İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bulunduğu görevin İl Başkanı ya da İl yönetimini memnun etme yeri değil; hemşehrilerine hizmet makamı olduğunu söyledi. Başkan Kocaoğlu şu açıklamayı yaptı:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın İzmir ziyaretinde meydana gelen olaylarla ilgili Başkan Kocaoğlu yazılı açıklama yaparak şunları söyledi." Sosyal demokrasi ve Atatürk ilkelerine gönülden bağlı Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye bir Belediye Başkanı olarak, kente ve partime zarar vermemek, İzmir kamuoyunu gereksiz tartışmalarla meşgul etmemek için, CHP İl Başkanı’nın şahsıma yönelik tahriklerinden hep uzak durmaya çalıştım. Ancak Sayın Genel Başkanımızın son İzmir ziyaretinde yaşadığım olay, bugüne kadarki süreci kamuoyuyla paylaşmayı artık bir zorunluluk haline getirdi. Türkiye’de hiç bir büyükşehirde, bir parti genel başkanının yapacağı toplantıya, o partinin büyükşehir belediye başkanının girişi, kapıya il yönetimden ‘güvenlikçi’ dikilerek engellenmek istenmemiştir.Türk siyaset tarihinde, bugüne kadar böyle bir olay yoktur. Öncelikle bilinmesi gerekir ki, parti örgütü, sadece il başkanından ibaret değildir. Parti örgütü, tüm parti üyeleri ve o partiye gönül vermiş yurttaşlarıyla bir bütündür. Kişisel hırs ve ihtiraslarını her şeyin üzerinde tutan ve bu nedenle örgütü kucaklamaktan çok uzak olan insanların, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni ve Başkanı’nı sistemli bir şekilde yıpratmaya çalışmak istemesi ve bütün bunların, tüm siyasi ve ahlaki değerler ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin teamülleri göz ardı edilerek bir ‘kural tanımazlık’ içerisinde yapılması, son derece üzücüdür. " denildi.
İL BAŞKANINA ELEŞTİRİ
Açıklamada CHP İzmir İl Başkanını da ağır bir dille eleştiren Kocaoğlu açıklamısını söyle sürdürdü." Büyükşehir Belediye Başkanı’yla aynı siyasi partiye mensup olan bir il başkanı, Konak Meydanı’ndaki ‘Saat Kulesi ile Hükümet Konağı’nın yer değiştirilmesi’ ve ‘Yeşildere’de gondol seferlerinin başlatılması’ gibi herkesin tebessümle karşıladığı, ayakları yere basmayan, ‘Zihni Sinir projlere’ bile taş çıkartacak hayallerle, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kamuoyundaki itibarını zedelememelidir. Siyasi parti örgütleri, özellikle de Cumhuriyetimizin en köklü partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetkili organları, gayri ahlaki ve gayri yasal durumları ve hataları olmadığı müddetçe, belediye başkanlarının yanında durmalı, projelerini desteklemelidir. Ancak İzmir gibi engin siyasi kültür ve deneyime sahip bir kentte, özellikle son bir yıl içinde, bu tablo maalesef tam tersine olmuştur. Farklı siyasi görüşlere mensup İzmirlilerden ciddi bir destek ve teveccüh gören Büyükşehir Belediye Başkanı, ne yazık ki, kendi partisinin il yönetiminin ‘ben merkezli’ yapısı tarafından yıpratılmaya çalışılmıştır. İl Başkanı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı engellemeye yönelik bu oyunları, asla kabul edilemez. " denilerek bu tür yıpratmaya yönelik çalışmaların CHP ve yerel seçimlerdeki başarıya zarar vereceği belirtildi.
"MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİM"
"Kitlelerin taleplerini anlamaktan uzak, rant peşinde koşan, siyaseti yağma anlayışından ibaret sayan hastalıklı siyaset cambazlarına karşı, sosyal demokrat yurtsever İzmirli hemşerilerimle birlikte gerekli mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizin herkes tarafından iyi bilinmesini istiyorum. Parti tabanı ve örgütünün düşünce ve önerileri yerine önyargılarıyla hareket eden, partideki birlik ve beraberliği pekiştireceği yerde yeni kamplaşmalara yol açan böyle bir İl başkanıyla, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, beş ay sonra yapılacak yerel seçimlerden nasıl zaferle çıkabileceği sorusunu da, kamuoyunun ve partimin yetkili organlarının takdirine sunuyorum.”