Geniş güvenlik önlemleri altında halka hitap eden Bahçeli, Türk milletinin hiçbir evladı bu ülkenin zencisi değil, bu ülkenin hiçbir ferdi bu ülkenin ötekisi değildir. Diyarbakırlı kardeşlerim siz bizsiniz biz de siz" dedi.

Elazığ'dan karayolu ile Diyarbakır'a gelen Devlet Bahçeli, MHP Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ardından Diyarbakır'a gelen Devlet Bahçeli, birlik ve beraberlik mesajları verdi. "Diyarbakır bugün bize kucağını açarak kardeşlik, birliğin ve sevginin tarafından olduğunu bir kez daha kanıtladı" diyerek konuşmasına başlayan Bahçeli, "Misafirperverliğinizi gösterdiniz, gönlünüzü açtınız, Türkiye'nin ve Türk milletinin sonuna kadar yaşaması için katkı veren her kardeşimle el ele, omuz omuza olacağız. Diyarbakır'ın her köşesindeki vatandaşıma buradan en kalbi duygularımı gönderiyorum. Diyarbakır ve bütün ilçelerini hürmetle, sevgiyle selamlıyorum. 12 Haziran'da yapılacak milletvekili genel seçimlerin barışa huzura vesile olmasını niyaz ediyorum" dedi.

"DAĞILMAYA DEĞİL, TOPLANMAYA, DARGINLIĞA DEĞİL, KUCAKLAŞMAYA VARIZ"

Diyarbakır'ın kendilerine çok şey anlattığını belirten Bahçeli, fikir pınarlarının kurumayacak olan kaynağı merhum Ziya Gökalp'in, Cahit Sıtkı Tarancı'nın ve Süleyman Nazif'in Diyarbakır'ın Türk milletine birer armağanı olduğunu söyledi. Bahçeli, "Diyarbakır'ın dört ayaklı minaresi müşterek değerlerimizi anlatır. Diyarbakır'ın karpuzu ağzımızın tadı, sohbetliğimizin yarenidir. Ulu Camii aynı kıbleye hep birlikte baş koyduğumuzu dile getirir. Bu şehrin her tarafında tarih ve medeniyet akıyor, her köşesinden asalet ve güzellik fışkırıyor. Dağılmaya değil, toplanmaya, dargınlığa değil, kucaklaşmaya, kavgaya değil, barışmaya varım ve hazırım diyorum. Diyarbakırlı kardeşim nifak saçanlardan yoruldum diyor. Farklılıkları hatırlatarak, müştereklerin altını oymaya çalışanlardan bunaldım diye ses veriyor. İnanıyorum ki Diyarbakırlı vatandaşım istismara, fitneye, bölünmeye karşı çare arıyor. Kandan beslenen teröristlere karşı yardım bekliyor. AK Parti iktidarının aldatmalarına, yalanlarına ve işbirlikçi duruşlarına son verilmesini istiyor. Merak etmeyin, biz varız. Yeise kapılmayın MHP var" şeklinde konuştu.

"SİZDEN OY İSTEMEYE DEĞİL, HASRET GİDERMEYE GELDİM"

Konuşmasında Diyarbakırlılardan oy istemeye gelmediğinin altını çizen Devlet Bahçeli, "Buraya sizlerden oy istemeye, siyasal fayda sağlamaya gelmedim. Diyarbakırlı kardeşimle derleşmeye, sorunlarını dinlemeye ve hasret gidermeye geldim. Başbakan Erdoğan'ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumları çürütmeye geldim. Kafasında çizdiği Sivas Gavur Dağı hattını yerle bir etmeye geldim. İnanın bana bize yönelik iftiraları, gıybetleri aşmak için buraya koştum. Ortak değerlerimizin dilini paylaşmak için buradayım. Bin yıllık kardeşliği ayakta tutmak ve sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım.

Milliyetçi hareketin mesajını sizlere ulaştırmaya getirdim. Aramıza inşa etmeye çalıştıkları bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdim. Ekmeğimizi, suyumuzu, mahallelerimizi, özlemlerimizi paylaştık, cephelerde birlikte mücadele ettik. Hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalist mihraklara diklendik. Birlikte güldük, birlikte ağıladık, sevgimizi bölüştük ama insanımızı bölmedik. Kız aldık, kız verdik, sıla özlemimizi hep birlikte duyduk. Alın terlerimizi şehit kanlarıyla kazandığımız vatan topraklarına düşürdük. Deliloyla, esmerle, çaçanla birlikte oynadık, birlikte güldük. Asırlarca el birliği, güç birliği yaptık. Benzer düşleri kurduk. Duamız bir, yakarışımız bir, safımız bir, adımız bir, acımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük Türk milleti olduk. Bu aziz vatan bin yıl önce gerçek sahiplerini buldu. Bilmeyene, anlamak istemeyene tekraren hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milletidir. Milletimiz kökenleri, dilleri, mezhepleri birlikte yaşamak ülküsüyle aynı hedefe yönlendirmiştir. Zafer, yenilgi ve fetihlerimiz tarihe damga vurmuştur. Doğduğumuz yer, doyduğumuz yer, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun bizim ismimiz Türk milletidir. Hangi etnik kökene, hangi mezhebe mensup olursa olsun, herkesi cenabı Allah'ın kutsal bir emaneti olarak benimsiyor ve sahipleniyoruz" ifadelerini kullandı.

"BÖLÜCÜLERE İNAT AYRIMIZ GAYRIMIZ YOK"

Türkiye üzerin oynanan oyunların görülmesini isteyen Devlet Bahçeli, hiç kimsenin bu ülkenin zencisi olmadığını söyledi. Bahçeli, "Türk milletin hiç bir ferdi bu ülkenin ötekisi değildir, bundan asla taviz vermedik. Kimsenin kendi evinde yabancı olmasını istemedik, aklımızdan geçirmedik. Aksini düşünenlere ise heybetli bir şekilde karşı durduk. Diyarbakırlı kardeşlerim, siz bizsiniz, biz de siz. Başbakana ve bölücü PKK'ya inat ayrımız, gayrımız yok. Bin yıldır son vatanımızı beraber savunmadık mı? Şehitlerin kanından ilhamını alan bayrağımızı birlikte sallamadık mı? Zorluklara birlikte katlanmadık mı? Başkalarının dediğine aldırmayın, yıkım projesinin kirli taraflarına ve etnik tahrikçilerin sözlerine kanmayın.

Oynanan oyunları görün, tuzakları kışkırtmaları anlayın. Siz ortak hissedar ya da iştirakçi değil, bu devletin asli sahiplerindensiniz. Siz Türk milletinin onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Şuna da inanın Washington'dakiler sizi benden daha fazla sevemez. Bürüksel'dekiler benden daha çok anlayamaz. Erbil'deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez. Sorarım sizlere Trakya'da söylenen şarkıyı Bismil'de duymadınız mı, Çermik'teki içli köfteyi İstanbul'da da yemediniz mi? Dicle'de çalan davulun sesiyle Ankara'da heyecanlanmadınız mı?" diye konuştu.

"TÜRK MİLLETİNDEN AYRILMA RÜYASI GÖRENLER AKLINI BAŞINA ALSIN"

Konuşmasında isim vermeden BDP'yi de eleştiren Devlet Bahçeli şöyle devam etti:

"Sorunlarınız yok demek istemiyorum, ama sorunlarla boğuşan yalnızca sizler değilsiniz. Sıkıntıyı sadece sizler yaşamıyorsunuz. Yurdumun her köşesinde en az sizler kadar problem yaşayan insanlarımız var. Her sorunu olan ve her derdi bulunan da çözüm ve çareyi çıkmaz sokaklarda aramıyor. Türk milletinden ayrılma rüyası görenler, bağımsız devlet özlemi içinde olanlar akıllarını başlarına almalıdırlar. Bizim ne verecek bir çakıl taşımız ne de vazgeçecek bir insanımız var. Son vatanımızda yaşamaya karar verdiğimizden bu güne bütün hesaplar bizi bu coğrafyadan atmak üzere şekillenmiştir. Türk milletini meydanlarda yenemeyenler, topla tüfekle üstesinden gelemeyeceklerini anlayan gafiller, şerefsizce üzerimize oyunlar oynamaktadırlar. Kudretli olduğumuz çağlarda pusanlar, bu gün zorda olduğumuzu görünce bizi içten dağıtmaya çalışmışlardır. Misak-i milli kazanılmış vatan topraklarının son ve kesin hattını çizmiş ve belirlemiştir. Bizim bu hattan zerre kadar geri çekilmemiz ve taviz vermemiz mümkün değildir.

Türk milleti için gidilecek yer, göç edilecek ve yaşanılacak diğer bir toprak parçası yoktur. Başka bir vatan üzerinde yaşamak gibi seçeneğimiz bulunmamaktadır. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nde Türk milleti olarak Allah'ın izniyle sonuna kadar yaşamaya devam edeceğiz. Unutmayın ki ya bu vatan üzerinde bir ve bütün olarak kardeşçe yaşayacağız, ya da millet olarak yalnızca Diyarbakır'dan değil, Anadolu'dan da atılacağız. Yedi düvelin karanlık planları durmak bilmiyor, bunun için terörist PKK'yı taşeron olarak kullanıyor, eşkıyayı sürekli besliyor. Bir tarafta hepimiz varız, diğer yanda bizleri ayrıştırmaya çalışanlar. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım, kardeş kavgasının tarafı olalım, birbirimize küselim ve çözülelim, aramızı bozmaya çalışıyorlar. Birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Birlikteyken amaçlarına ulaşamadıklarını biliyorlar, şimdide dağıtarak sonuç almak istiyorlar ama asla emellerine ulaşamayacaklar. Üzerinde yaşadığımız coğrafya hepimize büyük sorumluluklar yüklüyor. Son vatanımızda yaşamanın bir

jeopolitiği vardır ve bu bin yıldır hiç değişmemiştir. Bunlar değişirse bu coğrafyayı mutlaka kaybederiz. Bunun için her zamandan daha çok uyanık olmamız gereken önemli bir dönemden geçiyoruz. Hiç kimsenin kökeni, kimseyi ilgilendirmiyor, ilgilendirmemeli. Ana diliniz ne olursa olsun konuşmanıza saygımız vardır, ancak hepimizin ortak meselesi işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliktir. Ana dili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı? Anadilde eğitim imkanı sağlanınca ekonomik sorunlarınız dinecek mi, ekmeğiniz artacak mı? Bu yöre için yürekten kaygı duymayanlar ileri demokrasi zırvasıyla ve sahte özgürlük vaatleriyle Diyarbakırlı vatandaşımın aklını çelmeye çalışmaktadır. Hatta MHP'yi kardeş kavgasının tarafına çekmeye çalışıyorlar. Biz kavga eden taraf olmayacağız. 13 milyona ulaşan yoksulumuz canımızı yakmaktadır. Diyarbakırlı esnafımız siftah yapmadan kepenk kapatmaktadır. Diyarbakır’ın her semtine yoksulluk saltanat kurmuştur. Diyarbakır’ın her hanesini işsizlik, peranlık harap etmiştir.

İşsizliğin etnik kimliği bulunmamaktadır. 12 Haziran’da asıl sorunlarınızı örtpas edenlere hesap soracak mısınız? AKP’ye hesap soracak mısınız? Bin yıllık kardeşliğimizi bozanlara soracak mısınız? Diyarbakırlı vatandaşlarıma güveniyor, hepinize inanıyorum.

Türkiye her yanda kuşatılmış, kısır döngü içine hapsedilmiştir. Ülkemizin her yanı tel tel dökülmektedir. AKP hükümeti ülkemizi perişan bir hale getirmiştir. AKP kriz olmuş, kaos olmuştur. AKP-CHP’nin danışıklı dövüşü ülkemizi uçurumun kenarına getirmiştir.

Bize kağıttan kaplan diyen Başbakan Erdoğan, kağıttan kaplan mı yoksa ensesinden tutan bozkurt mu olduğumuzu görecek.

Ne mutlu Türküm diyene."