3
Mayıs
2024
Cuma
MALATYA

Erdoğan Malatya mitinginde

Elbistan'dan helikopterle Malatya'ya dönen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince düzenlenen mitinge katıldı.

Erdoğan, Hükümet Meydanı'na saat 15.50'te otobüsle geldi. Başbakanla birlikte Genel Başkan Yardımcıları Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya ve Ankara Milletvekili Reha Denemeç, Malatya Milletvekilleri MKYK Üyesi Öznur Çalık, Mücahit Fındıklı, İhsan Koca, Fuat Ölmeztoprak, Ömer Faruk Öz ve Mehmet Şahin, Elazığ Milletvekili Tahir Öztürk ve Elazığ Milletvekili Faruk Septioğlu da alana geldiler. Erdoğan konuşmasından önce, platformun önünden kendisine uzatılan Malatyaspor kaşkollarını taktı.

Erdoğan, konuşmasında Malatya'da olmaktan büyük bir heyecan ve bahtiyarlık duyduğunu belirterek, "Az önce Kahramanmaraş Elbistan'daydım. Elbistan'da da
çok büyük bir coşku vardı. Elbistanlılar Malatya'ya bizden selamı unutma dediler. Görüyorum ki, bütün şehirlerimizde aynı umut, heyecan, özlem katlanarak büyüyor. Görüyorum ki, bütün meydanları AK Parti sevgisi dolduruyor. Bir dev uyanıyor, millet yeniden canlanıyor. Bu meydanlara artık sığmıyor. Bu coşkuya ev sahipliği yapmak için şehirlerimize daha büyük yeni meydanlar gerekiyor. Güven ve istikrarın, huzur ve barışın, adalet ve hakkaniyet şehri olan Malatya'yı canı gönülden tebrik ediyorum. İşte Malatya'ya, asaletine, vakarına yakışan budur" dedi.

"Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Malatya vesayeti asla kabul etmeyen, demokrasiye sadakatle sahip çıkan bir şehirdir. Türkiye'nin demokrasi tarihinde bu şehir yetiştirdiği büyük vatan evlatlarıyla daima öncü bir role sahip olmuştur. İnanmayanlar, geleceğin aydınlık, müreffeh Türkiyesi'nin fotoğrafını gelsin bu meydanda görsün. Hani milletçe sevdiğimiz bir türkü var ya, neydi o: 'Malatya Malatya bulunmaz eşin, gönülleri coşturur ayla güneşin.' İşte kayısı diyarı Malatya'nın eşsiz güzelliği, eşsiz güzel insanları, siz 3 Kasım'da da, 28 Mart'ta da, 22 Temmuz'da da yazdığınız demokrasi destanını unutturmadınız. İnanıyorum ki benim Malatyalı kardeşlerim bunu unutturmayacaktır. Malatya'nın en önemli özelliği daime büyük düşünmesidir. Her kim hak ve adaletten yana ise, her kim haksızlığın karşısında ise Malatya'nın civan mert insanları daima ne der? Senin Allahına gurban gardaş" diyen Erdoğan, "Vur vur inlesin, Baykal dinlesin" sloganları üzerine, "Hayrola Baykal burada mı? Burada Baykal var mı? Ne lüzumu var. Havayı tokatlayacak halimiz yok" diye konuştu.

"Sizin emanetinize sadakatle sahip çıktık, çıkıyoruz. Eğilmiyoruz, bükülmüyoruz, aldanmıyoruz, aldatmıyoruz. Yollar ne kadar dikenli olursa olsun, ne kadar engel çıkarsa çıksın bu memleketin bahtını açmaya kararlıyız. Eser, emek vereni, alın teri dökeni takdir eden, hizmet edene yüreğini açan bu millete layık hizmet verene yüreğini açana. AK Parti olarak biz Türkiye'yi sadece karanlık bir tünelden çıkarmadık. Türkiye'nin emniyet, barış ve huzurn içerisinde geleceğe yürümesini de sağladık" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şehirlerimiz yoğun göçe maruz kalıyordu, aralarında kan uyuşmazlığı olan koalisyon hükümetlerinin liderleri ise ayda 2 ayda bir araya gelirse bakanlar zirvesi bir araya geldi diyorlardı. Çünkü rutin yoktu. Bozulmuştu, kalp ritmi bozulmuştu hükümetin. Aynı başbakanlık binasında bile görüşemiyorlardı. bir araya geldiklerine gazeteler nihayet Ankara'da zirve diyorlardı. Maskeli provakatörler, şaklabanlar. Çeteler mafyalar karanlıkta birbirleriyle iş tutanlar, hukuk tanımayanlar, siyasete, yönetime, milletin bütün kaynaklarına musallat olmuşlardı. Hükümet kuruyor, indiriyorlardı. Bunu yapıyorlardı. Türkiye artık demokrasi ile yönetilemez deniyordu. Ne zaman ki, AK Parti sizin yüreklerinizden çıkıverdi, ne zamanki hasret kaldığımız o güven ve istikrarı tesis ettik, ne zamanki Türkiye'nin gücünhü topladık, o zaman karanlık bulutlar dağılmaya başladı. AK Parti ile Türkiye doğruldu, ayağa kalktı, koşmaya başladı. Siz iyi bilirsiniz. Yalnızca kendi elleri temiz olanlar temizlik yapabilir. Yüreği temiz olanlar evini yurdunu yuvasını temizleyebilir. İşte AK Parti bunu yaptı. Bunu engellemek istediler, ama başaramadılar. Ellerinden geleni ardına bırakmadılar. Ama Türkiye AK Parti ile birlikte o zifiri karanlıktan uzaklaşarak yol aldı. Bu devlet milletindir. Bu güç milletin gücüdür. Millet kendi gücüne kavuşuncaya kadar durmak yok. Bu yola ikbal için, makam ve mevki için çıkmadık. Biz bu milletin efendisi olmaya değil, hizmetkarı olmaya geldik. Bizim farkımız bu."

DENİZ BAYKAL VE DEVLET BAHÇELİ'YE ELEŞTİRİ

Erdoğan, konuşması sırasında sık sık CHP genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirerek, "Sayın Baykal, padişahlığı sana hediye ettiler. Krallık senin. Saltanat senin. Sayın Baykal, yav koltuk seni bırakıyor, yav yapıştın kaldın. Nedir bu? Sen koltuğu bırakmıyorsun? Sayın Bahçeli, siz ruh ikizisiniz. Bunlar barajların altında kaldı, ama barajın altında kaldıkları halde, sayın Bahçeli de şöyle gider gibi yaptı. 8 ay sonra döndü geldi. Niye geldin dediklerinde, çağırdılar geldim dedi. Bunların durumu bu. Çünkü bunlar bu koltukları bırakamazlar. Bir siyasi parti niye vardır? İktidar olmak için vardır. Öyle mi? Bir siyasi parti kalkıp ta iktidar partisine çıtada yer biçer mi? Baykal efendi ne diyor. AK Parti yüzde 52 alamazsa bırakması lazım, erken seçime gitsin. Sayın Baykal AK Parti'den sana ne? Sen kendine bak. Bir siyasi parti her zaman birinci olmaya talip olur. Eğer AK Parti bu seçimden birinci olarak çıkmazsa ben bırakıyorum. Sayın Baykal, eğer ciddiysen, dürüstsen, samimiysen, sen birinci parti olamazsan bırakmaya var mısın. Sayın Bahçeli var mısın? Allah'ın izniyle bu millet, bunlara nal toplatacak" şeklinde konuştu.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz gönüllerimizle birbirimizle kaynaşırız. Bunlar benim milletime tepeden bakıyorlar. Bunlar benim vatandaşımın arasına giremezler, milletimle beraber olamazlar. Çünkü bunlar maalesef kaymak takımıyla birliktedir. Ne diyor Baykal, Ben Ergenekon'un avukatıyım. Sayın Baykal ben ise milletimin avukatıyım. Farkımız bu. Ben bu göreve soyundum, sen o göreve soyundun. Aradaki fark o. Biz zaten milletin kurduğu AK Partinin başındayız. Farkımız bu. AK Partiyi millet kurdu. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin kurmadı,
millet kurdu millet. Biz halkımızla beraber çıktık bu yollara, zorluklara beraber göğüs gerdik. Allaha şükür Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırarak bugünlere geldik. Şimdi yeni bir dönemdeyiz. 29 Mart seçimlerinde mühür sizde, irade sizde, karar sizde. Biliyorum ki, birlik ve bütünlükten gözünüzü ayırmayacaksınız. Biliyorum ki 22 Temmuz'da yüzde 66.7 ile yazdığınız demokrasi destanına yeni bir destan ilave edeceksiniz. Türkiye bir daha o karanlığa dönmesin, bir daha o istikrarsızlığa düşmesin, dekmokrası rayından çıkmasın, aziz milletin başı bir kez daha eğilmesin diye. Ah değerli kardeşlerim ah. Ne diyor Akif; 'Zulümü alkıylaşamam, zalimi asla sevemem, Gelenin keyfi için geçmişime sövemem. Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum. Ezilir belki fakat, çekmeye gelmez boynum'. Türkiye bir daha dünyanın zorbaları karşısında mahçup olmasın diye AK Partiye evet mühürünü basacağınıza inanıyorum. Bu ülkede siyaset büyük düşünmeyi gerektiriyor. İdeolojik, zümre, cemaatçi, kabile siyaseti doğal ama, bu milletin bizden beklediği siyaset. Türkiye içine kapansın, küçük olsun benim olsun diyenler, bugüne kadar yanlış yaptılar, yanlış yapıyorlar. Onlar Türkiye'nin 81 vilayeti için siyaset yapmıyorlar. Baykal buraya kaç kez geldi. Hiç duydunuz mu? Ama şimdi belki uğrayabilir. Bahçeli geldi mi? Çok üzülüyorum. Sayın Baykal konuşuyor. Diyor ki, bu AK Parti iktidarı bizim telefonlarımızı dinletiyor. Yav diyor hükümete küfreder, hakaret eder, biz ağız tadıyla birbirimize küfür edemiyoruz diyor. Sayın Baykal'ın ne kadar aşık
olduğunu da öğrendik. Sayın Baykal eğer düşünüyorsan, gece 12.00'den sonra yap. Bunları da televizyon programlarında yapma. Eğer orada yapacaksan şifreli kanallara çık. Çocukların, gençlerin ahlakını bozuyor. Hale bak yahu. Bir genel başkan bir siyasetçi bunu söyler mi? Şair ne diyor biliyor musunuz? Maalesef sayın Baykal işte bunu söylüyor. Daha çok kaybedersin sayın Baykal çok. Benim milletim küfürbaz siyaseti, bunu savunan liderleri kabul etmez. Benim milletim adam gibi adam Başbakan ister. Benim milletim bu. Eğilip bükülen istemiyor. Biz ne diyoruz? Dik duracaksın, ama dikleşmeyeceksin. Biz buyuz."

"Sayın Bahçeli geçenlerde dedi ki, sayın Başbakan niye bu kadar dolaşıyor biliyor musunuz? Değerli kardeşlerim bu nasıl bir anlayış. Şu garipliğe bak. Kendisi bizden önce 3.5 yıl başbakan yardımcısıydı. Millet 5 yıl verdi, bunlar 3.5 yıl sonra dağıldılar. İyi ki dağıldılar. Millet kurtuldu. Sayın Bahçeli, Başbakan Yardımcılığıyla 3 kez yurt dışına çıkmış. Sen uçakla uçma sorunluysan ben ne yapayım? Bir başbakanın muhataplarıyla görüşmesinden daha doğal ne olabilir. Büyük devletseniz, siz gideceksiniz, onlar da gelecek. Bakınız bunların böyle bir hedefi, amacı yok" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz diyoruz ki Türkiye'nin çözülemeyecek meselesi yok. Yeter ki şehir yöneticileri, ülke yöneticileri bu memlekete kendilerini adamış olsun. Küçük düşünenler varsın Beydağı'na, Ağrı'ya, Erciyes'e, Uludağ'a, Toroslara sırtlarını dönsünler. Küçük düşünenler Malatya'nın, Elazığ'ın, Adıyaman'ın, Sivas'ın kaderiyle ne kadar ortak bir kader olduğunu fark etmesinler. TBMM çatısı altında tahkir ve tezyif etsinler. Orada yasakların bekçisi, meydanlara inince de özgürlükçü olsunlar.
Tunceli'de yaşayan vatandaşlara buzdolabı dağıtan valimize olmadık şeyler söylesinler. Biz büyük düşünüyoruz. Göğsümüzü gere gere haykırıyoruz. Sen Türkiyesin, Sen Malatyasın, Çünkü Malatyalıya küçük düşünmek yakışmaz. 81 vilayetimizde el ele gönül gönüleyiz. Anadoluya adım atınca özgürlükçü kesilen maskeli siyaseti reddediyoruz. Ondan sonra çarşaflı bir hanfendiyi nasıl dövdüklerini, tartakladıklarını gördünüz değil mi? Sonrda dediler AK Partili provakatör. Yalancının mumu yatsıya kadar yanmadı. Meğerse CHP'nin aday adayı
ve üyesi. Ortaya çıktı, olay bu. Aynı şeyi Batman'da yaptılar. Bizim partimizin mensuplarına, kadınlarımıza malum partinin adamları taşla saldırdılar."
Erdoğan, "Şu anda Malatya'da özellikle Kiltepe'de, Taştepe'de, Çarmuzu'da demokrat olacaksın, Çankaya'da, Kadıköy'de, Konak'ta ceberut olacaksın. Hayır. Demokrasi bu değil. Bu çağda bu maskeli siyaseti Ne Baskilli, Ne Çelikhanlı, ne Arapgirli vatandaşım kabul etmez. Biz 71 milyon 500 bin insanımızın sorumluluğunu, emanetini yüreğimizde hissediyoruz. O yüzden yüzümüz ak, alnımız ak. Bu yüzden meydanlarda sizlerle kucaklaşıyoruz. Bu demokrasi kervanı yolda kalmasın diye, bu şehirlerin bahtı açılsın diye koştukça koşuyoruz. Milletimize sonuna kadar güveniyoruz, milletimiz de bize güveniyor. Yurt dışındaki vatandaşların oy kullanma imkanını sağladık. Kendimize inanıyoruz, vatandaşımıza güveniyoruz. Soruyorum. Ülkeyi, şehirleri yönetmek için, benim de şu eserim var. Ben de şu eseri kazandırdım demek lazım gerekmez mi? Benim şu projem var demek gerekmez mi? İftirayla siyaset yapılır mı? Bakınız günlerdir konuşuyorum, duydunuzmu benden bir şey. Ben yaptıklarımızı anlatıyorum, o iftira atıyor. Almış eline kırmızı dosya meydanları konuşuyor. Ne var içinde? Al dosyayı ver yargıca, savcıya.. Gereğini yapsın. Meydan gereğini yapar merak etme. Bu meydan 29 Mart akşamı sana en güzel dersi verecek" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:
"Göreve geldiğimizde Türkiye'de kaç ilde doğalgaz vardı, şimdi kaç ilde var? 63 ilde doğalgaz var. Buralara çalışarak geldik. Toplu Konut İdaresi, Beydağı konuş. Eteklerinde yapılan konutlarla Malatya nasıl seyrediliyor? Biz bunun için varız. Kira öder gibi taksit ediyor. Bize Allah razı olsun demesi yeter. Biz emanetçiyiz, bu milletin hizmetkarıyız. Şu ana kadar kentsel dönüşümle 81 vilayette yaklaşık 351 bin konutun inşaatını sürdürüyoruz, 245 bin konutu sahiplerine teslim ediyoruz. Şimdi yeni bir adım daha. İmkanı olmayanlara 45 metrekarelik daire. Peşinat yok. Ayda 100 lira taksitle, 20 yıl vade. Buna başlayacağız. Faiz maiz yok. Ve inşallah belediyemiz, TOKİ el birliğiyle bu adımları atacaklar. KÖYDES projeleriyle 40 bin öye hizmet götürdüm. Sorun bunlara siz kaç kr öyü hatırlarsınız. Bunlar köy yolunu bilmezler. 54 tane yeni üniversite açtık. Türkiye'nin bütün şephirlerini üniversiteye kavuşturduk. 6.5 senede 9 bin kilomtre yol yaptık. Faiz neydi, biz geldiğimizde yüzde 63. Devletin borçlanma faizi. Şimdi ne oldu, 13-14. Yüzde 50 kimin cebinden çıkıyordu. Benim Malatyalımın, işçimin, köylümün. Onun cebine gitmesi para oralara gidiyordu. Enflasyon biz geldiğimizde yüzde 30, şimdi 7.7. Nereden nereye geldi? 79 senede milli gelir neydi, 230 milyar dolar. 6.5 senede biz bunun üzerine 520 milyar dolar ilave ettik. Şimdi 750 milyar dolar. Çok enteresan şeylerle karşılaşıyoruz. CHP'nin yandaşı medyanın minibüslerinin içerisinden CHP'nin bayrakları çıkıyor. Ondan sonra sıkılmadan konuşuyorlar. Biz pozitifiz, biz hükümetin karşısında, muhalefetin yanında değiliz. Geç bunları geç. Biz sizlerin cemayüzüllevvelini biliyoruz. Biz bu meydanlarla, medyaya rağmen yürüyoruz. Bunu böyle biliniz. Biz medyayla iktidar olmadık ki. Biz milletimizle iktidar olduk. Yalan yanlış haber yazan köşeyazarları ile değil, milletimizle iktidar olduk. Bizim sadık dostumuz sizlersiniz. Çünkü onlar alışmışlar başka şeylere. Ferman buyurdunuz efendim, emir buyurdunuz efendim. Şurayı bana ver? Buyur al. AK Parti hükümeti buyur al hükümetlerinden olmadı. Mesele bu, sıkıntının altında yatan bu. Adeta çılgına döndüler. Bu şekilde saldırıyorlar. En ufak bir şeyi arayıp buldukları zaman yaygarayı kopartıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz."

EKONOMİK KRİZ VE IMF İLE ANLAŞMA

Konuşmasında yaşanan ekonomik krize de değinen Erdoğan, "Dünyada yaşanan finans krizi. Avrupa, Amerika'dan başladı. Bakıyorsunuz bu medya felaket tellalığı yapıyor ülkede. Yaptıkça kendileri batıyorlar. Borsada benim param yok. Senin var. Sen batacaksın. Olay bu. Bazı iş çevreleri de bunlara destek veriyor. Onlar da yanlış yapıyor. Felaket tellalığı yapmaya gerek yok. Dürüst olacağız. Böyle bir dönemi nasıl anlatırız gayreti içerisinde olacağız. Biz bunun gayreti içindeyiz. Ama oralardan aldığımız sinyallerle değil biz milletimizden aldığımız destekle yapacağız. IMF'den niye borç almadınız? Şahu sizden talimat alarak mı IMF ile anlaşacağız. Şartlarımızı kabul ediyorlarsa imzayı atarız. Ama şartları kabul etmiyorsa. Yolsuzlukların olduğu iktidar bu kadar güçlenebilir mi? Şimdi diyorlar ki bize verin. Ah ah kardeşlerim. Varlık barışı diye bir kanun çıkardık. Hiçbir faydası olmaz dediler. Kesin sonuçlar Nisan'da ama. Bugüne kadar alınan kaynak ne; 12 milyar 604 milyon lira. Bu kadar para içerden ve dışardan geldi, kayıt altına alındı. Nisan'da kesinleşecek. Bunların üçte ikisi yurt dışından, diğeri içerden. Yeter mi? Hayır." şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, merhum Turgut Özal'ı da andığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Makamı cennet olsun. Ülkemize büyük eserler kazandıran merhum Turgut Özal'ı sadece Malatya değil, Türkiye hayırla yadediyor. Ben buradan soruyorum. Ey Baykal, 22 Temmuz önücesi demiştin ki, kazanamazsam buradan Rodos'a kadar yüzerim. Sözünde durmadı. Bakalım, 29 Mart'ta hangi ıssız adaya yüzmeyi taahhüt ediyorsun. Bunu söyle. Bakın Fırat nehrini görüyorum. Halkın yaşama üslubunu küçümsemekten artık vazgeçsen ne olur? Kendisine insan mı, şehir mi, bölge mi seçiyorsunuz? Neden bu ülkenin bütün insanlarını, şehirlerini, bölgelerini kucaklayamıyorsunuz? Geri sayım başladı. Seçime 18 gün kaldı. Biz diyoruz ki, ağaç yapraklarıyla gölge verir. Türkiye'ye hayrı olmayanın Malatya'ya hayrı olur mu? Biliyorum ki Malatya AK Partiyle beraber durmak yok, yola devam edecek. Malatya'ya, şu 6.5 senede neler kazandırdık? Şöyle kısaca bir anlatmak istiyorum. Bakın 151 derslik, 3 okul, 3 spor salonunun açılışını yapıyoruz. Malatya'da 6.5 yılda 1543 dersliği tamamladık. Okullarımızda bilgisayar yok gibiydi.

Biz 6.5 yılda 6 bin 356 bilgisayar gönderdik. İstedik ki yavrularımız ilköğretimde, ortaöğretimde bilgisayarla. Anneler, okullar açılırken, kitapları sıraların üstünde buldunuz mu? Ücretsiz olarak. Size yeni bir müjde daha. Açık öğretimde okuyanları göreyim. İlk öğretimde, orta öğretimde açık öğretim öğrencilere de önümüzdeki yıldan itibaren kitaplarını bedava veriyoruz. İnönü Üniversitemsi bünyesinde Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Konservatuarı. Yüksek öğrenimde bin kişi kapasiteli öğrenci yurdunu 1 yılda tamamlayıp açmayı planlıyoruz. Eğitimde engel tanımıyoruz. Halep oradaysa, arşın Malatya'da. Sağlıkta Malatya'ya kazandırdıklarımız. Şu ana kadar 55 trilyonluk yatırım yaptık. Merkezi idaremiz birçok sağlık tesisimizi Malatya'mıza kazandırdı. 75 yataklı Darende Hulusi Efendi Devlet Hastanesi, 10 Yataklı Yazıhan, bölge eğitim ve araştırma hastanesinin temelini bu yıl atıyoruz. Devlet Hastanelerinde muayene odası sayısını 101'den 193'e çıkardık. Bu Malatya'da 9 ambulans vardı. Şimdi 27 ambulans var.
Diyaliz sayısı 11'di. Şimdi 47 cihaz var. İstediğin hastaneye gidiyor musun. Ayrım var mı. Hatırlayın o günleri. Giderdik SSK'ya, sabah namazında kuyruğa girerdik. Şimdi böyle bir şey var mı? İlacını istediğin eczaneden alabiliyor musun? Bugün TOKİ tarafından bin 594 konutun anahtar teslimini yapacağız. Bin 137 konut tamamladık, 304 tane devam eden var. Toplam Malatya'ya 12 bin 680 konut yapmış olacağız, projelerimiz tamamlandığında. Malatya'da 38 kilometre duble vardı. 159 kilometre duble yol yaptık. Yani 79 senede yapılanın 4 katından fazlasını 6.5 yılda yaptık. Malatya Adıyaman arasındaki yol 185 kilometreden 115 kilometreye düşecek. Malatya'da yeni bir karar. Değerli kardeşim, mesai arkadaşım Cemal kardeşimizle bir 5 yıl doldurduk. Tabi siyaset uzun bir yolculuk. İstişareler neticesinde bir bayrak değişikliği oluyor. Ve şimdi de Cemal kardeşim, bayrağı Ahmet kardeşime devrediyor. Siyasette yolculuğumuza yine aynen beraberce devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bütün mesele birlik, beraberlik dayanışma olayıdır. Fitne boş durmaz. O çalışır. Ama biz fitneye, fesata mahal vermeden yolumuza aynen devam ediyoruz, edeceğiz., Sizin emanetinize nasıl sahip çıktıysak, Ahmet kardeşimizle bu süreçte aynı kararlılıkla devam edreceğiz. Cemal kardeşimizin projeleri kaldığı yerden devam edecek. Modern bir Malatya, modern Türkiye, güçlü demokrasi, adaletin yaygınlaşması, kalkınma, birlik ve beraberlik için gün birlik ve beraberlik günüdür. Son söz sizin. Karar sizin. Bu ülke hepimizin. Durmak yok. Sen Türkiye'sin. Sen Malatya'sın. İşimiz hizmet, her şey. 29 Mart'ın kararını zaten verdiniz. Hiç endişem yok. Ancak şimdi ne var? Buradan ayrılacağız. Ayrıldıktan sonra durmayacağız. Bütün akraba, komfeeşu kapıları tek tek çalacağız. Sandıkları patlatırcasına çalışacağız. Ve 29 Mart'ın akşamında farklı bir neticeyle Malatya iliyle, ilçeleriyle, beldeleriyle haykıracak."

Başbakan Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra anahtar teslimi ve toplu açılışlar için Atatürk Spor Salonu'na geçti.
 

iha
Yayın Tarihi : 10 Mart 2009 Salı 23:24:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?