8
Mayıs
2024
Çarşamba
DİYARBAKIR

Kayıplar için oturma eylemi

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 1990'lı yıllarda bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolan ve bir daha kendilerinden haber alınamayanlar için basın açıklaması yapıldı. Açıklama sırasında, kaybolanların fotoğraflarını taşıyan aileler gözyaşlarına hakim olamadı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 1990'lı yıllarda bilinmeyen bir şekilde kayıplara karışanlar için İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması ve oturma eylemi düzenlendi.

Oturma eylemine DTP'li Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Aysel Tuğluk ile İHD Şube Başkanı Muharrem Erbey ve çok sayıda kayıp yakını katıldı. Ellerinde yakınlarının fotoğrafları ile basın açıklamasına katılan kadınlar gözyaşlarına hakim olamazken, babasını kaybeden Mustafa Bulut, babası için yazdığı mektubu okurken hıçkırıklara boğuldu.
 
Oturma eylemine katılan DTP Milletvekili Aysel Tuğluk yaptığı açıklamada, Ergenekon operasyonunda yukarı çıkılamayacağını belirterek, "Göreceksiniz bundan sonra Ergenekon operasyonunda yukarı çıkamayacaklar. Aşağı inişler olacak ve hepimiz gözlemliyoruz, birer birer tahliye etmeye başladılar. Türkiye geçmişi ile yüzleşmediği müddetçe aydınlık bir ülke olamaz. O nedenle bizler ailelerimizle birlikte olacağız, kayıplarımızın sesi olmaya devam
edeceğiz ve inanıyorum ki biz halkımızın mücadelesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu gerçekle yüzleştirmeyi başaracağız. Kim olursa olsun bu suçları işleyenler yargılanmak zorundadır. cezalarını çekmek durumundadır" dedi.

DTP Milletvekili Sırrı Sakık ise, 1990'lı yıllarda yaşanan olayların tanığı olduğunu belirterek, "Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Hepimizin elinde ya sevdiğimizin, oğlumuzun, kardeşimizin, eşimizin resmi ile hak hukuk adalet arıyoruz. 1990'lı yıllardan bugüne kadar bu mücadelemiz hep devam etti. Ben burada Bulut ailesinin o resimlerini görürken baktım ki ben o dönemin tanığıydım. Çünkü o katiller gelip öncelikle Muş'tan başladılar, Altınova denilen bir beldemizde 7 çocuk hamile anne ve baba ile birlikte 10 can birden diri diri yakıldı. Arkasından bizim köye geldiler, benim 5 yakınımı diri diri yaktılar ve Şenyaylası'na geçtiler, orada Bulut ailesinin de içinde olduğu 11 kişi aldılar. Bunları tek tek o dönemin Cumhurbaşkanı'na Başbakan'ına saatlerce gece gündüz anlattık. Parlamentoda anlattık, uluslararası platforma bunu taşıdık. Paris'te basın toplantısı yaptık ama bir bütün olarak sorun eğer Kürtlerle ilgiliyse herkes sağırdı. Medyası da sağırdı, siyaset dünyası da sağırdı, bütün toplum sağırdı, sadece
Kürtler ayaktaydı ama gücümüz yetmiyordu. O gün bugün hak hukuk adaletimiz ve mücadelemiz sürüyor. Biz o günde diyorduk, katiller bu topraklarda büyüdüler. Onların adı ister bugün, 'Ergenekon', 'Derin devlet' olsun ne olursa olsun, evet onlar bu topraklarda büyüdüler. O dönemin bütün siyasal aktörleri buna seyirci kaldı ve biz sesleniyoruz; bugün Ergenekon'un bir ayağı, o dönemin siyasi aktörleridir. Bunun adı Demiral'dır, bunun adı Çiller'dir, bunun adı Mesut Yılmaz'dır. Eğer bu noktada Ergenekon soruşturulmazsa iç barışımız sağlanmazsa hak hukuk adalet yerli yerine oturmazsa bu ülkede iç barış olmayacak. Buna herkes inansın. Biz adalet istiyoruz, biz hukuk istiyoruz, bu ülkede birlikte yaşamak istiyoruz. Bir ülkenin, bir cumhuriyetin şerefi namusu; adaletidir. Bu adaletin bir an önce hayata geçmesi gerekir, bu Türkler için de Kürtler için de geçerlidir. Biz bu ülkede iç barışı sağlayıncaya kadar bedeli ne olursa olsun bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Eğer bu mücadeleyi sürdürmezsek, biz bunlara ihanet edersek onların mezarda kemikleri ters döner ve bizden hesap sorarlar" ifadelerini kullandı.

Evinden kayıplara karışan Mustafa Bulut'un oğlu Mustafa Bulut, babası için yazdığı mektubu okurken gözyaşlarına hakim olamadı. Bulut, "Kendimi anlamaya başladığımda anneme babamı sordum. Annemin verdiği cevap, babanı götürdüler ve bir daha babamdan haber alamadık. Ben babamı istiyorum. Eğer babam öldüyse de ölüsünü istiyorum. Babamı öldürenler yüzünden her an her saat baba hasreti çektim. Onların yüzünden, baba şefkati, baba sevgisi hiç görmedim. Onların yüzünden babasız büyüdüm, onlar babamı
götürmeseydiler ben de babalı olarak büyüyecektim, baba sevgisi ve şefkati tadacaktım. Neden bunu bana çok gördüler? Şu an içimdekileri bir ben bir Allah biliyor" şeklinde konuştu.

Milletvekili Sırrı Sakık, Mustafa Bulut'un konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamazken, yapılan konuşmaların ardından gözyaşları içerisinde oturma eylemi yapıldı. Toplanan kalabalık grup daha sonra sessiz bir şekilde dağıldı.
 

iha
Yayın Tarihi : 14 Şubat 2009 Cumartesi 15:20:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?