Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin kentteki risk altındaki çocuklara yönelik düzenlediği atölye çalışmasına katılan Muğla Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Betül Altundaş, bölgeden göç eden vatandaşların metropollerde toplumun en yoksul ve en alt tabakasını oluşturduğunu söyledi. 

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmet Daire Başkanlığı 'Risk altındaki çocuklara yönelik atölye çalışması' başlığıyla Konukevi'nde çalışma düzenledi. Atölye çalışmasına Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Remzi Oto, Muğla Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Betül Altuntaş ile sosyal hizmet uzmanı Abdullah Karatay katıldı. Sosyal hizmetler uzmanı Abdullah Karatay, devletin görevlerine değinerek, sivil toplumun bu konuda devleti harekete geçirmek için güçlü ve örgütlü olması gerektiğini belirterek, "Diyarbakır'ın suç istatistikleri Türkiye genelinin çok üstündedir ve çocuk suç çeşitliliği de ülke ortalamasının üstündedir. İyi bir toplum yaratmanın yolu, iyi bir kamusal alan yaratmaktır. Sorunun kaynağı buradaki örgütsüzlüktür" dedi. 

Muğla Üniversitesi'nden Yrd Doç. Betül Altuntaş, zorunlu göç süreçlerinin ardından gelen yoksulluk ve işsizliğin çocukların ucuz iş gücü olarak görülmelerine neden olduğunu ifade etti. Çocukların evin geçimini sağlayacak birey olarak görüldüğüne vurgu yapan Altundaş, "Çocukları tehlikeli olarak görmeye başlıyoruz. Kamuoyunda tehlikeli olarak kodlamanın kendisi tehlikelidir. Onları tehlikeli, balici, tinerci, olarak kodlayan terminolojinin kendisi tehlikelidir. Metropollere göç eden aileler sistemle uzlaşmayan, içine kapalı bir profil sergilemektedir. Bu durumun yalnızlaşmayı ve dışlanmayı beraberinde getiriyor. Sokakta çalışan çocukların sadece buz dağının görünen yüzü. Çalışan çocuklar sadece sokaktakiler değil. Kiralanan çocuklar olduğunu biliyoruz doğudan batıya çalıştırılmak için götürülen. Van'dan maden ocaklarında çalıştırılmak için gönderiliyorlar. Gözümüzün önünde görünen kısmı değil, görünmeyen kısmı daha büyük. Hazırlıksız yaşanan göç bunların en önemli nedenlerinden biridir. Çünkü kentin bilgi ve becerilerine hazır değillerdi ve dolayısıyla çocuklar bu anlamda evin geçimini sağlayan itici güçler oldular. Diyarbakır'da 10 binin üzerinde sokakta çalışan çocuğun varlığından söz ediliyor. Şimdi artık madde kullanan çocuklardan da bahsetmeye başladık, özellikle Diyarbakır'da madde kullanımının yaygınlaştığını görüyoruz" diye konuştu. 

Yapılan toplantının ardından sivil toplum örgütleri ve konuşmacılar risk altındaki çocuklar ve sorunlarının çözümü ile ilgili olarak basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdiler.