İzmir'de otomobilinde tabanca ile başından vurularak ölü bulunan emekli Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcılarından Ahmet Birsen'in cenazesi, tamamlanan otopsisinin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Birsen'nin yapılan otopsisinde 'bitişik atış'la öldüğü belirtildi.

Birsen için düzenlenen cenaze töreninde boşandığı eşi Gülay Özügül, anlaşarak boşandıklarını ve durumun şaşkınlığını yaşadıklarını söyledi.

İzmir'de geçtiğimiz cuma günü saat 23.30 sıralarında, İzmir- Çeşme Otoyolu kenarında 35 AE 6400 otomobil içerisinde tabanca ile başından vurularak ölü bulunan emekli Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcılarından 54 yaşındaki Ahmet Birsen için, İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsisinin ardından bugün Menderes Çarşı Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.

Babasının tabutu başında taziyeleri kabul eden Özcan Birsen olay gününü şöyle anlattı: "Babam Manisa Saruhan'da görev yaptığı noter bürosundan çıkarak İzmir'e kardeşlerimi almaya geliyordu. Ancak daha sonra Çeşme Otoyolu'nda aracını durdurmuş ve üzücü olay meydana gelmiş. Herhangi bir kişisel sıkıntısı bildiğim kadarı ile yoktu."

Cenazede yakınlarının desteği ile ayakta duran eski eş Gülay Özügül ise basında intihar sebebinin boşanmaları olarak gösterilmesine tepki göstererek; "2 hafta önce avukat olan oğlumuz Özcan Birsen'in nişanında birlikteydik. Ailece hep birlikte eğlendik. Biz anlaşarak boşandık. Kavgamız ya da gürültümüz yoktu. Olayı biz de çözemedik ve şaşkınız" diye konuştu.

İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside, Ahmet Birsen'in, tabancayla yapılan 'bitişik atış'la hayatını kaybettiği, vücudunda, şakaktaki kurşun girişinden başka bir ize rastlanmadığı belirtildi. Elinde barut izi bulunup bulunmadığına yönelik olarak el svaplarıyla ilgili yapılacak inceleme sonucunun ise beklendiği belirtildi. İkindi namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Ahmet Birsen, Menderes Kasımpaşa Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Ahmet Birsen kamuoyunda 'Manisalı gençler' olarak bilinen çoğu lise öğrencisi olan 16 genç hakkında ''yasa dışı örgüt üyesi'' oldukları iddiasıyla açılan dava, ''Balina operasyonu'' olarak bilinen trilyonluk hayali ihracat davası, ''Beyaz önlük'' olarak bilinen SSK'nın dolandırılması davası ve Uşak Cezaevi olaylarıyla ilgili davalarda görev almıştı.