26
Mayıs
2024
Pazar
İZMİR

Ne oluyor bize böyle!

Tecavüz, taciz ve kötü muamele haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. İzmir polisinin istatistikleri bu suçlarda, geçen yıla göre ciddi artış gösteriyor

Failleri yakalanıyor
İZMİR Emniyet Müdürlüğü’nün verilerine göre, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve aile fertlerine kötü muamele dikkat çekici boyuta ulaştı. Bu yılın ilk 10 ayında, 2007’nin aynı dönemine göre tecavüz yüzde 34 arttı, vaka sayısı 93’ten 125’e çıktı. Faillerin 121’i yakalandı.

Rekor tacizde
TEŞHİR, röntgencilik, görüntü kaydedip yayma, cinsel taciz gibi suçlar yüzde 39 tırmanarak 271’den 377’e ulaştı. Aile içi şiddet ise yüzde 36 yükseliş gösterdi ve olay sayısı 2 bin 462’den 3 bin 354’e sıçradı. Ortaya çıkan bu tablo “Neler oluyor” sorusunu gündeme getirdi.




FARKLI YORUMLANDI

1-Nedeni toplumsal
Prof. Dr. Nurselen Toygar (Kadın sorunları araştırmacısı): Toplumumuz kendi koyduğu kuralları önemsiyor. Gelenekler, töre ön planda. Ayrıca bu tür suçları artıran dünyaca kabul edilen tüm kriterler de bizde var. Caydırıcı cezalar ve çözüme yönelik ciddi politikalar geliştirilmeli.

2-Aslında artış yok
Nurten Çavuşoğlu (İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı): Aslında bu suçlarda artış yok. Kadınlar kol kırılır yen içinde kalır yargısından kurtuldu. Mağdurlar, eskiden olduğu gibi sessiz kalmıyor, yasal haklarına başvuruyor ve suç sayıları yükseliyor. Bu bilinç yaygınlaşmalı.

Aile içi suçlara iki farklı yorum


İzmir’de aile içi şiddet, cinsel istismar gibi vakalarda ciddi artış var. Akademisyenler, bunun; geleneksel toplum yapısı, yetersiz cezalar, maddi sıkıntılar gibi nedenlerden kaynaklandığını savunuyor. Hukukçular ise, “Aslında artış yok. Artık kadınlar bilinçlendi, hukuğa başvuruyor. Rakamlar yüksek görünüyor” diyor.

İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü verilerine göre, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile aile fertlerine kötü muamele suçları, son bir yılda yüzde 32-36 arasında artış gösterdi. Kişilere karşı işlenen suçlarda ilk sırayı, ‘aile fertlerine kötü muamele’ alıyor. 2007’de 2 bin 462 aile içi şiddet olayı yaşanırken, bu rakam 2008’de yüzde 36 artarak 3 bin 354’e yükseldi.
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar incelendiğinde; 2007’de 93 ırza geçme, 160 tecavüze yeltenme, 271 müstehcen hareket suçu işlendiği görülüyor. Bu suçların da 2008’de artış gösterdiği dikkat çekiyor. Buna göre tecavüz etme 125’e, tecavüze yeltenme 211’e, müstehcen hareketler (cinsel taciz, teşhir, alenen ilişki, röntgencilik, kayda görüntü alma-verme gibi) ise 377’ye çıktı.
Veriler, akademisyen ve hukukçu gözüyle değerlendirildiğinde, ortaya iki farklı görüş koyuluyor. Kadın sorunlarına yönelik araştırmalarıyla tanınan Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurselen Toygar, “Yasalar çıkıyor. AB’ye girme sürecinde bazı düzeltmeler oluyor. Ancak ithal yasalar; örf, gelenek, töre gibi kavramlara uymuyor. Önce kanunların değil, toplumun uyarlanması lazım. Toplumumuz, kendi kurallarını önemsiyor. Gelenekler ön planda. Töre cinayetleri, buna örnek. Bunlar kırılmadan, ceza kanunundaki değişiklikler önemli değil. Siyasetçilerin, bu konuda ciddi politikalar geliştirmesi gerek. Caydırıcı cezalar verilmeli. Bu kişiler, psikolojik tedavi görmeli” dedi. Bu tür suçları artıran nedenlerle ilgili dünyada kabul edilen kriterleri de sıralayan Toygar, “Tüm maddeler bize uyuyor” diye konuştu. O kriterler ise şunlar: Yüksek doğurganlık, fazla çocuk, hızla artan iç göç, yaşam kalitesinde düşüklük, sağlıksız kentleşme, ekonomik-siyasal-toplumsal sıkıntılar ve değişiklikler, sağlık hizmetlerinde yetersizlik, toplumun doğru bilinçlenmemesi.

Kol kırılıp yen içinde kalmıyor!
İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Nurten Çavuşoğlu ise, aslında artış olmadığını, şiddete ya da cinsel istismara uğrayan aile bireylerinin, artık daha fazla yargıya başvurduğunu savundu. Nurten Çavuşoğlu, Emniyet Müdürlüğü rakamlarını şöyle yorumladı: “Artışın ortaya çıkmasının nedeni, toplumun bilinçlenmesi ve yasaları kullanması. Eskiden belki de bu sayı çok daha fazlaydı. Yasalardaki değişiklikler bir nebze caydırıcı gelmiş olabilir. Ancak artık mağdurlar sessiz kalmak yerine hakkını arıyor. Asıl neden bu.” ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ düşüncesinin büyük oranda terk edildiğini belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Artık mağdurlar, ‘Kaderim’ deyip, boyun eğmiyor. Bu olaylar su yüzüne çıkıyor. Veriler de artmış oluyor.”

Milliyet Ege
Yayın Tarihi : 9 Kasım 2008 Pazar 09:08:27
Güncelleme :9 Kasım 2008 Pazar 09:16:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?