19
Mayıs
2024
Pazar
İZMİR

Çağlayan: Ümidimizi kaybetmemeliyiz

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Krizden hangi sektörlerin en az şekilde etkileneceğine dair sürekli çalışmalar yapıyoruz. Ümitlerimizi kaybetmemek mecburiyetindeyiz. Bunları size gaz vermek için, moral olsun diye söylemiyorum. Bunu içinizden gelen, 3 krizden çıkan bir arkadaşınız olarak söylüyorum" dedi.


İzmir Ticaret Odası'nın (İZTO) 123. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında, vergi ödeme ve ülkeye döviz kazandırma bakımından başarılı üyelerini ödüllendirmek amacıyla İzmir Vergi Dairesi ile birlikte düzenlediği "geleneksel vergi ödül töreni", Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın katılımıyla İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. İZTO Meclis Başkanı Necip Kalkan ile İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş'ın ev sahipliğini yaptığı törene Bakan Çağlayan'ın yanı sıra İzmir Valisi Cahit Kıraç, AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi, İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut, meslek odalarının temsilcileri ve iş dünyasından çok sayıda isim katıldı.


Tören çerçevesinde İZTO'nun 1999 yılından bu yana İzmir'e ekonomik, sosyal, kültürel, yönetsel, sanatsal açıdan katkı yapan kişi ve kuruluşlara, odanın yönetim kurulu kararıyla verdiği "İzmir Şehrine Katkı Ödülü", İzmirli ünlü sanatçı Sezen Aksu'ya verildi.


Törende bir konuşma yapan Bakan Çağlayan, cumhuriyetin kuruluşunun 85. yılını idrak etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Küresel krize değinen Bakan Çağlayan, kendisinin de 27 yıl sanayicilik yapmış, 14 yıl sanayi odası başkanlığı yapmış biri olarak kriz ortamında iş dünyasının içinde bulunduğu durumu çok iyi anladığını dile getirdi. Bundan 14 ay önce sanayi odası başkanlığı döneminde ricacı konumunda, şimdi ise icracı konumunda olduğunu ifade eden Çağlayan, "İcracı konumunda olarak da çok önemli işler yaptığımızı ifade etmek istiyorum. 'Kriz geliyor, endişe ediyoruz' dediniz. Bu krizi iyi tahlil etmemiz lazım. Bu ABD'deki bir finansal balonun patlamasıyla ortaya çıktı. Finansal kriz, bugün de borç krizine dönüştü. Bu kriz, her şeyin borsalardan ibaret olmadığını, önemli olanın üretim, ihracat, yatırım, istihdam olduğunu ortaya koyan bir gelişme" dedi.


Krizin boyutlarının 2 trilyon doları geçtiğini belirten Bakan Çağlayan, Türkiye'nin bu krizden etkilenmemesinin söz konusu olamayacağını kaydetti. Girişimci Bilgi Sistemi çalışmasını yeni bitirdiklerini belirten Çağlayan, 2 milyon 10 bin 377 işletmenin sektörel ve bölgesel bazda bütün verilerini çıkardıklarını bildirdi.

"GAZ OLSUN DİYE SÖYLEMİYORUM"
Bakanlık ve hükümet olarak hangi sektörlerin olası krizden nasıl etkileneceği konusunda yol haritalarının belli olduğunu ifade eden Bakan Çağlayan, "Bugün Türkiye dünyanın 15. büyük ekonomisi, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi. İhracatımızın yarısını Avrupa'ya yapıyoruz. Avrupa için daralma başlamıştır. Bu kriz bizim o bölgeye ihracat yapan ihracatçımızı olumsuz etkileyecek. Bu konuda kimsenin vurdumduymazlık içerisinde olması düşünülemez. Bu kriz mutlaka ekonomide olumsuzluk yaratacak. Ancak Türkiye'nin 2001 yılında olmadığının, 1994, 1999, 2001 krizlerini fiilen sanayici olarak yaşamış bir arkadaşınız olarak altını çizmek istiyorum. Hangi sektörlerin nasıl etkileneceğine dair sürekli çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bunları açıklamaya başlayacağız. Bunları size gaz vermek için, moral olsun diye söylemiyorum. Tabii ki gaza da, morale de ihtiyacınız var. Öncelikle ümitlerimizi kaybetmemek mecburiyetindeyiz. Bunu içinizden gelen, 3 krizden çıkan bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Türkiye Avrupa'ya yapmış olduğu ihracatı başka pazarlara yönlendirecektir. Evet bu çok kolay olacak bir iş değildir" diye konuştu.
Reel sektörün bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını belirten Bakan Çağlayan, eskisi kadar rahat krediye ulaşılamayacağının ve ucuz maliyetlerle borçlanmanın sağlanamayacağının altını çizdi. Çağlayan, reel sektörün uzun ve kısa vadeli iç-dış borç açığının toplamda 102 milyar YTL olduğunu da kaydetti.

"İSTİHDAM DOSTU POLİTİKALAR İSTİYORUZ"
Bakan Çağlayan'a sanayi odası başkanı olduğu dönemde yaptığı konuşmaları hatırlatan İZTO Meclis Başkanı Necip Kalkan ise, kendisinden iş dünyasının sıkıntılarını anlamasını ve bu sıkıntılara çözüm üretmesini istedi. 3 büyük kriz atlattıklarını fakat bu krizi nasıl atlatacaklarını bilmediklerini söyleyen Kalkan, "Bu krizi nasıl atlatacağımızı bize bakan anlatsın. Bakan olmadan önce istihdam dostu politikalara ihtiyacımız olduğunu söylemişti. Şimdi bizim de istihdam dostu politikalara ihtiyacımız var. İş dünyasının bugün yaşadığı durum, sizin daha önce yaşadığınız durumun aynısı" dedi.


İş dünyası olarak krizden endişe duyduklarını ifade eden İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş, krizin bugününden değil, yarınından korktuklarını dile getirdi. Bazı bankaların iş dünyasına tefeci faizi uygulamaya başladığını ve bunun kendilerini ürküttüğünü ifade eden Demirtaş, "Kredi karşılıklarını üç katına çıkardılar, olan limitleri kullandırmıyorlar. Bu devam ederse domino etkisi ile tüm piyasalar zora girecektir. Reel sektörümüzün kısa vadeli borçları, kısa vadede riske dönüşecektir. Bankalar ve reel sektör olan bizler aynı gemideyiz. Kaptan sizsiniz. Ülkemizin bu dalgalı denizden güvenli limana gitmesi için çok dikkatli olmanızı istiyoruz" şeklinde konuştu.


Demirtaş, iç talebi canlandırıcı, üretimi teşvik edici yeni bir ekonomik program yapılması gerektiğinin altını çizdi.

"GÖZÜMÜN YAŞI DİNMİYOR"
Konuşmaların ardından İZTO üyeleri 127 altın, 110 gümüş, 100 bronz madalya ile ödüllendirilirken, 705 üye de takdirname almaya hak kazandı. Törende İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş, ünlü sanatçı Sezen Aksu'ya "İzmir Şehrine Katkı Ödülü"nü takdim etti. Ödülünü aldıktan sonra bir konuşma yapan Aksu, ödül almaktan hoşlanmadığını fakat söz konusu İzmir olunca ödülünü almaya koşa koşa geldiğini ifade etti. İzmirli olmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getiren Sezen Aksu, "Fakat anneannemin bir lafı vardı; 'Sırf
doğurdum diye evladımı bile sevmek zorunda değilim' derdi. Ben memleketimi sadece burada doğup büyüdüğüm için değil, olağanüstü değerlerinden, kültüründen, özellikle kadınlara üretim ve yaşam alanında tanıdığı özgürlükten, doğasından, melteminden, yasemininden, her sebepten, yüzünün ve vizyonunun bu kadar aydınlık oluşundan seviyorum. Benim kendi yolumda bu kadar dik yürümem benim bu topraklardan çok güzel beslenmemden kaynaklanıyor. Bu ödül İzmir'indir, Ege'nindir. O yüzden bu ödülü almaya koşa koşa
geldim. Anneannemin bu lafını sakın unutmayın, siz de çocuklarınıza söylersiniz" dedi.
İzmir'in kendisine kattıklarıyla memleketine katkı koymaya çalıştığını ifade eden ünlü sanatçı, şunları söyledi:
"Memleketini çok seven bir insan olarak, televizyonlara bakamıyorum, daha çok canım yanıyor, hakikaten gözümün yaşı dinmiyor. Ve memleketini çok seven bir insan olarak bundan sonra da bana verdiğiniz değeri haketmek için, bu ülkeye, özel insanların olduğu bu ülkeye hayatımın sonuna kadar şarkı söylemeye devam edeceğim. Bu saatten sonra birbirimizden soğuyamayız. Ben İzmir'i, İzmirlileri kalbimde korumaya devam edeceğim."

iha
Yayın Tarihi : 28 Ekim 2008 Salı 19:08:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?