1
Haziran
2024
Cumartesi
YAŞAM

Köylüler siyanüre karşı kararlı

Uşak'ın Eşme ve Ulubey İlçesi sınırları içerisinde yer alan altın madeninin işletilmesine yönelik protesto gösterileri her geçen gün artıyor.

Geçtiğimiz günlerde İnay köyünde "Siyanürlü Altına Hayır" sloganlarıyla yürüyüş yapan gösterilerden sonra, şimdi de Kışla beldesinde "Siyanürlü Altın Üretimine ve Çevreye Etkileri" konulu toplantı yapıldı. Türkiye'nin en büyük altın rezervine sahip olan Kışladağı altın madenini işletecek olan TÜPRAG Metal Madencilik'in, bölgedeki çalışmaları son aşamaya geldi. Bölgede siyanürlü altın çıkarılmasına tepki gösteren köylüler, karşıt gösterilerini sürdürüyor. El Ele Harekatı tarafından düzenlenen "Siyanürlü Altın Üretimine ve Çevreye Etkileri Konulu" toplantıya Prof. Dr. İnci Gökmen, Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Doç. Dr. Tonay Sıdkı Uyar, Doç. Dr. Hüseyin Yıldıran, Prof. Dr. Tahir Öngür, Av. Noyan Özkan ile Ulubey, Eşme, İnay, Söğütlü, Gümüşkol, Katrancılar, Kışla, Gedikler, Karaca Ahmetli köylerinden yaklaşık 700 civarında vatandaş katıldı.

Konuşmacılardan Prof. Dr. Tahir Öngür, siyanürün çevreye vereceği tahribatları anlattı. Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise kimya üzerine siyanürün nasıl bir madde olduğunu anlatarak, çevrenin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Avukat Tahsin köse maden için verilen ÇED raporunun iptali için, Manisa Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurduklarını ve sonucunun en kısa sürede belli olacağını söyledi.

Bundan yaklaşık 20 gün önce İnay köyünde yapılan gösterinin ardından, Kışla beldesinde yapılan gösterilerde, altın madenini kullanmak istediği su boru hattının İnay köylülerinin arazilerinden geçmesine izin vermeyen köylüler, madenin boru hattının kullanamaması ile, su ihtiyaçlarını tankerlerle karşılamaya başladı. Köylüler bunu da engelleyeceklerini söylediler.

Altın madeninin bölgede kullanacağı 70 bin ton siyanürün Türkiye'ye getirilmesi işini, Catoni Denizcilik Nakliye şirketine verdiği ifade edildi. Köylüler bu şirketin araçlarını kesinlikle bölgeye sokmayacaklarını söyleyerek, haklarını hukuki yollarla arayacaklarını ve sonunda verdikleri mücadeleyi kazanacaklarını söylediler.

TÜPRAG Metal Madencilik Basın ve Halk İlişkiler Müdürü Jeoloji Mühendisi Mehmet Yılmaz, altın madeninde yapılan üretim aşamasına yaklaştıklarını ve bölgede yapacakları yatırımlarla insan sağlığını göz önüne alarak üretim yapılacağını belirterek, "Bergama'daki madeni çevre ve insan sağlığı açısından son derece güvenilir. İddia ediyorum ki dünyada Bergama kadar güvenilir bir maden yatağı yoktur. Daha fazla önlem almış bir maden yatağını, Avrupa'da bile bulamazsınız. Biz de aynı önlemleri aldık ve güvenilir bir şekilde faaliyetimize başlayacağız" dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 1 Ağustos 2005 Pazartesi 14:19:34
Güncelleme :1 Ağustos 2005 Pazartesi 14:29:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
uysal himmet IP: 195.174.212.xxx Tarih : 28.08.2005 19:26:31
altın zenginlik getiriyor ama kime? yoksulluk ve ölüm de getiriyor, ya o kime? dünyanın diğer yoksul ülkelerine bakıldığında anlaşılabilecek bir şey bu...devletin kimin zenginliğinin koruyucusu politikalarla rol oynadığı ise bergama örneğinde defalarca, üstelik pek çok mahkeme kararıyla tescillidir. altın kardır. çünkü şirket muhasebesindeki maliyeti yatırım+işletme maliyetinden ibarettir. ölen toprağın, doğanın, gökyüzünün, çiftçinin kazancındaki düşmenin, zehirlenen insanın, hastalıkların, tedavilerin, ölümlerin maliyeti şirket muhasebesine girmiyor. dolayısıyla kar şirketin ama asıl maliyet ülke insanının oluyor. altın üretiminin net sonucu korkunç bir zarardır. uşaklılar ya da ülke isanları, ülkelerine, geleceklerine kendilerine yüklenecek bu korkunç maliyeti ödemeyi reddetmelidirler. bergamada olduğu gibi hükemetlerden bağımsız olarak devam eden sömürge politikalarına rağmen başarmalıyız bunu. elele.