Diyarbakır'da BDP tarafından başlatılan Siyaset Akademisi Kursu'na katılan BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak, her yerde "Kürtler ayrı bir devlet mi kurmak istiyor" söylentilerinin olduğunu söyleyerek, "Biz devletle falan ilgili değiliz" dedi.

Kışanak, bir dizi programlara katılmak amacıyla geldiği Diyarbakır'da Siyaset Akademisi Kursu'na katıldı. Kursiyerlere hitaben siyaset dersi veren Kışanak, demokratik özerklik açıklamalarının ardından, "Acaba Kürtler ayrı bir devlet mi kurmak istiyor" söylentilerinin çıktığını belirterek, "Biz devletin toplumun başına aslında bela olmuş bir aygıt olduğunu düşünüyoruz. Devleti ne kadar küçültebilirsek, toplumun hayatından ne kadar çıkartabilirsek, topluma nefes alma alanı ne kadar açarsak, demokrasiye o kadar hizmet etmiş oluruz. Halkın kendi kendisini yönetmiş olmasının imkanlarını o kadar açığa çıkarmış oluruz. Onun için biz devletle falan ilgili değiliz. Biz bir yönetimin nasıl olması gerektiğiyle ilgiliyiz. O yönetim Kürtler'den, Türkler'den, Lazlar'dan, Çerkezler'den olur hiç fark etmiyor, oradaki zihniyet, felsefe yönetim anlayışı nedir bizi ilgilendiren kısmı bu. Onun için biz demokratik özerkliği sadece ve sadece Kürtlerin statüsünü belirleyen ama yönetim biçimine karışmayan o konuda mevcut hiyerarşik egemenlikçi ve halkı toplumu siyaset dışına iten yönetim anlayışını da reddeden bir model olarak öneriyoruz. Kendi içimizde bunu çok derinlikli tartışıyoruz. Devlet modelini şimdiye kadar katı merkeziyetçi devlet modelinin yarattığı sıkıntılar nelerdir bunları nasıl aşabiliriz. Halk kendi kaderi hakkında söz söyleyebilme yolunu nasıl bulabilir. Kendi kaderini nasıl belirleyebilir. Kendi ihtiyaçlarını kaynakları nasıl oluşturur ve bunları nasıl kullanır. Bizim esas tartışmak istediğimiz ve hayata geçirmek istediğimiz şey budur" diye konuştu.

"DEMOKRASİLERİN EN TEMEL PROBLEMLERİNDEN BİRİSİ KÖTÜYE KULLANILMASIDIR"

Hükümetin temsiliyet hakkını kötüye kullandığını iddia eden Kışanak, şunları kaydetti:

"Burada temel şeylerden bir kaçı var. Birincisi temsiliyet yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. Şuanda demokrasilerin en temel problemlerinden birisi kötüye kullanılmasıdır. Halka seçimden seçime oy verip kendisini temsil edecek kişileri seçip ondan sonra gidip kendi kaderine razı olma rolünü biçtiğiniz an bu temsiliyet yetkisi kötüye kullanılır. Halk verdiği o temsiliyet hakkının nasıl kullanıldığını denetleme hakkına sahip değilse, gerektiğinde geri çağırma hakkına sahip değilse, hele hele bazı yönetimin

imkanları kullanılarak bu temsiliyet yetkisi kesintisiz hale getiriliyorsa orada demokrasi katlediliyor. Bugün hükümetin yaptığı şey bu. Kendisine verilen temsiliyet yetkisini kesintisiz kılmak için yönetim erkinin ona sunduğu bütün imkanları kullanıyor. Bunun önüne geçecek yol halkın seçimden sonra da karar süreçlerinin tamamına katılacak düzeyde örgütlü olması, bunun katılabilecek kanallarının yaratılması ve halka bu yetkinin verilebilmesidir. Halka bu yetkiyi vermezsen seçtiğin kişiyi 5 yıl boyunca başına bir despot gibi dikersen bunun adı demokrasi falan değildir. Demokratik özerklikte biz bunu tartışıyoruz."

"BÖLGE PARLAMENTOLARI OLSUN"

Kışanak, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da düzenledikleri çalıştayda bölge parlamentolarının kurulması ama bu parlamentoların merkezi parlamentolardan ayrı olması gerektiğini savunarak, "Geçtiğimiz günlerde yaptığımız çalıştaydan sonra farklı görüşler ortaya atıldı. Bizim çalıştayda tartışmak istediğimiz önerdiğimiz modelin yanı sıra yönetim anlayışını kamuoyuna sunmaktır. Dedik ki evet bölge parlamentoları olsun fakat bu bölge parlamentoları merkezi parlamentonun taklidi haline gelmesin. Halk buna nasıl

katılacak. Köylerden mahallelerden ilçelerden illerden hangi düzeyde hangi yol yöntemlerle halk katılımcı demokrasiyi doğrudan demokrasiye götürecek kadar etkin bir şekilde nasıl kullanabilir. Biz yönetim anlayışımızı ve yönetim tarzımızı o çalıştayda Türkiye kamuoyuna sunduğumuz için aslında kıyameti burada kopardılar. Siz nasıl halka yetki verirsiniz. İşte biz bulmuşuz en doğru yönetim budur, halk 4 yılda bir gitsin sandığa oyunu atsın ondan sonra da karışmasın biz o yönetimin yetkisini sonuna kadar tadını

çıkara çıkara kullanalım. İtiraz ettikleri şey bu. İtiraz ettikleri şey memleketin bölünmesi değil, iktidarlarının bölünmesi, kendi erklerinin güçlerinin bölünmesidir" dedi.

Kimsenin memleketi bölme gibi bir niyetinin olmadığını belirten Kışanak, "Önerilen model mevcut sınırlar içerisinde demokratik bir yönetim nasıl olur. Tartıştığımız şey bu. Ama iktidarlarını bölüşmeye asla ve asla tahammülleri yok. Tartıştıkları kızdıkları konu bu. Siz bizim yönetim yetkimizi elimizden nasıl alırsınız nasıl bölüştürürsünüz, bunun bir kısmını yerellere nasıl verirsiniz, yerellere vermekle kalmayıp yerellerden de halka nasıl devredersiniz, kıyamet burada. Kıyamet niye mahalle meclisi, niye

kent meclisi, niye il ilçe yönetimi demişiz, halk doğrudan yönetime katılsın demişiz. Ama bunu halka anlatamayacakları için Türkiye'nin hassas sinir uçları var, oralara dokunup provokatif söylemleri aslında reddettikleri bir felsefedir. Bunun için biz bu gün bu eğitim devresinde de sizlerin enine boyuna demokratik siyaset nasıl yürütülür, şimdiye kadar gasp edilmiş bu hakkı halka nasıl devredebiliriz burada tartışıyoruz" diye konuştu.