5
Mayıs
2024
Pazar
DİYARBAKIR

'Aile baskısıyla PKK'ya katıldım'

Terör örgütü PKK'dan kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan İ.Ş., ilginç açıklamalarda bulundu.

Aile baskısı nedeniyle katıldığı örgütte namaz kıldığı için kendisine küfredildiğini belirten İ.Ş., Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) yetkililerinin terör örgütünden kaçan teröristlerden ''peşmerge'' olmalarını istediğini söyledi.


Terör örgütünden kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra hakkında "terör örgütü üyesi olmak" suçundan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan İ.Ş., ifadesinde 4 ay boyunca kaldığı terör örgütünün ''Hınere'' ve ''Hakurki'' kamplarında başından geçen olayları anlattı. Van'ın Başkale ilçesinde yaşayan 10 nüfuslu bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen İ.Ş., babasının kendisini istemediği bir evliliğe zorladığını kaydetti. Çobanlık yaptığı ilçede artan aile baskıları nedeniyle terör örgütüne katılma kararı aldığını belirten İ.Ş., ''Çobanlık yaptığım bölgede, kaçakçıların İran'a geçiş yollarını biliyordum. Ben de o yolu denemek istedim. Karşılaştığım kaçakçılara PKK'yı sordum. Onlardan biri beni İran'a götürerek, orada bir İranlı'ya teslim etti. Beni İranlı biri PKK'ya teslim etti. O şahıs PKK'lılarla telefonda görüştü. Onlarda gelip beni aldı. Bir taksiye binerek İran'dan Irak'a geçtik. 4-5 saat yürüdükten sonra PKK'nın Hınere kampına geldik. Beni kamptaki bir İranlı'ya
teslim ettiler. Daha sonra o kamptan ayrılarak Hakurki kampına geçtik'' dedi.


Hakurki kampında bir ay boyunca inşaat işlerinde çalıştırıldığını belirten İ.Ş., ''Bir ay boyunca erzak toprağa gömme işlerinde çalıştırıldım. Bana silah eğitimi verilmedi. Silahsız olarak nöbet tuttum. Buradaki 'Baver' kod adlı bölük komutanı bize kötü davranıyordu. Namaz kılarken benim namazlığıma basıp, dinime ve kitabıma küfretti. Bu şahıs bana, 'Bizim dinimiz kitabımız Abdullah Öcalan'dır' dedi. Namaz kıldığım için bana çok kötü davranıldı. Bu durumdan rahatsız olan çok sayıda örgüt üyesi vardı. Bu nedenle İranlı 'Şoreş' ve 'Rızgar' adlı örgüt üyeleriyle kaçmaya karar verdik'' diye konuştu.


Kaçmayı planladığımız diğer 2 örgüt üyesiyle birlikte teker teker 'tuvalete gidiyoruz' diyerek kamptan ayrıldıklarını anlatan İ.Ş., şunları söyledi:


''Kamptan ayrıldıktan sonra 4 saat boyunca yol yürüdük. Yol bilmediğimiz için gittiğimiz güzergahta terör örgütünün 'Kani Kreje' adlı kampına denk geldik. Bizi burada yakaladılar. Şoreş kod adlı İranlı'yı götürdüler. Bizi de ikna etmeye çalıştılar. İranlı olan 'Rızgar' tekrar kampa geri dönme kararı aldı. Ben ise ikna olmadım, 'Ya beni öldürün ya da bırakın gideyim' dedim. 13 gün bu kampta kaldım. Oradan beni 'asayiş' dedikleri bir birime teslim ettiler. Orada Ali Kemal adlı kişi bana 53 gün boyunca işkence yaptı. Ben onlara, Türkiye'ye geri dönmeyi kafaya koyduğumu ve bunu başaracağımı söyledim. Benim kararlılığım karşısında beni bıraktılar.''


Kamptan ayrıldıktan sonra Irak'ın kuzeyindeki peşmerge birliğine teslim olduğunu anlatan İ.Ş, ''Peşmergeler beni Süleymaniye'ye götürüp orada başka bir birliğe teslim etti. Onlar da beni önce Zaho'ya, oradan da Duhok kentine getirip buradaki KDP'lilere teslim etti. KDP'li yetkililer, bana 'Burada kalıp peşmerge mi olmak istiyorsun yoksa Türkiye'ye mi teslim olacaksın?' diye sordular. Bende Türkiye'ye geri dönmeyi tercih ettim'' dedi.


İ.Ş., daha sonra Türk güvenlik güçlerine teslim olduğunu belirterek, terör örgütüne katıldığı için çok pişman olduğunu söyledi.

İHA
Yayın Tarihi : 26 Eylül 2007 Çarşamba 16:15:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?