizi bölemeyecekler. Alevisiyle, Sünnisiyle haksızlığı Hz. Ali gibi, Hz. Hüseyin gibi dik durup peygamber sevgisine mazhar olacağız" dedi.

Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan da "Ehl-i Beyt Sevgisinin ne kadar tanınması gerektiğinin önemine vurgu yapıp, Kerbela olayından sonra İslam dünyasının durumunu anlattı. Doğan, "İslam aleminin son yıllarda uğradığı saldırılar, zulümlerden sonra insanlar durup şu soruları sordumu kendisine, Biz Cenab-ı Peygamberimize ümmet borcumuzu ödeyebilmiş miyiz? Bunun iyi bir muhasebesini yapmak lazım. Bunun yanında Hanifi kardeşlerimiz İmam Azamı yeteri kadar tanımışlarmıdır? Şafi kardeşlerimiz İmam

Şafiyi tanımışlar mıdır? Hamberi kardeşlerimiz, İmam Hamberiyi tanımışlar mıdır? Maliki kardeşlerimiz, İmam Maliki'yi tanımışlar mıdır? Oturup bunu tartışmamız lazım, ben ciddi şüphelerim var. Eğer tanımış olsaydık hiçbir mezhep müşteyi'nin takipçisine bir kin, bir nefret söz konusu olmazdı" diye konuştu.

Zeynel Abidin Vakfı Başkanı Erdoğan Ünverdi ise, "En kutsal görevimizi Allah'a kulluk etmenin yanında Peygamber efendimizin Ehl-i Beyt'ine de saygı, sevgi gösterip, sahip çıkmaktır. Bu kutsaldan alınması gereken en önemli ve tek ders de budur. Peygamber efendimizin Ehl-i Beyti dinin dağlarıdır. Dinin beli onlarla doğrulur, eli, ayağı titrerse onlarla dirençlenir, dertten kurtulur. Onlar dinin temeli, inancın direğidir. Onun içindir ki Peygamberimiz ve onun torunlarını daha fazla sevmeliyiz. Peygamberi ve

Ehl-i Beyt'i sevmek ayetlerde bize bildirildiği gibi Allah'ın da bir emridir. İşte bu topluluğumuz, bu birlik, beraberliğimiz sevmenin de ötesinde farklı anlamlar ifade ediyor" dedi.

Hacı Bektaşi Veli Vakfı Başkanı Meşeli, "Hz. Hüseyin'den, Kerbela olayından, Ehl-i Beyt sevgisinden ve İmam'ı Ali'den biz ne kadar ibret aldığımızın farkında olmamız gerekiyor. Biz Hz. İmam Hüseyin'in neresindeyiz, yani ne kadar onun onurlu yolunu takip ediyoruz. Bunun farkına varmamız, bunun hesabını yapmamız gerekiyor. Hz. Ali diyor ki; "Haksızlık karşısında eğilmeyiniz, aksi takdirde hakkınızla birlikte şerefinizden olursunuz" buyuruyor. Nerede bir zulüm görene rastlarsan, derhal zalime karşı durup mazlumun yanında yer al, zalimin zulüm ettiği günden korkunç olaraktan mazlumun öç alma günü zalimin zulüm ettiği günden korkunç olacak. Zulüm edene zulüm edilecektir diyor. Bu nedenle ki Ehl-i Beyt'i sevmek, Allah'ın bir emridir. Bu emre uymak her ümmetin görevi olduğu gibi haksızlığı da karşı durmaktır. Bu nedenle ki Ehl-i Beyt'i sevmek haksızlığı ortadan kaldırır. Birliği, beraberliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı, kardeşliği pekiştirir" şeklinde konuştu.

Programın sonunda panele gelen vatandaşlara MAKİAD tarafından aşure dağıtıldı.

İHA

Yayın Tarihi : 9 Ocak 2010 Cumartesi 20:05:03

Güncelleme :9 Ocak 2010 Cumartesi 20:26:06