BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır 6. Ağır ceza Mahkemesi'nde görülen KCK duruşmasından sonra açıklama yaparak, "Şimdi mahkeme boş sandalyeleri yargılamaktadır. Dili olmayan, konuşmayan sandalyeleri yargılamaktadır" dedi.

Diyarbakır 6. Ağır ceza Mahkemesi'nde görülen KCK duruşmasından sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan gruba hitaben bir konuşma yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu dayanışma ve sahiplenmeden dolayı BDP adına herkese teşekkür ettiklerini belirtti. 2 yıldır devam eden bu siyasi operasyonların, siyasi tutuklamaların, siyasi davaların bugün mahkemenin yürütülemez, devam edemez bir aşamasına gelmiş bulunduğunu savunan Demirtaş, "Tutuklu olan siyasetçilerin kendi ana dillerinde Kürtçe savunma yapma istekleri maalesef başından beri reddedilmektedir. Bugün de bu talepleri reddedilmiş ve tutuklu arkadaşlarımız mahkemenin bu durumunu protesto emek için duruşmaya katılmayacaklarını ve salonu terk etmek istediklerini mahkemeye bildirmişlerdir. Salonu terk etmişlerdir. Arkadaşlarımızın avukatları da müvekkillerinin salonu terk etmesiyle kendilerinin de salonda bulunmalarının bir anlamı olmadığını belirterek, bütün avukat arkadaşlar da salonu terk etmişlerdir. Şimdi mahkeme boş sandalyeleri yargılamaktadır. Dili olmayan, konuşmayan, sandalyeleri yargılamaktadır. Çünkü halkın siyasetçilerinin dili vardır. Eğer onlar dilsiz olanları yargılamak istiyorlarsa boş sandalyeleri yargılamaya devam etsinler" dedi.

Demirtaş, kendileri adına, kendilerini temsilen o salonda bulunan tutuklu arkadaşlarının bu onurlu duruşlarını selamladıklarını ve sonuna kadar desteklediklerini vurguladı.

Demirtaş, arkadaşlarının "bir halk kendi anadilinde konuşsun, özgür olsun" diye siyaset yaptıklarını, bunu savundukları için tutuklulu kalmaya devam ettiklerini bildirdi. Bu halkın, bu onurlu duruşa sahip çıkacağını anlatan Demirtaş, şunları söyledi:

"Elbette arkadaşlarımız, ilk günden beri yalnız değildir. Ama onları yargılayanlar arkalarında kimseyi bulamayacaklar. Bunun bütün dünyadaki adı faşizimdir. Bu faşizm elbete ki bu topraklarda yenilecektir. Bu coğrafyada faşizm kahrolmaya mahkumdur. Bir ülkede adalet sistemi çökmüşse, adalete olan güven kalmamışsa adil bir yargılamadan söz edilemez. Bizim halkımız her zaman barıştan yana oldu ama, asla kurbanlık koyun gibi boynunu uzatmayacağını gösterdi bunu da herkes böyle bilmeli. Türkiye seçime giderken, Kürt sorunu konusunda, çözüm arayışlarının bu kadar güçlü bir şekilde devam ettiği bir dönemde, ateşkesin devam etiği bir süreçte barışın önünü tıkamak isteyenler bu ülkede, herkesin vebali altındadırlar. Halkın iradesini görmezden gelenler, iki kelime bile anadilde savunmaya tahammülü olmayanlar, bilin ki bu halk size teslim olmayacaktır. Bu halk özgürlüğüne ve eşitliğine kavuşacak. Bu ülkeye barışı halk getirecektir. Biz size inanıyoruz, biz size güveniyoruz. Bu dava ile ilgili halk tek vücut olmalıdır. Mahkeme bu arkadaşlarımızı suçlu bulsa da bu arkadaşlarımız, bu halkın yüreklerinde vicdanlarında baştan beri beraat etmişlerdir. Bu davaya daha fazla, milyonlarla sahip çıkacağız. Bu dava bizim onur davamızdır, onurumuza sahip çıkacağız. Artık tahliyeler mahkemenin elinde değil, sizin elinizde."