Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç bir dizi gezi ve incelemelerde bulunmak amacıyla geldiği Diyarbakır'da, Irak'tan çekilmek için gün sayan Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden geçişine izin vermeyeceklerini söyledi.

2003 yılında Saddam Hüseyin rejimini devirerek Irak'a girmesinin ardından Amerikan askerlerinin Irak'tan 2011'e kadar tamamen çekilmesi gündeme gelirken, Saadet Partisi (SP), askerlerin Türkiye üzerinden geçişine karşı çıktı. Bir dizi gezi ve incelemelerde bulunmak amacıyla Diyarbakır'a gelen SP Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, yaptığı basın toplantısında ABD askerlerini kast ederek katillerin Türkiye üzerinden geçişine izin vermeyeceklerini belirtti.

Malkoç, "Başka bir ülkenin devlet başkanının bizim ülkemize gelmesinden memnun oluruz, ama başka bir ülkenin devlet başkanı Türkiye'ye gelip de bizim yetkililerimize hele hele TBMM'de yaptığı konuşmada üslubu önemlidir. Ama daha sonra bizim yetkililerimiz bu konuşmanın etkisinde kalıp ona göre adım atıyorlarsa biz bundan da rahatsız oluruz. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Irak'ta bulunan askerlerini Türkiye üzerinden tahliye etmek ve Türkiye'yi de bu konuda üs talep ediyorsa, iktidar da buna evet diyorsa bu iktidarın yakasına yapışırız. Ya da NATO için Afganistan'a biz sizden yardım istiyoruz deyip de, Diyarbakır'ın çocuğu gidip NATO'nun, Avrupa'nın, Amerika'nın emelleri için gidip Afganistan'da ölecek. İktidarın böyle bir yanlışı yapmasına elimizden geldiğince karşı çıkar ve önleriz. Amerikan askerleri Irak'a nereden gelmişlerse oradan çıksınlar. 150 bin Amerikan askeri var ama bildiğimiz bir şey daha var ki orada 1.5 milyon insan katledilmiştir. En az 2 milyon insan sakat kalmıştır, 500 bin kız kardeşimiz dul kalmıştır, binlerce yavrumuz yetim kalmıştır. Bu katillerin bu topraklar üzerinden geçmesine izin vermeyeceğiz ve biz Saadet Partisi olarak onay vermeyiz" dedi.

Malkoç, Anayasa'yı bir kuşa benzeterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle Türkiye'de 1921 Anayasası'nı hariç tutarsak Türkiye'deki bütün anayasalar ya askeri ihtilallerin sonucu olağanüstü ortamlarda yapılmıştır ya da zaman zaman Avrupa Birliği'nin ısrarlı talep ve hükümetlere dayatmaları sonucu yapılmıştır. Biz diyoruz ki biz bundan Saadet Partisi olarak rahatsız oluyoruz. Türkiye normal şartlarda anayasasını yapmalıdır. Türkiye Avrupa Birliği'nin şunu yap bunu yap diye terbiye salonundan çıkıp, bu millet ne istiyor, bu milletin talepleri nedir, Diyarbakırlı Ankaralı ne istiyor buna uygun bir anayasa yapmalıdır. Nasrettin Hoca'ya bir leylek getirmişler, Nasrettin Hoca leyleğe bakmış bakmış bir şeye benzetememiş ve makas istemiş. Makasla biraz gagasından biraz bacağından kesmiş. Sormuşlar, hayrola hocam ne yapıyorsun? Hoca'da bu kuşa benzemiyordu kuşa benzetiyorum demiş. Şimdi 1982'de bir anayasa yapıldı ama bir türlü anayasaya benzemiyor. Ötesinden berisinden kesip duruyoruz."