7
Mayıs
2024
Salı
DİYARBAKIR

Kürtçe ajandaya 3 yıl hapis

DİYARBAKIR Barosu'nun 2007 yılı ajandasını Kürtçe-Türkçe bastırdıkları için görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan Baro eski başkanı Sezgin Tanrıkulu ile avukat Nesip Yıldırım 3 yıl hapis istemiyle yargılamaya başlandı. 30 avukat meslekdaşlarını savunmak için duruşmada hazır bulundu.

Diyarbakır Barosu'nun 2007 yılında bastırdığı Kürtçe-Türkçe içerikli ajandası nedeniyle Adalet Bakanlığı'nın verdiği soruşturma izni üzerine haklarında ‘Görevi kötüye kullanmak' suçundan dava açılan Baro eski başkanı Sezgin Tanrıkulu ile avukat Nesip Yıldırım'ın yargılanmasına Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

İddianamede, sanık iki avukatın bastırdıkları ajanda da Türkçe yazıların yanı sıra Kürtçe yazılara yer verildiği, yerel yayın yapan Diyarbakır Söz gazetesinin 13 Şubat 2007 tarihli sayısında yer alan ‘Avukatlar Kürtçe ajandasına sahip çıktı' başlıklı haberde Diyarbakır Barosu'nun Kürtçe ajanda bastırmasının suç olduğu öne sürülerek savcılığı harekete geçmeye çağrılması üzerine bu kez ‘Baroma ve ajandama sahip çıkıyorum' kampanyası başlatıldığı ifade edildi. İddianamede, ajandayı bastırmaktan sorumlu tutulan 2 avukatın ‘Görevlerini kötüye kullandıkları' gerekçesiyle TCK’nın 257/1 maddesi uyarınca 3’er yıl hapisle cezalandırılmaları istendi.

Avukat Sezgin Tanrıkulu mahkemeye verdiği yazılı savunmasında, ajandanın Kürtçe basılması kararını yönetim kurulu ile birlikte aldıklarını belirterek, şöyle dedi:
“Ajandanın giderini baro üyelerinin ödediği aidatlardan karşıladık. Bu, şahsıma değil, baronun tüzel kişiliğine açılmış özenli bir davadır. Kürtçe yasaklara rağmen Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'su, Suriye ve Irak'ın kuzeyi ve doğusu, İran'ın ise batısında konuşulmaktadır. Ortadoğu'da en çok konuşulan dördüncü, dünyada ise 36'ncı sırada yer almaktadır. Kürtçe'nin dünyada 40 milyon insan tarafından konuşulduğu dil bilimciler tarafından ileri sürülmektedir. Son yıllarda Avrupa'da çok sayıda konuşanı ve devlet kurumlarında resmi olarak eğitim ve öğretim görenleri bulunmaktadır. İsveç'te 70 bin kelimelik İsveç-Kürtçe sözlük bu ülkenin milli eğitim kurumu tarafından yayımlanmıştır. Dolayısıyla bu konuda neyin yasak veya hukuka uygun olup- olmadığını hem sayın savcıdan, hem bu davanın açılmasına izin veren Adalet Bakanı'ndan, hem de hükümet ve sayın başbakandan çok daha iyi hukuki bilgilere sahibim.“

Dillerin yasaklanmaması gerektiğini anlatan Tanrıkulu, “Müvekkillerimiz ile kullandığımız dilin bize yabancı olmadığı mesajını verdik ve bu dili kullanmanın bir hak olduğununun somut belgesini sunduk. Görevini kötüye kullanmadım. İddianame hukuki bakımdan dayanaksızdır. Aksine, hukaka ve insan haklarına, adalet ve mesleğime, kimliğime, aileme, halkıma, meslekdaşlarıma ve kendime karşı görevimi yaptım. Çünkü dil kimliği ifade eder, diller tarihin ambarıdır. Çünkü diller milletlerin seceresidir. Taktir sayın mahkemenindir” diye konuştu.
Avukat Nesip Yıldırım ise, Kürt ajandasını meşru bir yol olduğu için desteklediğini belirterek, “Ana dilim Kürtçe'dir. Bundan kaynaklanan bir suçlama zulümdür. Ana dilim meşru bir taleptir. Meşru talebin cezalandırılması ve yargılamaya konu edilmesi hukuka uygun değildir” dedi.

Savcı esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için süre isteminde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmayı erteledi.

iha
Yayın Tarihi : 4 Şubat 2009 Çarşamba 14:59:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?