Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı, krizden çıkışın yegane yolunun Türk milletinin hakemliğine gidilmesi olduğunu söyledi.

Malatya Anemon Otel'de basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı'na, Balyoz operasyonu ile ilgili görüşleri soruldu. Bölükbaşı da, eğer varsa bir suç ve suçlu hukuk kuralları içerisinde ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Hukuk kurullarına riayet edilip hızlı çalışılmalıdır. Hukuk kurulları siyasi baskılardan uzak çalışmalıdır. Yasalar ihlal ediliyorsa, o da bir suçtur. Hiç kimsenin suç işleme imtiyazına sahip olmadığını söylerken, buna hakim ve savcılar da dahildir. Sayın genel başkanımızın dediği gibi, hukuk eleğinden geçmesidir. Elek altında kalanlar hukuk kuralları cerçevesinde cezasını görür, elek üstünde kalanlardan iktidar özür dilemelidir. Hukuki sürecin sonucunu beklemek en doğru olacaktır. Hukuk da doğru işlemelidir."

Bir basın mensubunun "Yapılacak erken seçimde tek başına iktidar çıkmazsa ve MHP ile AK Parti koalisyonu durumu ortaya çıksa, nasıl davranırsınız" sorusuna Bölükbaşı, "AKP ile hiçbir şekilde bir araya gelemeyiz" diye cevap verdi.

Erken seçim gerektiğini ileri süren Bölükbaşı, 17 Temmuz 2011 de yapılması planlanan seçimleri kimsenin beklemeye tahammülü olmadığını söyledi. Sayın başbakan ne kadar aksini söylese de, krizden çıkışın yegane yolunun Türk milletinin hakemliğine gidilmesi olduğunu anlatan Bölükbaşı, şunları söyledi: "Sahte demokrasi havariliği yapan sayın başbakanın sandıktan kaçmasının bir izahı yoktur. MHP olarak bu yıl sandığın milletin önüne getirilmesinin tek çıkar yol olduğu düşüncesindeyiz."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın psikolojini neron psikolojine benzeten Bölükbaşı, "Herşeyi yakmaya, yıkmaya, kendisiyle birlikte Türkiye rejiminin geleceğini ateşe atmaya hazır bir psikoloji içindedir. Başıboş, bir serseri mayın gibi Türkiye'yi yönetmektedir" iddiasında bulundu.

Bölükbaşı, özelleştirmenin kamu yararına yapılmadığını savunup, özelleştirmeyi milli varlıkların yabancılaştırılması olarak gördüklerini dile getirdi. Malatya'da özelleştirilen Sümerbank ve TEKEL gibi yerlerin durumunu hatırlatan Bölükbaşı, şeker fabrikasının da özelleştirilmesini tenkit etti.