8
Mayıs
2024
Çarşamba
DİYARBAKIR

Dicle'den Köln'e uzanan yol

9. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Sümerpark Anfi Tiyatro'da güçlü sesi ve sempatik tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken Dicle doğumlu opera sanatçısı Mehmet Akbaş çalışmaları ve planları hakkında açıklamalarda bulundu.

Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde arkadaşları okul şarkıları söylerken, "Opera yapıyorum" diye bas bas bağırdığı için komşuları onun evde ablaları tarafından dövüldüğünü düşünmüştü. Hayallerinin peşinden giden bu küçük çocuk yıllar sonra doğup büyüdüğü topraklarda opera konseri vererek rüyasını gerçeğe dönüştürdü.

9. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Sümerpark Anfi Tiyatro'da güçlü sesi ve sempatik tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken opera sanatçısı Mehmet Akbaş, bu çocuktan başkası değildi. Henüz solo albümü olmayan ve şarkılarını ilk kez seslendirmesine rağmen Diyarbakırlılar tarafından ilgiyle izlenen opera sanatçısı Mehmet Akbaş; Dicle'den Afyon'a, Afyon'dan İstanbul'a, İstanbul'dan Almanya'ya ve Almanya'dan yeniden köklerine dönerek bu uzun yolculuğunu anlattı.

Sanatçı kimseye sırtını yaslamadan kendi özgücüyle, tırnaklarıyla tırmandığı bu zorlu sürecin sonunda şimdilerde Köln Filarmoni Salonu'nda vereceği konsere hazırlanıyor.  Akbaş, profesyonel müzik yaşamına 1998'de Mezopotamya Kültür Merkezi'nde çalışma yürüten ve Kürtçe'nin Zazaki lehçesinde şarkılar söyleyen 'Venge Sodıri' adlı müzik grubunda başladı. Bu grubun çıkardığı 'Vayir' adlı albümde yer alan sanatçı 2 yıl Akademi İstanbul'da şan ve opera dersleri aldı.

Ancak geçim zorluğu, yaşam koşulları olumsuz etkilemeye başlayınca soluğu Almanya'da alan Akbaş müziğe olan tutkusundan vazgeçmedi. Orada tanıştığı caz müzisyenleri, klasik müzikle uğraşan profesyonel kişilerle caz, opera, geleneksel ve pop tarzlarını birleştirip kendine özgü bir dil oluşturmaya çalıştı. Kısa süre içerisinde dilini doğru dürüst bilmediği yabancı bir ülkede çok önemli salonlarda konser veremeye başladı. Şarkıları Alman radyolarında yükselen sanatçıya konserlere ilişkin olumlu kritikler yapan Alman basını da ilgisiz kalmadı.
Akbaş bu durumu şöyle yorumluyor:

"Koşullarım elverdiği ölçüde kadar müzik yapmaya çalıştım. Biz de ne yazık ki lobiler yok. İstediğimiz her yerde çıkamıyoruz. Gerek burada gerekse dünyanın başka yerlerinde olsun ama şuna çok inanıyorum; doğru iş yolunu buluyor."
Kürtçe müzikte bugüne kadar çıkan albümlerin genelde tek düze ve belirli formatları olduğunu ve yapılan işlerin ne yazık ki sanatın normlarının gerektirdiği durumları yansıtmadığını düşünen Akbaş sanatın evrensel normlarda yapılması gerektiğini savunuyor.

Bir yorumcu olarak kendi kimliğini oluşturmaya çalışan Akbaş, bunu kısmen de olsa başardığı inancında olduğunu belirterek, "Buradaki ve Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki konserlerde gördüğüm tepki çok olumlu. Ben halkın beğenilerine göre ya da güncel bir şeyler yapmanın gerekli olduğuna inanmıyorum. Gündeme cevap olabilecek işler de yapmalı ama bunun yanı sıra yarını düşünmek zorundayız. Bu işleri yarına taşıyacak, dünyanın diğer kültürleriyle buluşturabilecek kalıcı işler yapmak gerektiğini düşünüyorum. Ben bunun için çabalıyorum, bu da bir şekilde yolunu buluyor" dedi.

SONBAHAR'DA ALBÜMÜYLE BULUŞACAK
2 yıldan beri albüm çalışması içerisinde olan Mehmet Akbaş, Ağustos ayında son vokal kayıtları için İstanbul'a gelecek. Akbaş, 'Electronica' tarzı ile Kürtçe müziğin birleştirildiği yenilikçi ve deneysel bir çalışma olacak albümünden umutlu. Ancak öncesinde kendisini daha çok heyecanlandıran şeyi ise Avrupa'daki bir firmadan çıkacak olan albümde bir şarkısıyla yer alması olarak belirtti.

Akbaş, "Bu albüm dünyanın çeşitli ülkelerine dağıtılacak. Kendi albümümden önce böyle bir çalışmada yer almak benim için büyük avantaj. Buna paralel olarak da 'Mezopotamya Aryaları' projesini kayıt altına aldık. Mezopotamya'nın kadim dillerinden olan Kürtçe'nin Zazaki, Sorani ve Kurmanci lehçelerinin yanı sıra Fars şarkıları da yer alıyor. Bu projeyle Köln Filarmoni Salonu'nda konser vereceğiz. Oranın olimpiyatı denilen çok önemli bir salon. Böylelikle Kürtçe müzik Avrupa tarafından da resmen kabul görmüş olacak" şeklinde konuştu.

Şimdilerde Köln Müzik Akademisi'nde bir profesörle Mozart ve Schubert'in eserlerini çalışan Akbaş, "Ama öncelikle bizim kendi köklerimizle bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bu daha çok değer buluyor. Çünkü bu sensin. Özgünlük kazandırıyor sana. Kendi topraklarıma ayaklarımı sağlam basarak, oradan beslenerek bir şeyler yansıtmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı.
 

iha
Yayın Tarihi : 4 Haziran 2009 Perşembe 17:13:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?