Diyarbakır Dicle Üniversitesi'ne öğretim elamanı alımı için yayınlanan ilana ilişkin açıklama yapan 128 öğretim üyesi, 'Kadrolaşma' iddiasına bulundu. Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem'in okuduğu basın açıklamasında, ''Akademik kadro ilanı vesilesiyle ortaya çıkan 'Kadrolaşma' eğiliminin neden olduğu rahatsızlığı kamuoyuyla paylaşmayı görev biliyoruz" denildi.

Dicle Üniversitesi'nin öğretim elemanı alımına ilişkin ilanı öğretim üyelerini birbirine düşürdü. Üniversitenin kimi kadrolarında ihtiyaç kriterlerinin gözetilmediğini ve ihtiyaç olan yerlere değil, olmayan yerlere kadro açıldığını savunan 128 öğretim görevlisi açıklama yaptı. Hazırlanan açıklamayı AK Parti'nin yeni anayasa taslağı komisyonunda yer alan, türbana özgülük bildirgesine imza atan ve rektörlük seçimlerinde 136 oy alarak ikinci olan ancak göreve getirilmeyen Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem okudu.
Dicle Üniversitesi'nin kuruluş tarihi itibarıyla Türkiye'nin ilk üniversitelerinden biri olmasına rağmen, hem bilimsel üretkenlik hem de yetişmiş akademik kadro açısından diğer üniversiteler arasında oldukça geride olduğunu belirten Erdem, üniversitenin YÖK'ün kuruluşuyla birlikte başlayan ve bütün üniversitelere sirayet eden baskıcı, hizipçi, ötekileştirici, çatışmacı ve toplumdan kopuk yönetim anlayışından nasibini aldığını ifade etti. Her gelen yönetimin tarafgir anlayışla kendi kadrosunu oluşturmaya ve
ötekileştirdiği karşıtlarını ise tasfiye etmeye çalıştığını belirten Erdem, "Bu yönetim tarzından duyulan yaygın hoşnutsuzluk nedeniyledir ki, Haziran ayında yapılan rektörlük seçimlerinde aday olan öğretim üyelerinin neredeyse tümü kuşatıcı ve kapsayıcı bir yönetimden yana sıcak mesajlar verdiler. Bizlere bu mesajları verenlerin biri de rektörlük seçimlerinde aldığı oyla üçüncü sırada yer almasına karşın, Cumhurbaşkanı tarafından atanan Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç'tı. Ancak, 6 Aralık 2008 tarihli Resmi
Gazete'de ve 16 Aralık 2008 tarihli Takvim Gazetesi'nde yayımlanan üniversitemize ait kadro ilanı Sayın Saraç'ın verdiği sözleri unuttuğunu gösteriyor. İlana bakıldığında kimi kadrolarda ihtiyaç kriterlerinin gözetilmediği, ihtiyacın olmadığı anabilim dallarında kadroların ilan edildiği, eleman ilanında anabilim dallarını görüşlerinin alınmadığı ve yardımcı doçentlik ile doçentlik kadrolarına atanmayı bekleyenler arasında ise objektif davranılmadığı görülmektedir" diye konuştu.

Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı'nda 11, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda 8 ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda 8 öğretim üyesi olmasına rağmen ilk ikisine ikişer, sonuncusuna ise bir yardımcı doçentlik kadrosunun ilana verildiğini kaydeden Erdem, "Oysa aynı fakültenin 3 öğretim üyeli Patoloji Anabilim Dalı'nda şiddetle öğretim üyesine ihtiyaç duyulurken, kadro ilana verilmemiştir. Yine Fen Edebiyat Fakültesi'nin özellikle Edebiyat Bölümleri'nde yeteri kadar öğretim üyesi olmadığı için yeni
programların açılamama, mevcut olanların kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olmasına ve öğretim üyesi kadrosuna atanmak için bekleyen doktorasını tamamlamış 10'dan fazla öğretim elamanı bulunmasına rağmen tek bir kadro bile ilana verilmemiştir. Fen Bölümleri'ne ise 3-4 yıldır kadro bekleyen öğretim elamanlarına kadro verilmemiştir. Örneklerini çoğaltabileceğimiz bu tür haksızlık ve yanlışlıkların üniversitemizde oluşturacağı kamplaşma ve kutuplaşmalardan endişe duyan 128 öğretim elamanı olarak, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü tarafından verilen akademik kadro ilanı vesilesiyle ortaya çıkan 'Kadrolaşma' eğiliminin neden olduğu rahatsızlığı kamuoyuyla paylaşmayı görev biliyoruz" şeklinde konuştu.