3
Mayıs
2024
Cuma
MALATYA

Zirve Yayınevi davası komediye döndü

Malatya'daki Zirve Yayınevi davasının 20 . duruşmasında ilginç ifade, diyalog ve iddialar yer aldı.
3 kişinin öldürüldüğü Zirve Yayınevi olayının azmettiricisi olarak 4 ay sonra hakim karşısına çıkan şüpheli Varol Bülent Aral, kendisinden mesleğini soran mahkeme başkanına, "Mesleksizim, işim yok. Ufak tefek işlerde çalışıyorum. Ne iş olursa yaparım" cevabını verdi.
Adıyaman'da emniyet müdürünü tehditten ve kalaşnikof silah taşımak suçlarından ceza aldığını belirten Aral, hakkındaki suçlama sorulduğunda, "Suçlamalar için sizin bana bir şey demeniz lazım. Hiçbir delil yok. Emre Günaydın, kuyruğuna bastığı bir kurdun kendisini ısıracağından korktuğu için hakkımda iddialarda bulunmuş olabilir. Kimseyi azmettirmedim" dedi.


İfadesi esnasında, "Öğrenmek bizim işimiz" sözünün tutanağa geçmediğini mahkeme heyetine hatırlatan avukata dönen Aral, "Tebrik ederim" dedi. Gazetede okuduğu haberler ve şahsi kanaatine göre Zirve Yayınevi olayının Ergenekon tarafından yapılmış olabileceğini ve bu işte Malatya İl Jandarma eski alay komutanı Mehmet Ülger'in de parmağının bulunduğunu iddia eden Varol Bülent Aral, mahkeme başkanının "Haber elemanısın" sorusuna "Öyle kötü işler bize göre değil" cevabını verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı
"Bak çıkartırım ortaya" dedi.
"Önemli beyanlarda bulunacağım" şeklinde verdiği dilekçesi hatırlatılan Varol Bülent Aral, "Dilekçeyi hatırlamıyorum. İlaç tedavisi görüyorum. Hafızamda zayıflama var" dedi.

"TANIMIYORUM, AMA İLİŞKİSİ VARDIR"
Kendisi gibi olayın azmettiricisi olmakla suçlanan ve tutuksuz yargılanan Hüseyin Yelki'yi tanıyıp tanımadığı ile ilgili soruya ise Aral, "Hüseyin Yelki'yi ilk kez görüyorum. Ama şahsi kanaatime göre bu işin içinde" cevabını verdi.


Müdafi avukatlarından Hafize Çobanoğlu, duruşmada aylık gelirini 500 TL olarak açıklayan Varol Bülent Aral'a, "Malatya Cumhuriyet Savcısı'na verdiğin ifadende aylık 2 bin TL gelir, Adıyaman'daki mahkemede ise aylık bin 400 TL gelirinin olduğunu söylemişsin" sorusunu yöneltti. Aral ise, "Bunalımlı zamanlarda böyle beyanlarda bulunmuş olabilirim" cevabını verdi.


Yine avukatın, "Adıyaman'daki davada avukatın tahliyesini istemiş, sen ise tutuklu kalmak istemişsin. Dışarıya çıkmaktan korkuyor musun?" sorusuna Aral, "Eğlenmek için öyle bir şey söyledim. Öldürülmek istenseydim, cezaevinde öldürülürdüm. Cezaevi daha müsait. Zaten cezam vardı. Tahliye edilseydim de cezaevinde kalacaktım. Eğlenmek için öyle dedim" şeklinde konuştu.


Emre Günaydın'ın babasının İnönü Üniversitesi eski rektörü olan ve şu anda Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile bağlantılı olduğunu ve Zirve Yayınevi olayını yaptırdığı ile ilgili olarak kendisine bilgiler geldiğini aktaran Aral, Cumhuriyet Savcısı'nın "Kimden geliyor" sorusuna, "Allah gönderiyor, biz de alıyoruz" cevabını verdi.


Yine Hafize Çobanoğlu'nun mahkeme heyetine, "Sanık Emre Günaydın getirilmeden önce, duruşma başlamadan Varol Bülent Aral, diğer 4 sanığa, 'Emre'yi Malatya'nın babası yapacaklarmış. Ben ona babalık yaparım' dedi. Emre'yi kim baba yapacakmış?" sorusu üzerine ise Aral, "3310 (Telsiz kodu) Ali Osman Kahya (Malatya Emniyet Müdürü) yapacakmış. Gazetelerde okuduğum haber bana böyle bir kanaat getirdi" dedi.


Duruşma esnasında gazetecilere dönen Varol Bülent Aral, "Bu gazetecilerin hepsi teröristtir. Hepsinin icabına bakılması gerekir" dedi.
Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gitmesi ile ilgili bir soruya Aral, "Akıl sağlığı ilgili bir sıkıntım yoktur. Hastaneye kendi isteğimle gidip gitmediğimi hatırlamıyorum. Bana hayalleri engellesin diye bir ilaç verdiler. Burunları sıkıp, ağızdan ilaç veriyorlar" şeklinde konuştu.

"BU ADAMI ÜLKENİN BAŞINA BELA ETTİK"
Duruşma esnasında söz alan olayın kilit ismi Emre Günaydın, "Ben ceza indirimi almak için Varol Bülent Aral'ı söylemiştim. Şimdi kolumuzu kurtaramıyoruz. Yatacak yeri yoktu. Bu olaylarla ilgisi yoktur. Bana herhangi bir tavsiyesi yoktur. Kendi kendine derin devlet süsü veriyor. Biz bu olayı yapmaktan çok, bu adamı bu ülkenin başına bela ettik. Vallahi, billahi elimizi verdik, kolumuzu alamıyoruz" dedi.


Varol Bülent Aral ise, Ergenekon'un başı benim. Emre de benim yardımcım. İsa seni korusun" dedi. Aral, mahkemeye sunduğu ve kendisini peygamber soyunun son temsilcisi olduğunu iddia eden bir dilekçeyi ise yazıp yazmadığını hatırlamadığını söyledi.
Mahkeme heyeti duruşmaya 1 saat ara verdi.

İha
Yayın Tarihi : 21 Ağustos 2009 Cuma 16:05:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?