11 Mayıs 2009 gün ve 14996 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Bodrum, Yalıkavak, Gündoğan ve Göltürkbükü ‘Turizm Merkezi’ ilan edilmişti. Söz konusu Turizm Merkezi kararının, Yalıkavak açıklarında bulunan bir adada turistik tesis inşa etmek isteyen Kuveyt Emiri’nin önündeki “Yerel yönetim engellerini” ortadan kaldırmak amacıyla alındığı söylentileri üzerine Muğla Barosu, Muğla İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması talebi ile başvurdu.

Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker Gürkan, Muğla Barosu avukatlarından Okan Aladalı’nın Muğla İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile ilgili olarak, “Barolar çevrenin korunmasına, sürdürülebilir kalkınma çabalarına destek olmalıdır. Son zamanlarda yaygın bir söylem var. Kullanarak koruma diyorlar. Elbette korunan kullanılmalı da, ama nasıl ve hangi amaçla kullanıldığı çok önemli. Örneğin korunan bir yerde otel de yapılabilir. Buna evet deriz, ama otel denilince 5 yıldızlı dev bir tesis kurulabileceği gibi Dubai kulelerinin benzeri de dikilebilir. Butik otel de yapılabilir. Butik otele hayır diyemeyiz. Bodrum’un koruma kullanma dengesi gibi kulağa hoş gelen bir söyleme kurban edilmesine razı olamayız. Bodrum zaten korunuyor ve kullanılıyor. Burada ne kadar korunup, kullanıldığı sorusunun yanıtı çok önemli” dedi.

Yalıkavak, Gündoğan ve Göltürkbükü beldelerinin bulunduğu bölgeyi “Turizm Merkezi” ilan eden Bakanlar Kurulu Kararı ile ilgili yürütmenin durdurulmasını talep eden başvuruda, “Bodrum, Yalıkavak, Gündoğan ve Göltürkbükü Turizm Merkezi olarak belirlenmesine dair Bakanlar Kurulu Kararı’nın yasalara, kamu yararına, şehircilik ve planlama ana ilkelerine aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Türkiye’nin de taraf olduğu, Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince Duvarlı Yörelerin Bütünsel Korunması Açısından, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası’ndan başlayan, Bodrum Yarımadasına kadar uzanan bölge, Önemli Doğa Alanı Bölgesi olup, bu alanların ekolojik dengeyi koruyucu duyarlılıkla ele alınıp, Sıfır Yok Oluş Alanları, Çekirdek Bölge, Tampon Bölge Geçiş ve Gelişme Bölgelerinin belirlenmesi gereklidir. Dava konusu karara konu bölge içinde; çok zengin bir Orman (Finike Ardıcı, Kızılçam, Boz pırnal meşesi, Servi, Yabani Hurma Ormanı vd) flora ve fauna, 1. sınıf tarım arazileri, bölgenin bu ekosistemini barındıran Akdeniz Gölü, Akdeniz Foku yaşam alanları, yöreye özgü zeytinlikler, mandalina bahçeleri ve tarihi kale kalıntıları bulunmaktadır. Bu bölge çok önemli deniz ve kara ekosistemleriyle bir bütün olup, ‘Önemli Doğa Alanı’dır. Bu bölgenin Turizm Merkezi ilanı, bölgenin taşıdığı bu özellikler nedeniyle 20 Şubat 1984 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Avrupa’nın Yaban hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma (Bern Sözleşmesi) Sözleşmesi’ne de aykırıdır” denildi.

Muğla Barosu’nun, Muğla İdare Mahkemesi’ne başvurusunda, “Çevresel Performans Göstergeleri Yönünden Aykırılık” ve “Turizmin Küresel Isınmaya Etkileri Yönünden Aykırılık” bulduklarının da altı çizilerek, şöyle devam edildi:

“Turizm Merkezi ilan edilen alanda yasa gereği ve doğal olarak turizm işletmelerinin teşvik edileceği aşikardır. Bu planlanan yatırımların ve zorunlu alt yapı tesislerinin Bodrum Yarımadasının önemli ekosistemine ve ormanlarına büyük ölçüde zarar vereceği açıktır. Bodrum, Yalıkavak, Gündoğan ve Göltürkbükü’nün Turizm Merkezi ilan edilmesi ile 4 belediyenin, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla Yarımada’yı planlama yetkisi elinden alınmış, söz konusu bölgenin tasarrufu her ölçekteki planlarını yapmak/bozmak yetkisi tamamen davalı Bakanlığa geçmiştir. Öyle ki, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı 1/100.000 ölçekli Stratejik Çevre Düzeni Planı’nda dahi bölgelerin üstü kapalıdır, planlanamamaktadır. Karar bu yönüyle 5393 Sayılı Belediye Kanunu’na da aykırıdır. Yerel yönetim ve yerinden yönetime verilen haklar geri alınmakta, merkezi yönetim ve bakanlık tek yetkili kılınmaktadır. Sunulu ve takdir edilecek sebeplerle Muğla Bodrum, Yalıkavak, Gündoğan, Göltürkbükü Turizm Merkezi olarak belirlenmesine dair kararın iptalini talep ederiz”