BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Milletvekili Sebahat Tuncel, Malatya Teşkilatı'nın kongresinin yapılacağı Atatürk Spor Salonu'na geniş güvenlik önlemleri altında getirildi. Salona alınan partililerin ve bebek arabalarının içerisi emniyet ekipleri tarafından arandı. Bazı vatandaşların üzerinden çıkan çakı, makas ve tırnak makası polis noktasına konulan kutulara konuldu.

Salonda Kürtçe müziklerle halaylar çekildi. Halay esnasında terörist başı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı. Salonda, terör örgütünü simgeleyen sarı, kırmızı ve yeşil renkli bezler asıldı. Öte yandan iki kişi küçük bir kız çocuğunun eline terör örgütünü simgeleyen bir bayrak vererek, kız çocuğunu havaya kaldırdı.

Divan masasına ilk olarak Türk bayrağı konulurken, daha sonrada terör örgütünü simgeleyen bayrak, Türk bayrağının yanına konuldu.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın konuştuğu esnada yüzleri puşiyle örtülü kimliği belirsiz iki şahıs terörist başı Abdullah Öcalan'ın resmini ve terör örgütünü simgeleyen bayrağı salonda gezdirdi.

Partililere bir konuşma yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, demokrasi ve barışın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ya da kendisiyle gelmeyeceğini, demokrasi ve barışın halkla geleceğini belirtti. Demirtaş, AK Parti ve CHP'yi ağır bir dille eleştirerek, "Ya şu partidensin ya da şu partiden. Eğer şu partideysen ilerici, diğer partidensen gericisin deniliyor. Oysa biz biliyoruz ki, ikisini de toplasanız, yanlarına da onlar gibi 10 tane koysanız, bunlardan yarım tane ilerici çıkmaz. Halkımız alternatifsiz değildir. Bu ülkede BDP gibi halkın kendi eliyle kurduğu, kendi eliyle oluşturduğu bir halk partisi, halk hareketi var artık. Bu halk, alternatifsiz değildir. Ne CHP'ye mahkumdur ne de AK Parti'ye mahkumdur. Herkes bilsin ki, bu topraklara demokrasi gelecekse, bu topraklara barış, kardeşlik ve özgürlük gelecekse Baykal'la, Erdoğan'la gelmez, ama herkes şunu da bilsin, Demirtaş'la da gelmez, halkla gelir. Kürt'ün Türk'le, Alevi'nin Sünni'yle, başörtülünün başı açıkla bir sorunu yoktur. Malatya'da da, Diyarbakır'da da, Samsun'da da, Edirne'de de, İzmir'de de yoktur. Halklar arasında sorun yoktur. Ama ne zaman ki yolunuz Ankara'ya düşerse, işte bu sorunlar Ankara'da vardır" dedi.

Demirtaş, sadece barış diyen yüreklerin ancak barışabileceğini belirterek, "Bütün bu kışkırtmalara karşı ben kardeşime elimi uzattım diyenler ancak barışabilir. Barış böyle bir şeydir. Yoksa bu ülkede savaş yok diyenler, barışamaz. Bu ülkede barışabilmek için önce bu savaşı görmeniz lazım. Öyle meclis kürsüsünün önünden 'bu ülkede savaş yok' diyorsanız, 'barış da olmaz' dersiniz o zaman. Önce savaşı kabul edeceksiniz ki, barışa gönüller ve yürekler açılsın. Şimdi ordu savaşta, hava kuvvetleri savaşta,

jandarma genel kuvvetleri topyekun savaşta, ama Meclis Başkanı'nın bundan haberi yok. Meclis Başkanı'nın bu ülkede ordunun savaşta olduğundan haberi yok. Buyurun gelin, Şırnak'a, Bingöl'e ve Dersim'e birlikte gidelim. Savaş var mı, yok mu? Meclis kürsüsünden görünmeyebilir. Ama gel bu ülkede askerde, dağda evladını vermiş analara bir sor bakalım, o anaların yüreğine bir bak bakalım, savaş var mı, yok mu? Savaş yoksa bu tank, top neden sınırlara yığılıyor? O halde savaş yoksa ortada bir barış durumu olmalı.

O halde durdurun bu askeri sevkıyatları. Savaş yoksa operasyonları ve ölümleri durdurun. Ama yok ülkede yürüyen bu kirli savaşı örtmek için meclis kürsüsünü kullanacaksanız, biz de bunu teşhir edeceğiz. O analara da sözümüzdür, boynumuzun borcudur. Asker anasına da, gerilla anasına da sözümüzdür, boynumuzun borcudur. Barışı da biz mücadele ederek, kendi öz gücümüzle yapacağız. O gençlerin ölümünü engellemek için gerekirse biz operasyon alanlarına gideceğiz. İşte Mayıs ayında operasyona biz de çıkıyoruz. Biz, barış operasyonuna çıkıyoruz" iddialarında bulundu.