3
Mayıs
2024
Cuma
MALATYA

Zirve Yayınevi'nin 17. duruşması

Zirve Yayınevi davasının 17. duruşmasında olayın azmettiricisi olmakla suçlanan ve kendisini Hristiyan dinini müjdecisi olarak tanıtan Hüseyin Yelki'nin ifadesi alındı.


Azmettiriri olmakla suçlanan Hüseyin Yelkin verdiği ifadesinde, "Suçlamalar tamamen asılsızdır. Ben Emre Günaydın ve diğer arkadaşları tanımıyorum. Emre'yi bir kez olaydan 2 ay önce Zirve Yayınevi'nde tek başına olduğum bir zamanda gelip Necati Aydın'ı sorması nedeniyle gördüm. Benim bu suça azmettirmem imkansızdır. Ben bir Hristiyan'ım. Kimliğimi dahi değiştirdim.

Bu konuda çalışan bir insanım. Emre Günaydın benimle ilgili ifadesini geri almıştır ve iddia düşmüştür. Benim Hristiyanlık konusunda Doğu ve
Güneydoğu'da etkin bir şekilde çalıştığım bilindiği için böyle bir iddiada bulunabilinir. Ben bir lise mezunuyum. Bunun için büyük bir hukuk bilgisine sahip olmaya gerek yok. İddianamenin temelinde, 'Şüpheleniyorum, öyleyse suçlusun' düşüncesi var. Ben halen Adana'da ki Vaftiz Kilisesi'nden yardım alıyorum. Hristiyanlık faaliyetlerinde çalışmak için kartvizit bile bastırdım. Ben sanki olaydan dolayı değil de, Hristiyanlık kimliğim nedeniyle yargılandığımı düşünüyorum" dedi.
Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığında istihbarat görevlisi olarak çalışan M.G. ile görüşmesi de duruşmada gündeme gelen Hüseyin Yelki, savcının olaydan önce 10'kez ve olaydan 1 gün öncede bu şahıs ile neden görüştüğünü sorması üzerine de, bu şahıs ile İncil konusunda görüştüğünü söyledi.


Savcı, Hüseyin Yelki'ye "Hacı veya başka bir lakap kullanıyormusun" sorusuna "Hayır" yanıtını alınca, salonda bulunan öldürülen Tilman Geske'nin işe Suzanna Geske'ye dönerek, "Hüseyin Yelki, başka bir isim kullanıyor muydu" diye sordu. Suzanna Geske ise, Hüseyin Yelki'nin Adnan ismini kullandığını duyduğunu söyledi.


Cumhuriyet Savcısı' Veli Küçük tarafından Mersin'deki Kayra Yayıncılıkta çalışan Levent Ercan Gelegen ve Mersin'de Jandarma istihbarat görevlisi Abdullah Arıkan isimli şahısların Hıristiyanlık ve misyonerlik konusunda izleme ve yönlendirme yapmak amacıyla yerleştirildikleri hususunda bir gazeteye ihbar elektronik posta gönderildiğini belirterek, Hüseyin Yelki'den Veli Küçük'ü tanıyıp tanımadığını sordu. Yelkin ise "Veli Küçük'ü tanımıyorum" dedi.


Cumhuriyet Savcısı, "Olaydan sonra ifaden alınırken, tehditle ilgili ifadelerinin yansıtılmadığı konusunda bir yakınman oldu mu" sorusuna da Hüseyin Yelkin, "Hayır" cevabını verdi. Bu cevap üzerine Cumhuriyet Savcısı salonda bulunan Suzanna Geske'ye dönerek, Hüseyin Yelki'nin kendisine bir yakınmasının olup olmadığını sordu. Geske ise, Hüseyin Yelki'nin ifadesini alınmasından sonra kendisini arayarak, tehditle ilgili ifadelerinin alınmadığının kendisine söylediğini belirtti. Bunun üzerine Hüseyin Yelki, "Suzanna bu olayı yanlış hatırlıyor" dedi.


Müdahil avukatın "Jandarma İstihbarat görevlisi M.G., İncili sormak için 10'kez arayacak kadar aptalmı" sorusuna Hüseyin Yelki, "Hayır. Anlayamadığı bir konuda bilgi sorması doğaldır" dedi.

Yine müdahil avukatının "Mersin'deki Kayra Yayınevi çalışanı Levent Ercan Gelegen Mersin'de Jandarma İstihbarat Görevlisi Abdullah Atılgan ile görüşmeler yapıyor. Sizde Malatya'da Jandarma İstihbarat görevlisi M.G. ile görüşüyorsunuz. Bunun nedeni nedir" sorusuna da Hüseyin Yelki, "Ben müjdeci bir insanım. Kim olduğuna bakmaksızın herkesle görüşürüm. Ben Malatya Müftüsü ile de görüştüm" cevabını verdi.


Olaydan sonra kendisine Malatya'da Protestan Cemaati'nin liderliğinin teklif edildiğini ancak, bunu kabul etmemesi nedeniyle de kendisine, "Senin ile işimiz bitti. Başının çaresine bak" dendiğini belirten Hüseyin Yelki'ne Mahkeme Başkanı, "Seni yarı yolda bırakmışlar" diye espri yaptı. Hüseyin Yelki, "Öyle oldu. Ama Adana Kilisesi bana sahip çıktı" dedi.


Hüseyin Yelki, jandarma görevlisi ile telefonla kısa konuşup, her hangi bir cafede buluşyarak İncil konusunda sohbet ettiklerini iddia etti.
duruşma esnasında söz alan ve verdiği ifadeden dolayı Hüseyin Yelki'nin azmettirici olarak yargılanmasına yol açan olayın kilit ismi Emre Günaydın, "Hüseyin Yelki'nin suçu günahı yoktur. Boşu boşuna yatıyor" dedi. Mahkeme başkanını ifadesinde vaz geçmesi konusunda yönlendirme olup olmadığını sorması üzerine ise Emre, her hangi bir yönlendirme olmadığını söyledi. Müdahil avukatının "İfade verirken vicdanınız yok muydu?" sorusuna Emre Günaydın, "Benim vicdanımdan size ne?" diye sordu.
Mahkeme duruşmaya ara verdi.

İha
Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2009 Cuma 15:16:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?