İzmir'de  1998'de meydana gelen olayda, o zaman 20 yaşında olan K.B., parkta tanıştığı 16 yaşındaki Ö.A.E.'yi aynı gün evine götürerek birlikte oldu. Kızın ailesi şikayetçi olunca K.B. hakkında İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "Rızasıyla reşit olmayan kişiyle cinsel ilişkide bulunmak" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kızın ailesi ise kızlarının akli dengesinin tam yerinde olmadığını iddia ederek, sanığın tecavüz suçundan ağır cezada yargılanmasını istedi. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi mağdur Ö.A.E.'yi akli dengesinin tespiti için Adli Tıp'a sevk etti. Kızın akli dengesinde, doktor kontrolünde anlaşılabilecek oranda düşüklük olduğu yönünde görüş bildirildi. 4 yıl sonra 2003'te davayı sonuçlandıran mahkeme sanığı, "kıza rızasıyla tecavüz etmek" suçundan 8 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Karar sanık tarafından temyiz edilince dosya 7.5 yıllık zaman aşımının dolmasına 2.5 yıl kala Yargıtay'a gönderildi. Ancak Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iş yoğunluğu nedeniyle dosyayı 3 yıl sonra ele alınca, zaman aşımı süresinin 6 ay önce dolduğu görüldü. Yargıtay davanın düşmesi gerektiğini bildirerek kararı bozdu ve dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.

10 YIL SONRA SON KARAR
Yargıtay'ın bozma kararına uyan yerel mahkeme, olayın üstünden 8 yıl geçtikten sonra yeniden ele aldığı davada, 2 yıl davanın mağdur ve sanığını aradı. Bozma kararına karşın tarafları dinleyen mahkeme heyeti davanın açıldığı tarihten itibaren 10 yıl geçtiğini ve bu tür davalarda zaman aşımının 7 yıl 6 ay olduğunu belirterek, daha önce 8 yıl 2 ay hapis cezası verdiği davayı zaman aşımından ortadan kaldırdı.