Jeoloji mühendisi Hulusi Armağan, son dönemde arsenikli su problemiyle boğuşan İzmir'de kaleme aldığı “Tatlı Suyun Acı İntikamı” adlı kitabıyla kamuoyunun karşısına çıkarak bu sorununa farklı çözüm önerileri sundu.

Şu anda mevsim itibariyle yağan yağmurların İzmir'in su probleminin çözümüne çok az katkısı olduğunu dile getiren İzmirli Jeoloji mühendisi Hulusi Armağan, modern şehircilikle beraber kent zeminlerinin beton ve asfaltla adeta şemsiye altına aldığına dikkat çekerek, “Yağan yağmur zemine giremiyor ve özellikle kenar kentlerde kanalizasyon ve dereler yoluyla denize akıyor. Bu şekilde büyük oranda deniz suyuna karışan tatlı suyun yer altı sularına katkısı gitgide azalıyor. Beton ve asfaltla meydana getirdiğimiz şemsiye yağmur suyunun zemine ulaşmasına engel oluyor. Doğal derelerin bazılarını su geçirmez malzemeyle doldurduk. Bu durumda su nereye akacak. Yüzeyden akıp bazen baskınlara da neden olacak. Islah ettiğimiz derelerin zeminini de su geçirmeyen betonla kapatmışız. Bu da çok yanlış. Dere zeminlerini su geçiren filtreli bir sistemle kapatmamız lazımdı. Şehirlerimizi kurarken yağmur suyunu dışlayıcı bir sistemle adeta tatlı suya düşman gibi davranmışız” şeklinde konuştu.

BAŞKALARININ HAKKINI ÇALIYORUZ

Hulusi Armağan, bu şartlarda özellikle deniz kenarına kurulan Büyükşehirlerin su işinin halledilmesi mümkün olmadığını da dile getirdi. Şehirlerdeki yer altı sularının beton şemsiyeler altında beslenmeye beslenmeye sıfır noktasına geldiğini vurgulayan Hulusi Armağan, İstanbul, Ankara, İzmir gibi Büyükşehirlerin su problemini çözerken bir başka yanlışlığa kapı aralandığının altını çizerek, bu konuda ise şu uyarılarda bulundu: “Şimdilerde uzak yerlerden su getirilmeye çalışılıyor. Kendi evimizde bir şey kalmadı. Aç kalmamak için komşumuzdan çalıyoruz. Gördes Barajı'nın suyunu İzmir'e getirmekle oraya haksızlık yapmış olmuyor muyuz? Su seviyesi eksilirse orada iklim değişecek, tarım ve hayvancılık zarar görecek. Dolayısıyla oradaki insanlar da zarar görecek. Bu şartlarda İstanbul, Ankara, İzmir gibi Büyükşehirlerin su problemini çözerken su temin edilen çevre bölgeler bundan olumsuz etkilenecek.”

ÇÖZÜM SUYLA TOPRAĞI YENİDEN BULUŞTURMAK

Bir jeoloji mühendisi olarak su probleminin çözümüyle ilgili proje ve anılarını kaleme aldığı “Tatlı Suyun Acı İntikamı” kitabında yer verdiği çözüm önerilerinden bazılarını İzmir Yazarlar Birliği'nde düzenlediği konferansta kamuoyuyla paylaşan Hulusi Armağan, Dünya genelindeki toplam suyun sadece yüzde 3'ü içilebilir su, geri kalan yüzde 97 oranındaki suyun ise tuzlu veya kullanılamaz durumda olduğunu da hatırlatarak, “Büyükşehirlerde ana yollardaki tahliye kanallarında ve kanaletlerde delikli taş veya altı toprak zemin olmalı ve alttan veya yandan suyun zeminle buluşması sağlanmalıdır. Bu şekilde tatlı suları yer altı sularına kazandırılmalıdır. Bankada veya yastık altında birikimimiz varsa ihtiyacımızı giderebiliriz. Aksi halde ihtiyacımızı oradan buradan borç alarak gideremeyiz. Su konusunda da yer altı sularını besleyici tedbirlerle hesabımızdaki varlığımızı artırmak ancak çözüm olabilir. Dünya insanlığı bu istikamete gitmek zorunda. Bu partiler ve devletler üstü bir durum. Tüketim her geçen gün artarken sınırlı kapasitede olan su kaynaklarımız her geçen gün azalıyor” şeklinde konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 23 Aralık 2008 Salı 18:16:45