9
Mayıs
2025
Cuma
İZMİR

'Hükümet seçime değil, krize baksın'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, yerel seçimlerde seçim ekonomisi uygulamasına yönelik "Hükümetin ajandasının birinci maddesi ekonomi olmalı yerel seçim olmamalı" dedi. Seçimlerin ertelenme ihtimalinin olup olmadığının sorulması üzerine Yalçındağ, "Bilmiyorum. Yorum yok" demekle yetindi.


Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 12. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'ne katılmak için İzmir'e gelen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, zirve öncesi basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi.

Toplantıda bir basın mensubunun yerel seçimlerde seçim ekonomisi uygulamasının kendisini düşündürüp düşündürmediğine yönelik sorusu üzerine Yalçındağ, şunları söyledi: "Tabii düşündürüyor. Yani hükümetin ajandasının birinci maddesi ekonomi olmalı yerel seçim olmamalı. Zaten böyle bir şeye gerek de yok." Tek bir parti hükümeti olduğunu hatırlatan Yalçındağ, şöyle konuştu: "Yüzde 47 oy almış. Yerel seçimlerden ne çıkacağını şimdi hiç görüşmemeli, konuşmamalı bile. Onun için başka şeye konsantre olması lazım. Ekonomiye konsantre olmalı. Türkiye için ciddi bir risktir. Çok yazık olur. Dünyada muazzam kriz var. Bütün hükümetler dünyanın diğer ülkeleri bu derece konsantre olmuş, hızlı kararlı önlem paketleri almışken tek önlem almayan ülke Türkiye gibi görünüyor."


HEPİMİZ AYNI GEMİNİN İÇİNDEYİZ
Krizden en az etkilenecek ülkeler arasında Türkiye'nin bulunduğuna yönelik görüşlere ilişkin bir soru karşısında Yalçındağ, istihdam verilerinin bu görüşü desteklemediğini ifade etti.


Krizden her ülkenin farklı şekilde etkileneceğini dile getiren Yalçındağ, bu soruya ilişkin şunları söyledi: "Ümit ediyorum öyle olur. Ama bugün istihdam verilerine bakınca hiç öyle olduğunu düşünmüyorum. Her ülkenin kendi şartları var. Bizim de genç bir nüfusumuz var. İstihdam diye çok ciddi bir sorunumuz var. Bu süreç bizde istihdam kaybına neden olacaktır. Zaten o başladı. Dolayısıyla Türkiye az ya da çok bu krizden etkilenecek. En az etkilenmesi için yapmamız gereken ev ödevlerimizi yapmalıyız, hepimiz aynı geminin içindeyiz. Unutmamalıyız bunu."


Özel sektör, kamu sektörü, finans sektörü gibi ayırım olmadığını anlatan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Hepsi birbirine bağlı. Hepimizin alacağı önlem veya almayacağımız önlemler birlikte koordinasyon içinde çalışmamız veya kopuk kopuk olmamız, çatışmamız veya elbirliğiyle hareket etmemiz bütün bunlar krizden ülke olarak ne kadar etkileneceğimizde etkili olacaktır."

GEÇ KALINDI
Türkiye'nin kriz paketine ilişkin bir soru üzerine Yalçındağ, alınacak önlemlerin parça halinde açıklanmaması gerektiğini, bunun piyasalara etkisinin az olacağını söyledi. Bütün dünya ülkelerinin paket şeklinde bir açıklama yaptığını belirten Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alınacak önlemlerin bölük pörçük açıklanmasının piyasalara etkisi daha az oluyor. Aslında bunlar bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilip bir defa da yapılsa etkisi çok daha fazla olacak ekonomiye. Bunun zamanlaması ve nasıl paylaştığınız çok önemli. Dolayısıyla parça parça olmamasında fayda var."


İhracat pazarlarının daralması nedeniyle iç tüketimin artırılması gerektiğine de dikkat çeken Yalçındağ, şöyle konuştu: "İlk defa reel sektörde yaşıyoruz bu krizi. İlk defa Türkiye içinden çıkmayan bir kriz. Dışarıdan gelen bir kriz. Geçen 5-6 senede büyümemiz ihracat yoluyla oldu. Şimdi düşünün ihracat pazarları daraldı. Onun için iç tüketim çok önemli. İç tüketimde de güvenin sağlanması lazım. Onda da geciktik kabul edelim. Başta bunu daha iyi anlayıp algılayıp kabul edip daha zamanında bütüncül yaklaşımla paket açıklansaydı etkisi daha fazla olurdu. Bütün olarak düşünmek lazım. Herşey birbirine bağlı."


IMF TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN HALEN BİR ÇIPA
Türkiye'nin IMF ile müzakere sürecine ilişkin olarak da Yalçındağ, şunları söyledi: "Sadece kredibilite anlamında değil kredi almak için de anlaşma yapmak istiyoruz. Her zaman bu müzakere süreci çetin geçmiştir. Şimdi de öyle olacak. Ama unutmamamız gereken geçtiğimiz 5-6 senede çetin müzakereler sonucu IMF ile yapılan anlaşmalardan Türkiye faydalandı. Dolayısıyla neden yeniden iki tarafın da hem fikir olabileceği çerçevede anlaşılmasın? Ben bunun olabileceğini düşünüyorum. Değişen dinamiklerde, belki IMF'nin yanında küresel düzlemde yapılar da oluşacaktır. Ama IMF Türkiye ekonomisi için hala bir çıpadır."
Yalçındağ, meslek örgütlerinin, sektörlerin kendi sorunlarını ortaya koymasını anlayışla karşıladığını fakat yatay, tüm ekonomiyi kesecek önlemlerin alınmasının daha faydalı olacağını sözlerine ekledi.

iha
Yayın Tarihi : 28 Kasım 2008 Cuma 17:09:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?