8
Mayıs
2024
Çarşamba
DİYARBAKIR

Canlı hayvan kaçakçılığı masaya yatırıldı

Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, AB yolunda 2005-2013 yıllarını kapsayacak hayvancılık desteklerini yüzde 100 artırmaya yönelik strateji hazırlandığını belirterek, hayvancılığın geliştirilmesi için kısa vadede kaçakçılıkla mücadelenin etkin olarak sürdürüleceğini bildirdi.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise, hayvan kaçakçılığının önlenmesi için polisiye tedbirlerin yeterli olmayacağını, bunun yanında ekonomik ve sosyal tedbirlerin de alınması gerektiğini söyledi.

Diyarbakır’da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından Canlı Hayvan Kaçakçılığı konulu bölge toplantısı yapıldı. Toplantıya Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu başta olmak üzere 16 ilin jandarma komutanı, 26 ilin vali ve vali yardımcıları, 14 ilçe kaymakamı, tarım il müdürleri, bölge milletvekilleri ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Yaklaşık 400 kişinin katıldığı toplantıda açılış konuşmasını yapan Tarım Bakanı Güçlü, Ankara’da düzenlenen tarım şurasının ardından Diyarbakır’da da mini bir hayvancılık şurasının düzenlendiğini ifade ederek, 2002 yılında büyükbaş hayvan sayısının 10 milyona, küçük baş hayvan sayısının ise 32 milyona düştüğünü kaydetti.
Güçlü, geçen dönemde sektörün büyük kayıplar verdiğini vurgulayarak, hayvancılığın toplam tarımsal üretim değeri içerisindeki payının yüzde 37’den yüzde 25’e düştüğünü belirtti. Sektörün temel sorunlarını çözücü projeleri bir bir hayata geçirdiklerini ifade eden Güçlü, "Hayvancılık işletmelerinin ekonomik büyüklükte olmaması, suni tohumlama hizmetlerinin yeterince yaygınlaştırılamaması, bu nedenle verimlerde istenilen seviyeye ulaşılamaması, maliyetlerin yüksek oluşu, ıslah edilmiş meraların yetersizliği, meraların bir dönem güvenlik nedeniyle kullanılamaması, kaba yem açığının yüksekliği, örgütlenme yetersizliği gibi büyük sorunları vardır" diye konuştu. Tüm bu sorunlara çözüm bulmak için bir dizi önlemler aldıklarını anlatan Güçlü, 2003 yılı sonlarında fiyatların hızla aşağıya çekilmesinden dolayı müdahalede bulunduklarını ifade ederek, sektörün sürdürülebilirliğinin temini açısından et teşvik primi kararnamesini yürürlüğe koyduklarını bildirdi. 2004 yılında hayvancılık sektörü için toplam 550 trilyon lira kaynak aktardıklarının altını çizen Güçlü, hayvancılık sektörünün en önemli konusunun sürdürülebilir bir pazar ortamının oluşturulması olduğunu dile getirdi.
Tarım Bakanı Sami Güçlü, AB sürecinde hayvancılığı bir bütün olarak ele alan bir Hayvancılık Stratejisi Planı hazırladıklarını ve Bakanlar Kurulu’na sunduklarını belirterek, "Bu planla AB sürecinde bizi en fazla zorlayacak sektörlerin içinde yer alan hayvancılık sektörümüz, alt sektörleri itibariyle ele alınmakta ve 5-10 yıllık hedefler öngörülmektedir. Yine bu çalışmayla rekabet gücümüze ilişkin projeksiyonlar çizilmektedir" şeklinde konuştu. Güçlü, diğer taraftan 2005 yılının, sektörün sorunlarının öne alındığı, sorunları kısa ve orta vadede çözücü projelerin yürürlüğe konulacağı bir yıl olacağına dikkat çekerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu kapsamda hazırlanan strateji planına uygun olarak ülke çapında suni tohumlama oranını yüzde 15’lerden yüzde 50’lere taşıyacak çok kapsamlı bir projenin hazırlığı içindeyiz. Yine kaba yem açığını giderici projeler de yürürlüğe konulacak. Bu bağlamda, hayvancılık sektörü için son derece önemli olan mısır üretiminin 2.2 milyon tonlardan 3 milyon tona çıkmasıyla bu konudaki ithalatımız 1. 8 milyon tonlardan 900 bin tonlara doğru inme trendine girmiştir. Ayrıca, et balık ürünleri hususunda piyasayı düzenleyecek, sektörü destekleyecek bir regülasyon kurumuna ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu kurumun ticari şartlarda sektöre maksimum katkı yapması amacıyla Bakanlığımız ile irtibatlandırılması hususunda çalışmalarımız devam etmektedir."

"SEKTÖRÜN ZARAR GÖRMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Bakan Güçlü, kaçakçılığın hayvan ve insan sağlığı yönünden büyük tehlikeler oluşturduğunu, ayrıca yerli üreticinin de zarar etmesine neden olduğunu belirterek, "Bu kadar büyük kaynak ayırdığımız sektörün, böylesine haksız bir faaliyetle yara almasına izin vermeyeceğiz" dedi. Bu konuda son derece kararlı olduklarını ve çözümü için önlemler aldıklarını anlatan Güçlü, "Türkiye’de kaçakçılık olayının gerçekleşmesinden ziyade söylentisi yaygınlık kazandı. Ne yazık ki bu durum kaçakçılıktan daha yıkıcı bir etki yaptı. Çünkü bu konuda çıkan söylentiler, üretici ve tüketiciyi toplum ile idare arasındaki güven duygusunu tahrip ediyor" diye konuştu. Kısa vadede konuşmacıların aksine polisiye tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Güçlü, uzun vadede ekonomik ve sosyal tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.

"HAYVAN KAÇAKÇILIĞI, POLİSİYE TEDBİRLERLE BİR DÖNEM ÖNLENEBİLİR"

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, hayvan kaçakçılığının önlenmesi için polisiye tedbirlerin yeterli olmayacağını, bunun yanında ekonomik ve sosyal tedbirlerin de alınması gerektiğini söyledi. Hayvan kaçakçılığıyla ilgili mücadelede birçok kanun çıkarttıklarını dile getiren Aksu, "Sadece inzibati tedbirlerle kaçakçılığın önüne geçilmesinin mümkün olmadığı herkes tarafından biliniyor. Bu nedenle hükümetimiz, ekonomik kalkınma politikalarını bildirdi. 2004 yılında hayvancılığı sosyal politikalarla dengeli bir şekilde yürütmeyi hedefledi" diye konuştu. Türkiye’de kaçak hayvan girişini sağlayanları, tüketimin yoğun olduğu illere sevk etmeye çalışacaklarını belirten Aksu, özellikle Van ve Hakkari Valiliklerince hayvanlara kulak numarası, sevk raporu ile menşe şahadetnamesi verilmesinde gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Aksu, kaçak hayvanların taşıdığı hastalıkların birçoğunun insanlara da geçtiğinin altını çizerek, hastalıklı hayvanların ülke içinde nakli için bazı görevlilerin bilerek veya bilmeyerek menşe belgesi düzenleyebileceği ihtimaline karşı personel eğitimine önem verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Vekili Faik Yavuz, sorunun polis, jandarma ve gümrüklerin kontrol altına alınmasıyla çözülemeyeceğini, sorunun ekonomik olduğunu, bu nedenle de ekonomik kararlarla çözülebileceğini söyledi. Bu çerçevede maliyetlerin aşağıya çekilmesi gerektiğini ifade eden Yavuz, "Maliyetler düşük olursa zorlasanız da sınırlarınızdan hayvan girmez" dedi. Tarımsal desteklemelerin içinde hayvancılığın payının yüzde 5-6 gibi olduğunu kaydeden Yavuz, tarım içindeki payının yüzde 22 olduğunu, dolayısıyla da hayvancılık desteklerinin payının en az yüzde 22’ye çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin AB’ye aday olduğu bir dönemde hayvan kaçakçılığı sorununun aşılması gerektiğini belirterek, hayvan kaçakçılığının polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğini dile getirdi. Bayraktar, hayvancılıkla ilgili sorunların tek başına müzakere sürecini bile uzatabileceğinin altını çizdi.

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, hayvancılık sektörünün daraldığını ve küçüldüğünü vurgulayarak bu daralmanın sektöre ayrılan kaynaklarla ilgili olduğunu kaydetti. Yetkin, hayvancılıkla ilgili AB’ye yönelik yeni bir yol haritası çizilmesi gerektiğini de dile getirdi.

diyarbakır
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2004 Cumartesi 16:59:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?