Prof. Özdağ, 11 Eylül saldırılarını Çin’in yapmış olabileceğini, ABD’nin ise buna karşılık olarak SARS’ı çıkarmış olabileceğini söyledi. Prof.Özdağ, ABD ve İsrail’in bağımsız bir Filistin devleti kurmak için çalışmalar yaptığını belirtti.
19 Eylül Gaziler Haftası nedeniyle Diyarbakır Kültür Sarayı’nda ’Ulusal Birlik’ konulu bir panel düzenlendi. Düzenlenen panele 7.Kolordu Komutanı Korgeneral Necdet Özel, Diyarbakır Vali vekili Abdülkadir Yazıcı, Dicle Üniversitei Rektörü Prof.Dr.Fikri Canoruç, Emniyet Müdürü Orhan Okur ve çok sayıda davetli katıldı. Panelde ilk olarak konuşan Diyarbakır Vali vekili Abdülkadir Yazıcı, bölgede son zamanlarda yaşanan terör olaylarını işaret ederek, "Her nedense içerisinde bulunduğumuz coğrafyada, bazı insanlar Halid Bin Velid’i hatırlamıyorlar. Selahaddin’i Eyyübi’ye gelemediler. Halen Sultan Alpaslan’ı bilmiyorlar. Halen Osmanlı’yı hatırlamıyorlar. Daha önemlisi 7.Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Atatürk’e henüz gelemediler. Ya bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar. Geçmişimizi de, şu anki halimizi de geleceğimizi de biliyoruz. Bu ülke bugüne kolay bir şekilde gelmedi. Ben dedesi İstiklal Savaşı gazisi olan bir kişiyim. Benim nenem 93 harbinde Amasya’ya gitmiş. Seferberlikte göç etmiş ve daha sonra ise Erzurum’a gelmiştir. Aslında bir dönem bizlerin tamamı, yaşayanlar gazi ölenler ise şehitti. Belki savaş dönemleri bitti ama, aramızda Kore gazileri, Kıbrıs gazileri ve iç güvenlik gazilerimiz var. Bunların herbirinin aziz hatırası önünde eğiliyoruz" dedi.

11 EYLÜL SALDIRILARI HAKKINDA İLGİNÇ İDDİALAR
Panele konuşmacı olarak katılan Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi ve Türkiye- Azerbaycan Dostluk Derneği Başkanı olan Prof.Dr. Ümit Özdağ, 11 Eylül saldırıları ve ABD’nin Ortadoğu stratejileri hakkında ilginç değerlendirmelerde bulundu. 11 Eylül saldırıları ile ilgili 3 ihtimalin bulunduğunu belirten Prof. Özdağ, "Bunlardan bir tanesi gerçekten Usame Bin Ladin ve El Kaide’dir. Belki aklınızdan Bin Ladin’in böyle birşey yapacağı gelemez. Bu biraz ırkçı bir önyargı olur. O zaman çok yanlış bir önyargıdır. Usame Bin Ladin herşeyden önce ülkücü bir adamdır. Yani savaş döneminde Afganistan’a giderek kendi parasıyla Ruslar’a karşı savaşmıştır. Bu arada ABD, tarafından da Rusya ile çatışması için ayrıca eğitilmiştir. İnanılmaz para kaynaklarıyla ve teknolojik genişlemeleriyle yeni bir örgütlenme biçimi oluşturulmuştur. Soğuk savaş döneminin örgütlenme biçimi hücre örgütlenmesidir. Hücre örgütlenmesinin zayıf tarafı her hücrede bir kişi, diğer hücredeki bir kişiyi tanır" dedi.
Usame Bin Ladin’in bu üç kıtaya yayılan, 10 ülke ve 100’ün üzerinde insanın çalıştığı bu operasyonu gizlemiş olması için çok güçlü bir karşı istihbarat servisi oluşturması gerektiğini belirten Özdağ, "Usame Bin Ladin’in örgütü ile ABD istihbaratı arasında bir üçüncü unsur, yani başka devlet olabilir. Bu devlet iki grubun haberi olmadan bir karşı istihbarat yapısı kurmuş olabilir. Bu kim olabilir? Mesela SARS virüsü. Bir hastalık mıdır? Ya da bir biyolojik savaş mıdır? Henüz cevabını bilmiyoruz. Eğer SARS biyolojik bir savaşsa, kime karşı SARS’I kim uygulamıştır? Bu 11 Eylül’ün cevabı mıdır? Cevabıysa 11 Eylül olayının arkasında Çin’in olduğunu hisseden ABD, Çin’i cezalandırmak için mi yapmıştır? Üçüncü ve en çok rağbet edilen açıklama ise ABD devleti içerisinde bir grubun 11 Eylül’ü bildiği, hatta yönlendirdiği doğrultusundadır. Bu ise çok da cazip gelmektedir. Diğer ihtimaller ne kadar geçerliyse bu da o kadar geçerlidir. Biz Kennedy gerçeğini ne zaman öğrenirsek, bunu da o zaman öğreniriz. Muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ama şunu biliyoruz ki, 11 Eylül ABD’ye Avrupa, Asya ve aynı zamanda Asya ve Ortadoğu alanlarında büyük bir stratejik atağa geçme fırsatı vermiştir" dedi.

"ABD VE İSRAİL BAĞIMSIZ BİR FİLİSTİN DEVLETİ ÇALIŞIYORLAR"
Araplarla İsrail arasında süren çatışma ve bu çatışmada ABD’nin İsrail’i desteklemesi Arapların tepkisini çektiğini belirten Prof. Özdağ, "Buna ABD’nin bulduğu çözüm doğrudur. ABD bu çatışma devam ettiği sürece İsrail’i desteklediğini söylemiştir. O zaman biz çatışmayı ortadan kaldıralım veya çatışmayı milimize edelim denmiştir. Çatışmayı Avrupa’ya bir bağımsız Filistin devleti vererek ortadan kaldırabilirsiniz. Şu anda İsrail ve ABD bağımsız bir Filistin devleti üzerinde çalışıyorlar. Ama şartlarını İsrail ve ABD’nin belirlediği bir Filistin devleti. İsrail’e karşı yine bazı terör eylemlerinin kaynaklanacağı bir devlet. Ama İsrail bu devleti cezalandırdığı zaman, dünya kamuoyunun zavallı Filistinliler öldürülüyor değil, sorumsuz Filistin devleti bazı eylemlere neden olmuştur, bundan dolayı İsrail kendini koruma hakkını kullanmıştır diyebileceği bir ortamı oluşturmaya çalışıyor" dedi.
Konuşmasında AK Parti’ye de değinen Özdağ, "AKP modelinde ılımlı İslam’ın radikal İslamı kontrol altına alması, radikal İslam’ın anti-Amerikan ve anti-Batı söylemlerinin yerine, ılımlı İslam’da Batı yanlısı, hatta misyonerliğe olumlu gözle bakan bir İslami yapılanmadan bahsediyoruz. Bütün bunlar olabilir. Olabileceğini görüyorsunuz. Bir parti iktidara gelirken, türban sorununu çözeceğini söylüyor. Bırakın türban sorununu, şimdi çözdüğü sorun Heybeliada’da açılacak Patrikhane’nin okulundaki öğrencilerin ne üniforma giymesi sorununu çözmek için, kanunun 3.maddesinde değişiklik yapıyor. AKP modelinin Ortadoğu için geliştirilen birinci ayağında Batı’ya uyumlu ılımlı İslam modelini görürken ikinci ayağında ise federalleşme etkinleşme sürecini görürüz. 1983’te Dünya Siyonizm örgütünün resmi yayın organı olan dergide eski İsrail diplomatı bir makale yazarak, İsrail’in yaşaması Irak’ın çöl olmasına bağlıdır diyor. Yine hükümetle ilişkileri olan bir yazar ise Suriye’nin 7’ye bölünmesi gerektiğini savunuyor. 7’ye bölünecek Suriye’nin haritasını çiziyor. Aynı günlerde ortaya atılan bir başka görüş İsrail varlığını 21.yüzyılda devam ettirmek için nüfusunu 4 milyondan 20 milyona doğru tırmandırmalı deniyor. Bu tırmanışta dünyanın değişik yerlerinden nüfus getirme stratejisini uygulanması gerektiği belirtiliyor" dedi.