26
Mayıs
2024
Pazar
İZMİR

İzmir 15 yıldır yerinde sayıyor

Başkanlığa adayım diyorum

Siz aday mısınız?

Ben aday mıyım değil miyim bu konuda net bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim. Bizim İzmir’e yaptıklarımız ortada. Projelerimiz de biliniyor. İzmirlilerin beklentileri de ortada. Gelen tekliflere rağmen aktif siyasete girmedim. Ama seçimlerde ‘hayır aday olmayacağım’ deme lüksümün olmadığına inanıyorum. Çünkü halk bunu benden bekliyor. Halk benden talep ediyor. Uygun bir teklif gelirse bunu değerlendirip İzmir’e hizmet etme sorumluluğumuzu yerine getiririz diye düşünüyorum. İzmirli bizden elimizi taşın altına koymamızı istiyor. Ben varım diyorum.


Kalıcı projeler üretilmedi


Proje üretilemedi iddialarına katılıyor musunuz?

Projeler tamamlanamadı. Yeni projeler üretilemedi. Ama bana sorarsanız son 15 yıldır İzmir’in vizyonu ile ilgili kalıcı projeler üretilemedi. Her yıl 100 bin kişi İzmir’in nüfusuna ekleniyor. İzmir sürekli genişleyen büyüyen bir kent ama sadece nüfus anlamında büyüyor. Yatırım anlamında büyümüyor. Nüfusunuza her yıl 100 bin kişi ekleniyorsa sizin o zaman ulaşımla ilgili, altyapı ile ilgili, su ile ilgili her türlü önlemi almanız gerekiyor. İzmir’de bugün bir trafik sorunu var. İzmir’in temizlik sorunu var. İzmir temiz değil. Çevre sorunu var. Eğer bunlar varsa ben iyi yönetildi diyemem.


Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan acı konuştu


‘Ben İzmir’in son 15 yılının kazanç olmadığını düşünüyorum. İzmir 15 yıldır yerinde sayıyor. Bu da bir kayıptır. İzmir iyi yönetilmedi. Bu hepimizin suçu.


EGE Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, yerel seçimlerde ismi en çok geçen kişiler arasında yer alıyor. Aslan, gazeteci, işadamı ve siyasetçi kimliğini bir arada bulunduran ve İzmir’de kişisel başarıyı en iyi yakalayan isimlerden biri olarak biliniyor. Kişisel bilinirlik ve ismin marka olması konusunda Hüseyin Aslan’ın izlediği strateji iş dünyası için de örnek alınması gereken bir süreç. Hüseyin Aslan ismi hem CHP’de hem de DSP’de Büyükşehir aday adayları arasında geçiyor. Aslan, adaylıkla ilgili sorumuza ben varım diyerek cevap verdi.

Diğer taraftan Aslan’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na yönelik desteği hatırlandığında yaptığımız röportajın satır aralarında Başkan’ın icraatları konusundaki sözleri son derece dikkat çekiciydi. Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile üç kimliğine uygun olarak ekonomiyi ve seçim odaklı siyaseti konuştuk.

İzmir’i ekonomi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz. Kent geriye mi gidiyor?

İzmir son yıllarda yalnızlaştırıldı. Bu yalnızlaşmadan dolayı, yeterince yatırım yapılamadı. Önüne geçilemeyen sen-ben kavgası, bazı bürokratik engeller nedeniyle, yatırımcıyı çekip üretimi artıramadık. Kenti turizmle tanıştıramadık. Bu kentte her şey var ama baktığımızda hiçbir şey yok. Her şeyin var olup da, hiçbir şeyin olmadığı bir başka kent yok. Bunun nedenlerini İzmirliler çok iyi biliyor. İzmir bugün hak ettiği noktada değil. İzmir içinde bulunduğu bu durumu hak etmiyor. İzmir, üretken, çalışkan ve insan kaynakları çok zengin bir kent.

Madem ki bu kentte her şey var. Neden değerlendiremiyor?

Biz güçleri yeteri kadar bir araya getiremiyoruz. Gücünüzü tam olarak kullanamazsanız hiçbir şey değilsiniz. Biz Ege Koop gibi çok riskli sektördeki bir kurumu Türkiye’nin güçlü bir markası haline getirdik. Bunu da kriz ortamında yaptık. Biz dar imkanlarla, halktan aldığımız güçle, bunu yapabiliyorsak, İzmir’i de Avrupa’nın markası haline getirebiliriz.

İZMİR BEŞ VERİP BİR ALIYOR

İstanbul’dan sonra ikinci cazibe merkezi İzmir olabilir mi?


Türkiye için yeni bir cazibe merkezi yaratılacaksa bu İzmir olur. İzmir neden yıllardır beş verip bir alıyor. Ben İzmir’de Belediyeler genelde siyasi iktidar tarafında olmadığı için destek alamıyorlar görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Biz hangi projeyi hükümete götürdük de kabul etmediler. Yerel yönetimler proje üretmiyor. İzmir’in geleceği ve büyümesiyle ilgili hiçbir proje üretimi yok.

İzmir’in son 10-15 yılını kayıp olarak mı görüyorsunuz?

Ben İzmir’in son 15 yılının kazanç olmadığını düşünüyorum. İzmir 15 yıldır yerinde sayıyor. Bu da bir kayıptır. İzmir iyi yönetilmedi. Bunu söylerken sadece Belediye Başkanını kastetmiyorum. Sorumlu sadece Belediye Başkanı değil, milletvekilleri, gelmiş geçmiş valisi, il genel meclisi üyeleri, sivil toplum örgütleri, basın, herkes sorumlu. Herkes sorumluluğunu yerine getirse böyle olmazdı İzmir. Ankara’da İstanbul’da meslek örgütlerinin kavgasına şahit olmadım.

Ticaret Odası ve Belediye arasında yaşanan kavgaya nasıl bakıyorsunuz?

Burada kavga yapmaya kimsenin hakkı yok. Temsil edilen makam kimsenin kişisel makamı değil. Halkın makamıdır orası. Kimse orada kişisel davranamaz. Kavga etme lüksümüz de yok.

KRİZE ÖNLEM ALINMADI

Modern ekonominin en büyük küresel krizi yaşanıyor. Türkiye bu krizi fırsata çevirebilir mi? Bu olmazsa Türkiye derin bir kriz yaşar mı?

Aslında Avrupa’da kriz yeni değil. Bu krizin ayak sesleri 3-4 yıldır duyuluyordu. İşsizlik, ekonomik sıkıntılar, gelir dengesizliği gibi göstergeler bugünü işaret ediyordu. Ancak Avrupa ve ABD bizim gibi krizlere alışık olmadıkları için bizden daha çok etkilendi. 2001 yılında yaşadığımız krizde rahmetli Ecevit’in kararlı tutumuyla önlemler alınmıştı. Belki de o nedenle şu andaki krizden fazla etkilenmemiş görünüyoruz. Ama bu kriz Türkiye’yi 2-3 ay sonra etkileyecektir. Bir de korkum şudur ki; seçim döneminde mavi boncuk dağıtıp ekonomik dengelerle oynamak, Türkiye için tehlikeli bir süreç olabilir. Ancak iyi kullanırsak bu krizi fırsata çevirebiliriz. Ama ben bu fırsatın iyi kullanılmadığını ve önlem alınmadığını düşünüyorum.

İnşaat sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz. Sektörünüzde durum nedir?

İnşaat ve konut sektörü yaklaşık bir yıldır krizle ve belirsizlikle karşı karşıya. Küresel krizin de etkisiyle bunun daha da artacağını düşünüyorum. Geleceğe güvenle bakan insanlar konuta yatırım yapar. Bankalarımızın konut kredi maliyetleri çok yüksek. Bankalar inşaat sektörü ile ilgili farklı uygulamalar yapmalılar. Yasal olarak aldıkları faiz masraflar nedeniyle 3-4 puan daha artıyor. Amerika’da geri ödemelerle ilgili yaşanan sıkıntı Türkiye’de büyüyecek. Bu tehlike şu anda da var ve giderek büyüyor. Bankalar biraz daha insaflı olmalı.

Sektör için hükümetin ne gibi tedbirler alması gerekir?

Hükümet inşaat sektörünü yeniden canlandırmak için tıpkı Özal’ın 84-89 döneminde aldığı önlemler gibi yeni düzenlemeler yapmalı. Mesela 84 yılında Özal’ın aldığı kararlar ile Kooperatif olarak vergi ve diğer harçlardan muaftık. Böyle bir karar alınması bile sektöre büyük bir destektir. Bununla birlikte TOKİ’nin biraz daha halka uygun hale getirilmesi lazım. Bugün Türkiye’de 500 binin üzerinde yarım kalmış konut var. İnşaat seviyesi yüzde 70-80’lere gelmiş. Eğer TOKİ yarım kalmış inşaatlar ile ilgili bir hamle yaparsa yıllardır bitmeyen 500 bin konut tamamlanır. Sektörde büyük bir canlanma olur.

İnşaat sektörü ekonominin lokomotifidir. Eğer inşaat sektöründe bir kriz varsa bu 300 yan sektörü etkiler. Hükümet işsizliğin önüne geçmek, vatandaşın yastık altındaki parasını yatırıma dönüştürmek istiyorsa, inşaat sektörüne destek vermesi gerekir.

İzmir için dönüm noktası

İzmir’deki yerel seçimler için ne düşünüyorsunuz?


Başbakan’ın İzmir’i istiyoruz demesi yadırganacak bir şey değil. Bir siyasi partinin genel başkanı böyle bir hedef gösterebilir. Bu seçimdir. Ancak Sayın Başbakan’ın bu açıklamasından sonra İzmir’deki seçim daha da önem kazandı. Bu nedenle bu seçimler İzmir için çok çok önemli. İzmir’i Akdeniz’in yıldızı yapmak ve mega köy yakıştırmalarından kurtarmak istiyorsak ufkumuzun geniş olması gerekir. Bu nedenle yerel seçimler önemli. Kentin bir kalkınma projesi yok.Yerel seçimler özde bir proje demokrasisidir. Adaylar sloganlarla değil uygulanabilir projelerle ortaya çıkmalıdır. İlçe belediyelerinin ulaşım, çöp, su ile ilgili sorumluluğu yok. Siz bir proje götüreceksiniz, Büyükşehir onaylarsa devreye girer. O açıdan adaylar yapacaklarını söylerken yetki ve sorumluluklarını da bilmeli.

Star/Ahmet Kaplan
Yayın Tarihi : 27 Ekim 2008 Pazartesi 10:35:57
Güncelleme :27 Ekim 2008 Pazartesi 10:36:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?