Almanya'nın İzmir Başkonsolosu olarak görev yaptığı sırada by-pass ameliyatı olan ve yanlış tedavi sonucu sakat kaldığını ileri sürerek, ameliyatı yapan doktor ve hastane aleyhine yaklaşık 1 trilyon liralık dava açan Manfred Unger'in duruşması başladı. Ameliyatın yapıldığı Atakalp Özel Kalp Hastanesi, suçlamaları kabul etmeyerek, davaya konu olan HIT II tanısına yönelik testin yapılmasının Türkiye'de hiçbir hastanede mümkün olmadığını belirtti.
1996 yılında Almanya'nın İzmir Başkonsolosu olarak göreve başlayan Manfred Unger, 2001 yılında 3 kroner kalp damarında tıkanıklık olduğu gerekçesiyle, Atakap Özel Kalp Hastanesi'nde by-pass ameliyatı oldu. Hastanede yanlış tedavi nedeniyle HIT II Sendromu'na yakalandığını ve 3 ayak parmağını kaybettiğini ileri süren Unger, hastane ve ameliyatı yapan doktor Suat Büket aleyhine yaklaşık 1 trilyon liralık tazminat davası açtı. Almanya'da yaşamını sürdüren Unger, emekliliğine 11 yıl olmasına rağmen, malulen emekli olduğunu ve bu nedenle maddi kayıp yaşadığını belirtti.
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya tarafların avukatları katıldı. Avukat Kazım Çömelek ve Ömer Yıldırım, Atakalp Özel Kalp Hastanesi ve Prof. Dr. Suat Büket adına verdikleri cevap dilekçesinde, müvekkillerinin konuyla hiçbir ilgilerinin ve sorumluluklarının bulunmadığını belirtti. Dilekçede, "Dava dilekçesinde aynen, 'Türkiye'nin 3. büyük ilinde bulunan hastanede HIT Sendromu'nun tespitine yönelik laboratuar imkanları donanımı bile bulunmamaktadır' şeklinde ilk bakışta haklı olduğu zannı uyandıran bir ifade yer almaktadır. Bu iddia külliyen yanlış ve insafsızdır çünkü; davacıya hizmet verilen Nisan 2001 tarihinde HIT II tanısına yönelik test yapılması, Türkiye sınırları içerisindeki referans alınacak hiçbir hastanede mümkün değildir. Ayrıca dava dilekçesinde ileri sürüldüğü şekli ile, Refludan isimli HIT II Sendromu'na neden olmayan bir ilaç varken, Heparin isimli ilaç uygulandığından ve bir kez kullanılmış olmasına rağmen bu tek kullanım dahi HIT Sendromu için yeterli bulunduğu yönündeki iddialar da yine fiili ve tıbbi gerçekler karşısında kabul edilemez. Çünkü Refludan isimli ilaç, Türkiye'de kullanımına Sağlık Bakanlığı tarafından müsaade edilen ilaçlardan değildir" diye belirtilerek davanın esastan reddine karar verilmesi istendi.
Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.