Muğla Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulu Öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Kozak, yaptığı açıklamanın bazı gazetelerde çarpıtılarak verildiğini ileri sürerek, " ’Bodrum, seks turizminin merkezi oldu’ gibi doğrudan bir açıklamam olmamıştır. Verilmek istenen mesajı es geçerek, öküz altında buzağı aramanın kimseye yararı olmaz" dedi.
Muğla Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulu Öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Kozak, Bodrum turizmi konusundaki açıklamalarının yanlış aksettirildiğini savunarak, "Haberde vurgulandığı gibi ’Bodrum, seks turizminin merkezi oldu’ gibi doğrudan bir açıklamam olmamıştır. Verilmek istenen mesajı es geçerek, öküz altında buzağı aramanın kimseye yararı olmaz. Böylesine akademik bir konuyu magazin haberi yaparak toplumun biz akademisyenlere olan bakış açısını zedelemeye kimsenin hakkı yok. Benim vermek istediğim mesaj, son 10 yıldır Akdeniz ülkelerinde ciddi sıkıntılar çıkmaya başladığı, bunun sonucunda ’4S’ dediğimiz kavramların gündeme getirildiği, bundan da zaman zaman İspanya, Kıbrıs, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerin adından söz edildiği, Türkiye’nin ve Muğla’nın da turizmde bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği için dikkatli olunması gerektiği üzerinedir" dedi.
Artık ’S’lerin biraz geriye çekilip ’R’lerin, (İngilizce doğa ’nature’, tarım ’agriculture’ ve kültür ’culture’ kelimelerinin son hecesinden esinlenilmiş) ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kozak, daha sonra şunları söyledi:
"Geçmişte bu böyleydi. Bundan sonra da öyle olmalıdır. Turist-yerli halk arasındaki iletişim sonucunda ortaya çıkacak etkileşim ve paylaşım iki taraf için de olumlu olmalıdır. Ancak turizm, daha yoğun bir şekilde ’R’lerimizi tüketirken, ülkemizin aldığı kazanç nedense daha da azalıyor. Bunu söylerken, son 6 yıldır Muğla bölgesine gelen yaklaşık 8 bin yabancı turistle havaalanında bire bir yaptığımız görüşmelerden, sektörde çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiden ve diğer Akdeniz ülkeleri hakkında yaptığımız araştırma, gözlem ve bilgi paylaşımından yola çıkıyoruz".
Değerlendirmesinin bazı gazetelerde çarpıtılarak yer aldığını söyleyen Doç. Dr. Kozak, dünya turizminden çok pay aldığı belirtilen Akdeniz ülkelerinin aslında kan kaybettiklerini savunarak, "Akdeniz ülkeleri, Avrupa’nın varoşu haline gelmeye başladı. Her çantasını alan burada bir ülkeye ucuza tatile gelebiliyor. Ne yazık ki, Türkiye’de bu işin içinde. Rakamlar kişi başına harcamanın 700 ABD doları olduğunu söylüyor. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışılır. Zaten tartışılıyor da. Kıyıdaki odaların 10-20 euroya satıldığı, bir turistin ortalama 100-150 euro arasında harcama yaptığı ve gelirinin büyük kısmının yurtdışında kaldığı bir ülkenin geleceğini turizm sektörüne bağlamak ne kadar doğru olabilir? Bu ülkede uzun vadeli turizm planlaması ve stratejileri geliştirmek ne kadar mümkün olabilir?" diye konuştu.
Öğrencilerine ’turizmde kalite ve sürekli gelişme’den söz ettiklerini, ancak gerçeğin farklı olduğunu belirten Doç. Dr. Kozak, "Hep söylüyoruz, Türkiye çok zengin bir ülke. Muğla bölgesi de zengin doğa ve kültür değerleriyle önemli bir yere sahip. Ancak hak ettiği yerde değil. Şu andaki turizm gelişmesinden bir turizmci olarak herkes gibi biz de memnun değiliz. Sonuçta tehlike tehlikedir. Küçüğü, büyüğü olmaz. 1980’li yıllarda kaç kişinin aklına gelirdi, 1990 ve 2000’li yıllarda turizmde ciddi sıkıntılarla karşılaşacağımız? Yakında Türkiye’de turizm konuşmamıza gerek kalmayabilir. Biz bunun çıkış yolu arayışındayız. Tekrar yineliyorum, Akdeniz çanağında farklı olmak istiyorsak, S’lerden biraz daha uzak durup, ülke olarak R’lere yönelmek durumundayız" şeklinde konuştu.