EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Zeki Karasu, art arda yaşanan zehirlenmeler nedeniyle vatandaşları yabani mantar yememeleri konusunda uyardı. Doç.Dr. Karasu, zehirli mantarın karaciğer ve böbreklerde ağır tahribata yol açarak ölüme götürdüğünü söyledi.

Sonbaharla birlikte mantar zehirlenmelerinin aşırı çoğaldığını anlatan Doç. Dr. Karasu “Zehirli mantar ancak büyüteçle bakıldığında anlaşılabilir. Bu yüzden halkımızın çok dikkatli olması gerekir. Dağ başından, bahçelerden topladıkları mantarları yememeleri ve belli yerler dışında satılan mekanlardan mantar satın almamaları konusunda halkımız bilinçli olmalıdır. Bir lokma yemek için hayatınızı riske sokmayın” dedi.

Mantarın vücutta toksit etkiler yaratabilen bir gıda olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karasu, “Zehirli mantarların yol açtığı zehirlenmeler bulantı, kusma, ishal gibi belirtilerle başlar ve birkaç gün sonra şiddetini artırarak karaciğer ve böbreklerde ağır tahribata yol açar. Bunun sonucunda da karaciğer ve böbrek yetmezlikleri ortaya çıkar. Hasta giderek sararmaya ve şuurunu kaybetmeye başlar, sürekli uyku halinde olur. Hastayı, kurtarmanın tek yolu gerekli organ naklinin yapılmasıdır” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kaya Boztok da, yemek için daima kültür mantarlarının tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Prof.Dr. Boztok, “Kültür mantarları kabukları soyulmadan ve haşlanmadan da rahatlıkla tüketilebilir” dedi.

Mantarın insan sağlığı için çok önemli bir besin olduğunun altını çizen Prof.Dr. Boztok, “Mantar demirce zengin olması nedeniyle kansızlık tedavisinde kullanılması tavsiye edilen bir besindir. Ayrıca kalp ve damar hastalıklarında etkili olan folik asit bakımından da zengindir. Bazı mantar türlerinde bağışıklık sistemini arttıran kimyasal bileşikler de mevcuttur. Yağ içermediği için protein değeri yüksektir ve rejim yemeği olarak kullanılabilir” diye konuştu.