26
Mayıs
2024
Pazar
İZMİR

'İddianame şok edici'

İzmir'de "Ergenekon" davasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, "İddianame son derece vahim iddiaların yer aldığı, toplumu şok edecek iddiaların bulunduğu bir iddianame" dedi.


Bir dizi ziyaretlerde bulunmak ve toplantılara katılmak üzere İzmir'e gelen BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, düzenlenen basın toplantısında "Ergenekon" davasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.


Türkiye'de bütün kesimlerin "Ergenekon ne olacak?" sorusunu sorduğunu, sonucunu merak ettiğini belirten BBP Lideri Yazıcıoğlu, hukukun üstünlüğünün söz konusu olduğu demokratik ülkelerde bu soruların sorulmadığını ve bu konuların Türkiye'de olduğu şekilde konuşulmadığını söyledi. Demokratik, hukuk devleti olan ülkelerde böyle davalarda yargının görevini yapması gerektiğini belirten Yazıcıoğlu, "Ortada bir dava var, hepimiz bunu konuşuyoruz. Ergenekon davası ne olacak, bunu konuşuyoruz. Bir hukuk devletinde bu sorular sorulabilir mi? Hukukun üstün olduğu, yargının bağımsız olduğu bir ülkede bu konular konuşulabilir mi? Bunlar medyanın, siyasilerin gündemi olur mu? Olmaz. Çünkü yargı görevini yapar. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar götürür ve yargının aldığı karar doğrultusunda icra kendisine düşeni yapar" dedi.


Türkiye'de yapılan göz altılarında kişilerin ya kahraman ilan edildiğini, ya da suçlu ilan edildiğini ifade eden Yazıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biri kahraman ilan ediyor, diğeri suçlu ilan ediyor. Siyasiler, medya ikiye bölünüyor. Her ikisinin de elinde yeterli bilgi olması şart değil. Bilgi olsa da olmasa da ideolojik gözlüklerle bakıyorlar, kendi siyasi menfaatleri açısından yaklaşıyorlar. Gözaltına alınanlar kendi fikrine uzaksa 'yargı bağımsızlığı vardır' diyorlar, yakınsa karşı çıkıyorlar. Gerçekten istihbarat görevini yapıyorsa, emniyet üzerine düşeni yapıyorsa, savcılar ve yargıçlar bağımsız düşünebiliyorsa ve karar verebiliyorsa, yargı
yürütme yasama erklerinin ayrılığına dayalı bir sistem varsa ne sayın Erdoğan'ın savcılığına, ne Sayın Baykal'ın avukatlığına ihtiyaç olmaz. Çünkü bu görevleri yapanlar vardır. Bugün Erdoğan savcı, Sayın Baykal avukat. Tersine bir dava olsaydı, eminim ki Sayın Baykal savcı, Sayın Erdoğan avukatlık rolünü üstlenecekti. Halbuki demokratik hukuk devletinde bunlara gerek yoktur."


Türkiye'nin hukukun üstünlüğünü gösteren bir tavır sergileyemediğini savunan Yazıcıoğlu, "Ergenekon" davasıyla birlikte Türkiye'de ne kadar derin ilişkilerin bulunduğunun, yılların nasıl bir birikim geliştirdiğinin ortaya konulduğunu kaydetti. hukukun üstünlüğünün esas alınması gerektiğini ifade eden Yazıcıoğlu, suça kim bulaşmışsa rütbesi, makamı, şöhreti, ekonomik durumu ne olursa olsun o kişilere yargının dokunabilmesi gerektiğini, kimsenin suç işleme imtiyazının bulunmadığını söyledi. adaletin gecikmeden sağlanması gerektiğine dikkat çeken Yazıcıoğlu, vatandaşların vicdanının yargı sonuçlarıyla örtüşmesi gerektiğini ifade etti.
Sandıktan gelenin sandıkla gittiği, yargının bağımsızlığı olduğu bir Türkiye hayal ettiklerini belirten Yazıcıoğlu, "Hukuk dışı darbelerin yapılmadığı, siyasetin siyaset yoluyla sorgulandığı ve sandıkta ödüllendirildiği ve cezalandırıldığı bir Türkiye istiyoruz. Türkiye bunu yerine getirmelidir. Ortaya iddianame çıktı, iddianame son derece kapsamlı, son derece vahim iddiaların yer aldığı, toplumu şok edecek iddiaların olduğu bir iddianame. Bundan sonrası artık yargınındır" dedi.
Kimsenin suçu sabit olmadan suçlu olarak lanse edilemeyeceğini belirten Yazıcıoğlu, hiç kimsenin suçu sabit olmadan kahraman ya da suçlu ilan edilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de şeffaflık istediklerini ifade eden Yazıcıoğlu, "Örtülü, kapalı rejimlerden bıkmışız" ifadelerini kullandı.


Siyasilerin üzerine düşen görevi yerine getirmedikleri için Türkiye'nin bir kaos ortamında olduğunu savunan Yazıcıoğlu, "Türk milleti üzerine düşeni hep yaptı ve yapıyor. Siyasiler üzerine düşeni yapmadıkları için Türkiye yol geçen hanı olmuştur. Şu iddianame Türkiye'nin ne kadar başıboş bırakıldığının kanıtıdır. Şehirlerimiz dağ başından daha güvensiz hale gelmiştir. Kurumlarımızın için çürütülmüştür" diye konuştu.


"Ergenekon" olayının "Temiz eller" operasyonu ile ilişkilendirilmesi konusundaki görüşlerini aktaran Yazıcıoğlu, "Ergenekon"u "Temiz Eller" operasyonuna benzettiklerini fakat kendisinin bu fikre katılmadığını dile getirdi. Yazıcıoğlu, "Ben Temiz Eller operasyonu gerçekten istiyorum. Çeteleri çökertecek, devletin kurumları içinde keyfi biçimde yapılanan çeteleri çökertecek, ihale mafyalarını çökertecek, iktidarın devlet kaynaklarını kullanarak işadamları ile oluşturduğu yapıları da çözecek ve bu milletin sömürülmesine mani olacak gerçek anlamda bir temizlik istiyorum. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gidecek" dedi.


AK Parti'nin kapatma davasına da değinen Yazıcıoğlu, AK Parti'nin milletin verdiği gücü kullanamadığını bu nedenle Türkiye'de karışık günler yaşandığını savundu.
Dokunulmazlıkların da sınırlandırılması gerektiğini söyleyen Yazıcıoğlu, milletin duygularının sömürüldüğünü ifade ederek, "Sahte Atatürkçüler, sahte demokratlar, sahte milliyetçiler, sahte İslamcılar, sahte cumhuriyetçiler, sahte halkçılar milletin yakasından elinizi çekin. Orduyu, camiyi siyasetin içine çekmeyin" şeklinde konuştu.
"Ergenekon" iddianamesindeki iddialar konusundaki görüşlerini aktaran Yazıcıoğlu, şöyle konuştu:


"İçerisinde 'mümkündür' dediklerim de, 'mümkün değildir' dediklerim de var. Türkiye'de darbe heveslisi olanlar hep olagelmiştir. Geçmişte birtakım gazeteciler ordu mensuplarıyla cunta yaparak darbe teşebbüslerinde bulunmuşlardır. 'Halk beceremez' diyenler ve bu hevese kapılanlar var. siyaset yoluyla mücadele etmek istemeyen, işin kolayını seçerek ülkeyi yönetme hevesi olanlar var. Bunları görüyorum."


Yazıcıoğlu, Türkiye'de önemli görevlerde bulunmuş kişilerin gözaltına alınması veya tutuklanması konusuyla ilgili olarak düşüncelerini şöyle aktardı: "Yargı herkese dokunabilmelidir. Çobana dokunulsun da onlara dokunulmasın mı?"

iha
Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2008 Cumartesi 13:38:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?