Nevruz etkinliğinde yaptığı konuşma nedeniyle tutuklanan Şırnak'ın Cizre İlçesi Belediye Başkanı Aydın Budak'ın 12.5 yıl hapsi istendi.
Hakkında, Cizre Asliye ve Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Budak, 'Terör örgütünün propagandasını yapmak', 'Suç ve suçluyu övmek' ile 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlarından yargılanacak. 

Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Budak'ın kutlamalarda Kürtçe olarak yaptığı konuşmada, ''Merhaba İmralı, Nevruzun kutlu olsun'' diyerek, terör örgütü PKK'nın elebaşısının bayramını kutladığı belirtildi. Şüpheli Budak'ın terör örgütü PKK'nın sözcüsü ve temsilcisi gibi, örgütle aynı söylemi ve dili kullandığı kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: 

''Şüpheli, terör örgütü PKK ve elebaşını Kürt kökenli vatandaşlarımızın siyasi temsilcisi ve iradesi gibi lanse edip, Kürt kökenli vatandaşlarımızı örgütün sanki doğal bir üyesi ve sempatizanı gibi göstermiştir. Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğünü ve üniter devlet yapısını korumak için kanlı terör örgütüne karşı mücadele eden ve bu uğurda on binlerce insanını şehit veren ve hala da vermeye devam eden Türk devletini, silahlı kuvvetlerini, güvenlik güçlerini, adalet teşkilatını ve
Türk halkını, Kürt kökenli halka karşı işgalci, asimileci, imha edici, katliamcı, zehirleyici bir güç gibi göstererek, konuşma yaptığı kesimin üzerinde kin ve nefret duygularının oluşmasına neden olmuştur''. 

İddianamede, ayrıca Belediye Başkanı Budak'ın tutuklanmasının ardından bazı insanların hemen her gün hükümet konağı önünde toplandığı kaydedilerek, ''Bu insanların, 'Vali istifa. Kaymakam İstifa. Savcı İstifa. Budak'a uzanan eller kırılsın. Cizre savcıya mezar olacak' gibi sloganlar atmaları, yine son günlerde Cizre ilçesinde birtakım kişi ve kurumlara karşı bombalama eylemleri yapılacağı söylentilerinin artmış olması gibi hususlar bir arada düşünüldüğünde oluşturulan kin, nefret ve düşmanlığın, yapılan
tahrikin kamu düzeni ve güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğunun kabul edilmesi gerekmektedir'' denildi. 

Savcı iddianamesinde, şüpheli Budak'ın, Kaymakam ve Garnizon Komutanı ile birlikte protokolde yer alarak, törenlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil ettiğini ve bu devletten maaş almasına rağmen, göreve geldiği günden bu yana halka karşı yapmış olduğu konuşmaların hemen hemen hepsinde terör örgütü ile mücadele eden güvenlik güçleri ve devletin aleyhinde konuştuğunu, öte yandan terör örgütünün ve liderinin propagandasını yapıp övgüler yağdırdığını belirtti. 

İddianamede, Anayasa'nın 14. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hüküm ve düzenlemelerden anlaşılacağı üzere düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırsız olmadığı kaydedilerek, şöyle denildi: ''Şüphelinin yaptığı konuşma bir bütün olarak ele alındığında, konumu, açıklama ve yorumların içeriği, yapıldığı ortam ve hitap edilen toplum kesiminin davranışları itibariyle konuşmanın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı
düşüncesiyle; şüphelinin, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' ve 'suç ve suçluyu övme' suçlarını işlediği anlaşılmıştır''. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede ise sanık Aydın Budak'ın yaptığı açıklama ile örgütün ve amacının propagandasını yaptığı, bu nedenle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi uyarınca yargılanması istendi.